eskişehir spor'un galatasaray'ın üzerinden hızlı tren gibi geçtiği, kötü gidişatı için dönüm noktası olabilecek, ligin ilk yarısında hakem destekli fener beraberliğinden sonra fener maçı için doping olan maçtır.
sonucu yüzünden bülent korkmaz'ın üzerine gidilmemesi gereken maçtır. bu kadro michael skibbe'nin eseridir, kendi kafasındaki oyuncuların çoğu kadroda yer almamaktadır. ayrıca bülent korkmaz büyücü değildir, özgüvenini ve ruhunu kaybetmiş futbolcuları bir anda canavar yapma sihrine sahip değildir.
o futbolcular ki iki maçtır üzerlerinde taşıdıkları armanın değerini bilemeyip ruhsuz oynamış ve haklı mağlubiyetler almıştır. bunları söylerken, tüm sezonu da ele alarak, arda, kewell ve baros'u onlardan ayırıyorum.
eskişehirspor'a gelince, 10 kişi kalmasına rağmen inanmış ve ali sami yen'den 3 puan çıkarmışlardır. aynı inancı gelecek hafta kadıköy'de sergileyip sergilemeyecekleri de merak konusudur. tebrikler eskişehirspor.
maçı izledim. doğa-engin-serkan'dan oluşan eskişehir orta sahasının barış-sabri gibi iki yeteneksiz ve ayhan-arda gibi son bir aydır canı çıkmış oyuncular karşısında bariz üstünlük kuracağı daha maçın başında herkes tarafından görüldü. bir bizim bülent'le cevat hocalar göremedi. ha ayrıca bülen kaptan futbolcuyken kazmanın tekiydi galatasaray'a sayısız maç kaybettirmişliği vardır yaşı genç galatasaraylılara hatırlatayım dedim. hayır bir efsane kaptandır gidiyor kaç zamandır.
galatasaray'ın ileri uç elemanları etkili olmak istedi. kewell, karan, arda, sabri etkili olmak istediler fakat onları besleyecek kişi yoktu. bülent korkmaz'ın lincoln'ü oyuna almayacaksa, ayhan'a ileride pas dağıtma görevini vermesi gerekiyordu fakat çok geç kaldı. ayhan'ın yanındaki barış'da bu bölgede saklambaç oynuyor adeta. durum böyle olunca, galatasaray şişirme toplara kaldı fakat uzun boylu kaleciyi geçemedi. oyuncu değişiklikleri hayal sınırlarını zorladı. maçın sonlarına doğru, korkmaz ayhan'ı yanına çağırıp, 'ileriye çık' deyince galatasaray pozisyonlara girdi fakat, şansın bu kadarı fazla olurdu. o kadar çok yanlış, o kadar çok yanlış varki, seyircinin muhtemelen karnına kramplar girmiştir.
ne idüğü belirsiz bazı kişiler, takım kötü oynadıkça koltukları kırıyor. ne hakları var? bu kişiler kimler? klüp bu kişileri bulsun, aslantepe'ye ve asy'ye girişini engellesin. seyircinin ve klübün parası ile alınmış koltukları kırmaya, kimsenin hakkı yok. bu stadın güvenlik kamerası, emniyet amiri yok mudur? koltukları kıranların yanlarında bulunan polisler bu kişileri niye gözaltına almıyor? kapalı üst full kombine olan bir tribün, güvenlik kameralarından bu kişilerin fotoğrafları, bu tribündeki görevli polislere dağıtılsın ve stada girişte gözaltına alınsın ve ömür boyu galatasaray spor klübü'nün herhangi bir aktivetisine(voleybol, yüzme, basketbol, futbol) girişleri yasaklansın.
türkiye'nin(sözlükte bu oran daha da yüksek) yüzde 95'inin kötü birer futbol yorumcusu olduğunu göstermiş karşılaşmadır.
100'e yakın entry girilmiş bu maç hakkında. maçın sonucu belli olduğu andan itibaren tüm galatasaraylı futbol yorumcusu uludağ sözlük yazarları istisnasız bülent korkmaz'ı yerden yere vurmuşlar. ana sebepler ise lincoln'ün oynamaması, mehmet güven'in oyuna girmesi.
şimdi ben perşembe günü hamburg maçını yaklaşık 200 kadar galatasaraylı ile birlikte izledim. bu entryleri girenlerin lincoln hakkında ne düşündüklerini, neler söylediklerini bizzat duydum. ama komik olan ne biliyor musunuz; daha 3 gün önce tükürükler saçarak "kovun bunuu, allah belasını versin lincoooln, kapıdan içeri almayıın" diyen futbol fakirlerinin bu maçtan sonra kalkıp da hıncal havalarında "bülent nasıl olur da kişisel egoları yüzünden lincoln'ü oyuna almaz" demeleridir. ben utandım lan...
hayır eminim ki bülent lincoln'ü oynatsa aynı adamlar çıkıp "galatasaray teknik direktörü bu kadar aciz olmamalı, nasıl kesmez lincoln'ü" dicekti. ne zor iş lan bu teknik direktörlük.
mehmet güven konusunda ise; bugün galatasaray'da oyuna sonradan nonda ve aydın yılmaz girdi. baros yok, arda, kewell, ümit zaten sahada. şimdi söyleyin bakalım, kulübede mehmet güven'den başka kimler otuyuyor?
