efes pilsen'in kaybederek ikinci maçında ikinci mağlubiyetini aldığı, top 16'da grubun en zayıf takımına istanbul'da yenilerek de gruptan çıkma hedefini paketleyip bir arkadaşa* bıraktığı maç olmuştur.
seneye drew nicholas'ı kadroda tutup, bir tane de avrupalı point guard bulduğumuz takdirde daha başarılı olacağımızı düşünüyorum. mağlubiyetin ardından konuşan hıncal uluç havasına girmek istemem ama sezonun en başından belli değil miydi bu horace denen vatan evladıyla bu işlerin dönmeyeceği? bu kadroya yazık oldu.
tabii 4-4 yaparak gruptan çıkma ihtimalimiz de var, ama şu efes'i izleyen herhangi bir canlının panathinaikos'u istanbul'da yeneriz diyebileceğini sanmıyorum. göreceğiz.
çetin yılmaz ın hakemleri yanına çağıraraktan "sir, absolutely no basket" çığırtmalarıyla maçı uzatmaya taşıdığı lakin efeste 3 tane oyun kurucunun bir boka yaramadığını ve nicholas ın da oyun kurucu mevkiinde perde sonrası 3 lük atmak mantığıyla oynadığından dolayı prokomun kazandığı maç olmuştur. kıssadan hisse boktan bir maçtı. ha bu arada prokom da efese karşı euroleague tarihinde ilk kez kazanmıştır yamulmuyorsam.
efes ikilik sut kullanmak yasakmıs gibi sadece ucluk kullandı ve bu sebepten yenildi.yandan da oktay mahmuti izledi.olacak sey degil .rezillik.burdan cen akyol a de birseyler soylemek lazım.skor berabere ve daha 20 sn varken hangi akla hizmet 3 luk kullanırsın anlamıs degilim.
efes bu boktan oyun tarzıyla bu sene tam bir hayak kırıklıgı.artık oktay gider mi kovarlar mı bilemiyorum bu sistemsizlikle.