Bu maçla beraber böyle lig böyle büyükler olmaz olsun dedim. Eskiden Fener-Gs başa baş giderdi.Cuma'dan kazanır zevkle keyifle Gs'nin maçını izler yenilsin diye heyecan yapardık.Son haftalara denk gelirdi derbiler.Haftalar öncesinden başlardı heyecanı, tribünlerde panktartlı atışmalar falan.O sırada bir takımın puan kaybedip kaybetmeyeceğini merak ederdik.Aynı anda başlayan maçlar bir o kanala geç bir bu kanala geç.Yok öbür maçın sesini duy bu maçı izle vs.
Şimdi ise Cuma maç izleyemiyoruz.Hatta Fener maçı izleyemiyorz. zaten galipte gelse mağlupta olsa heyecan vermiyor.Çekişme yokken Gs'nin maçını ne yapayım.Diğer takımlar şampiyon olsun ne bir Fener'li üzülür ne bir Gs'li.Şampiyon olmaktaki en büyük zevk karşıdakini kızdırmaktır.Derbilerde kazanıp-kaybedip pazartesi okula işe vs. mutlu ya da üzgün gitmektir. bu ligin zevki budur benim için.Sivas, Trabzon, Beşiktaş şampiyon olursa olsun umrumda değil.Ben zevk alamadıktan ve Gs yada Fb şampiyon olmadıktan sonra önemi yok.Öyle ya da böyle bu ligin 2 büyüğü var Fenerbahçe ve Galatasaray.
Bir an önce toparlanın benide kızdırmayın.Bu seneyi boş geçseniz bile seneye adam gibi oynayın.Kızdırmayın beni şimdi dağılın ulen *
eskişehirspor'un kıran kırana bir mücadele sergileyip bileğinin hakkıyla kazandığı karşılaşma.
kimse kalkıp da galatasaray şöyle kötüydü böyle yanlıştı diye yorum yapmaya uğraşmasın bile. eskişehir elini kolunu sallaya sallaya üç puanı aldı geçti.
galatasaray'ın hamburger sv karşısında 2-0 galipken maçı 2-3 kaybetmesi nedeni ile moralsiz olan bir galatasaray. ayrıca sezonun bitmesine bir kaç ay kala galatasaray'ın başına getirilen bir teknik direktör *.
emre toraman'ın geçen hafta bursa karşısında 2 kez kendi ağlarını havalandırması 15 mart 2009 eskişehirspor bursaspor maçı ile birbirine daha çok kenetlenen bir eskişehir.
uzun lafın kısası galatasaray hala hamburg maçını unutmamış, zaten spor basınını takip ettiğim kadarı ile galatasaray'ın idmanları da moralsizdi, ayrıca galatasaray'ın kadrosunda önemli eksikler de vardı.
ayrıca bülent korkmaz'ın sezonun bitimine bir kaç ay kala takımın başına getirilmesi de bir dezavantaj, takımı henüz tanımayan bir teknik direktör kimin ne yapacağını kestiremez ve oyuncularına neyi nasıl yapacağını söyleyemez.
meira'nın takımdan gönderilmesi de ayrı bir etken olabilir *.
eskişehirspor ise 2 haftadır puansız kapatıyordu haftaları, kocaeli'ne deplasmanda yenilmesi ve bursaspor'a kendi evinde emre toraman'ın kendi kalesine ikişer gol atması ise takımı ve taraftarı üzdü, ama umutlar halen bitmedi eskişehirspor'da.
demek istediğim şu, galatasaray'da ve diğer büyük takımlarda önemli bir oyuncu sakatlanınca veya önemli bir oyuncu kırmızı kart görüp hakem tarafından oyundan atılınca hemen rehavete kapılıyor. spor gazeteleri felaket tellahlığı yapıyor ve taraftar da maça karamsar bakıyor.
fakat eskişehir'de durum farklı, galatasaray'ın moralsiz olması ve önemli oyuncularının eksikliğini iyi değerlendiren kırmızı şimşekler hakettiği üç puanı aldı. taraftar takımına güveniyor ve asla yanlız bırakmıyor.
galatasaray yönetimi ve futbolcuları ise hep karamsar tutumunu sergilemekte ve bu yüzden puan ve puanlar kaybetmekte, galatasaray oyuncularının acilen psikolojik desteğe ihtiyacı var.
ayrıca mütevazi takımlar büyük takımlara karşı her zaman can ve başla mücadele eder, keşke her takıma karşı böyle mücadele olsa ve lig kalitesi yükselse.
(bkz: eseses kikiki eskieskies)
yorumsuz maçtır. lincoln gibi bir oyuncun varsa oynatacaksın. egonu otoriteni bir kenara koyup oynatacaksın. ama hoca hoca olmadığı için bunları yapamıyor. daha öncede dedim eksilendim, şimdi de söylüyorum; bülent korkmaz hoca olarak galatasaray ı kaldıramamıştır, galatasaray bülent hoca(!) ya bir kaç beden büyük gelmiştir.
snucu ne bülent korkmazla ne skibbeyle ne lincolnle ne de de sanctisle alakalı olan maçtır. bu takımın şah damarının mehmet topal olduğunu neden kimse göremez bilmiyorum. mehmet topal olmayınca galatasaray orta sahası çöküyor. türkiyedeki en değerli defansif orta saha oyuncusu, yakın gelecekte onu premier ligde ya da ispanya liginde göreceğimize eminim.
galatasaray'ın da modaya uyarak puan kaybettiği karşılaşma.
yalnız zannedersem galatasaray taraftarının çoğu bülent korkmaz'ın asker arkadaşlarıdır.
"bülent" diye hitap etmek nedir ya? bülent korkmaz, bülent hoca. taraftar ne kadar idrak edemese de bu adam şuan teknik direktör ve taraftarın yarattığı lakayıt hava bence takıma da sirayet ediyor. en canlı örneği de lincoln olayı. taraftar bülent korkmaz'a hoca sıfatını layık görmüyorsa futbolcu nasıl kaale alsın? zamanında basın christoph daum'a yapardı bunu, kapıcısından bahseder gibi "daum efendi" diye hitap eden hayatında ayağı topa değmemiş köşe yazarlarını görünce ifrit olurdum. bülent korkmaz ne kadar kötü bir teknik direktör olsa da ve kendisini ne kadar sevmesem de aynı şeyin kendisi için yapıldığını görünce de uyuz oluyorum.
bir guardiola'ya bakıyorum bir bizim bülent'e..eğer o teknik direktörse bizimki ne ya bizimki teknik direktörse o ne oluyo çözemedim. sen kimsin abi de lincoln'e kafa tutuyorsun takımı sırtlayanı bozuyosun.
taraftarın arda turan'ı sahiplendiği karşılaşma olmuştur.
Yaziklar olsun. Yönetiminden, futbolcusuna ve üzülerek söylüyorum ki Bülent Korkmaz'ina kadar...
Hepsine sonuna kadar destek olduk. Bülent Hoca bu camianin en kariyerli ismidir, o Galatasaray'in büyüklügünü bilir dedik. Ama hoca olmadigini kanitladi. Taktik bilgisi gercekten sifir. Skibbe gönderildi, yerine Bülent geldi. Al birini, vur ötekine. Her macta Mehmet Güven'i aliyor oyuna. Sanki kendisi bizim Zidane'ìmiz. Dogru düzgün bir sistemi yok, oyun anlayisi sifir. Oyuncu degisiklikleri berbat. Üzülerek söylüyorum ki Büyük Kaptan, hayal kirikligi yasattin bize teknik direktör olarak ...
Adnan Polat basarili bir baskan ama kendisi de kabul etmeli artik. Teknik direktör secimleri hep hatali oldu. Bir türlü kulübün kalitesinde, kulübü ileriye tasiyacak teknik direktör getiremedi takimin basina. Her sene teknik direktör degistirir olduk. Sezon sonunda da büyük ihtimal, Bülent Korkmaz gönderilir.
Futbolcular mac secer oldular artik. Nonda, Ümit, Lincoln hakkinda yazmayacagim artik fazla bisey. Hepsi gönderilmeyi bekliyor. Galatasaray'i, taraftarlari takmadiklari cok net belli. Bu ne laubalilik, bu ne ruhsuzluktur yahu?
Taraftarlar sonuna kadar destek oluyorlar ama futbolcular mücadele etmiyorlar. Böyle sampiyon olunamaz tabi ki. Birakin sampiyonlugu, sampiyonlar ligi de hayal artik ...
Artik yönetim yumrugunu masaya vursun. Ne yapiyorsa yapsin, durumu düzeltsin. Kimse Galatasaray'dan büyük degildir. Herkes haddini bilsin.
işte süper star arda, işte mehmet güven, işte sabri, işte italyan panteri, işte serkan kurtuluş, 10 alex eden lincoln...
işte kadıköyde kupa kaldıracak galatasaray.
şimdi de arda turan dan 'fenere gitmem abi' açıklamasıyla maçın skorunu ve sahada oynanan rezil futbolu unutturmasını dinliyoruz buselik makamında; arda?
yenik durumdayken kewell cıkıp mehmet guven girdi gibi geldi, ama sanmıyorum kesınlıkle ben yanlıs gordum.
ya da bulent hoca 1 nisan sakasını 1 hafta onceden mi yaptı yoksa...
