öncelikle aramaya inandık amma velakin 23 aralık olanını bulduk, trt'den baktıktan sonra bu maçın 22 aralık salı günü 20:25'de oynanacağını bilmiş olduk.
beşiktaş'ın 2.kez manisa deplasmanına gideceği ziraat türkiye kupası mücadelesidir.
trt 1'den naklen yayınlanacaktır.
aynı zamanda beşiktaş'ta kalecilerin sakatlığından dolayı tabiri caizse '' en yedek '' kaleci kaleyi koruyup, sanırım ferrari ve ibrahim kaş'ta bu maçta forma giyemeyecek.
maçı trt 1 in verdiğini öğrendiğim an manisa nın golü bulduğu karşılaşmadır, ulan adamlar resmen beni beklemiş gol için, mustafa denizli rezil ettin sen bizi tezahüratına az kaldı sanki.
beşiktaşlı yöneticilere ve mustafa denizli'ye aldığınız paralar size helal mi acaba dedirten maçtır. teknik adam değişikliğinin tam sırasıdır devre arası. denizli gitsindir artık.
trt'nin yanlı ve absürd spikerleriyle maç izlemenin rezil bir duygu olduğunu öğreten ilk yarıya sahip bir maç. yok manisa şöyleymiş, ligin en iyi takımlarından biriymiş taraftarı canavarmış, ne bu be? beşiktaş karşıtlığı diğer takımı neden yüceltiyor sevgili trt? başka adam mı bulamadınız?
yeni açılan eko sözlükteki yazarlığımı askıya almama sebep olan maç. demiştim ki; beşiktaş'ımız 1(bir) gol atarsa sözlüğe ara vereceğim. gayet de umutluydum. kadromuz da varyasyonik, süper bir kadroydu. gol atmamız imkansızdı. ligin de devre arasına girmesini fırsat bilen oyuncuların gevşek davranacağını sezmiştim. nasıl olsa beşiktaş'ımızı 17 maçta 17 gole mahkum eden süper kariyerli teknik direktörümüz yönetiyordu. bütün bu şeyler bir araya geldiğinde biraz zor gol atardık. üstelik defansımızda ferrari de bulunmuyordu.
maç güzel başlamıştı. ilk yarı 0-0 bitti. son 45 dakikaya girildiğinde canımın içi ekocuğumdan ayrılmayacağıma emindim. ta ki bobo yerleştirene kadar. ama 'neye yaradı aayın bobo?' sorarım sana.
bobo'nun gol atmasına rağmen korcan çelikay'ımızın yediği 2 golle son 10 dakikaya geride giriyoruz. kendi sahasında galip gelemeyen takımları sevindirir beşiktaş. sevaba girer.
'eh, elimizdeki oyuncuları hazır tutmaya uğraşıyoruz. bu tip varyasyonlar olacaktır. 28. haftayı bekleyin. pardon, bu kupaydı di mi? 3. haftayı bekleyin. teşekkürler.'
kongre öncesi iyi olmuştur inşallah tüpçü gidecektir.
zira 8 maç kazanınca üstüne bir de manu galibiyeti gelince yönetim kurulu içindeki bazı angut dalkavukların götü kalkmış, "barcelona'ya başkan olsana" türünden slogan atmışlardı.
gerek bursa maçı, gerekse de bu maç için ciddi manada mağlup olmamızı istemiştim bir beşiktaşlı olarak. "sen nasıl beşiktaşlısın ulan?" diyeni sikerim, kimse yargılayamaz benim beşiktaşlılığımı. zira, sen kazanmaya mahkum olduğun diyarbakırspor maçında, cska maçında, manisa maçında oyuna kurtarıcı olarak "uğur inceman" adlı odunu sürersen, hücum gücüne çomak sokup, takımı kısırlaştırarark, kaybetmeyi dahi göze alarak nihat adlı bodosu kazanmaya çalışırsan, maç kaybetmelisin ki, maç sonu ömer güvenç'e "hah hah, hah ilk yarıyı lider bitiririrz, iki ünvan da bizim elimizde, hah hah hah, bunu koruyacağız" diyemeyesin. ligde 5 puan geridesin, kupada da durumun ortada üstelik salak saçma gollerle. iyi oldu!
maç hakkında fazla konuşmaya gerek yok. korcan'a birkaç kelamım olsun. arkadaş 22 yaşındasın yani "genç" sıfatının sonundasın neredeyse. önündeki 2 kaleci sakatlanmış, şans gelmiş kapına dayanmış. sen böylesi maçlarda öyle bir performans göstereceksin ki, hatta öyle toplar çıkaracaksın ki, sezon sonu kaleci aranmayacak sen olacaksın. "nasılsa korcan var" diyecekler. beşiktaş gibi bir takımın kalesine geçmişsin, altyapıdan geldiğin için kredin de var. hatalı goller de yersin, topu sektirip pozisyona da sebep olursun ki, ilk gol öyle bir gol ama o 2. gol nasıl bir gol arkadaş? böyle mi "emin ellerde" beşiktaş kalesi? bu şekilde mi geçeceksin kaleye? bu şekilde mi yağışacaksın eldivene? bu şekilde mi mesaj vereceksin "kaleciye ihtiyaç yok" diye?
bursa maçında doğru düzgün pozisyon çıkaramamışsın, bu maçta bir tanesi facia olmak üzere 2 hatalı gol yemişsin, kredin sonsuzken bir anda eksi bakiyeye girmişsin bu kadar mı?
vel hasıl, mustafa denizli'nin beyninin daha net basması için aldığı derslerden biri dahadır. gözümüz artık devre arasında gidecek yabancıya çevrilmiş, ikinci yarıda nihat ve uğur inceman inadının sürüp sürmeyeceğini arayacaktır.
manisaspor yenince kendilerinin de galip geldiğini sanan ezik fenerlileri sevindiren maç. ama doğru tabii ki, anadolu takımı dayananışması yapmanız iyi bişey.
maça gelirsek beşiktaş'ın yediği iki golden de ibrahim üzülmez sorumlu. ilk golde çok gereksiz bir faul yaptı. ikinci golde de verdiği hızlı bir geri pas sonucu golü yedik. aferin ibo.
manisaspor'u tebrik etmemiz gereken karşılaşmadır.
nitekim bir çok takımın sahip olduğu gibi anadolu takımı zihniyetiyle kapanmak yerine açık futbol oynayarak, futbolun seyir zevkinin de ortaya çıkmasını sağlamışlardır.
nitekim maçın büyük bölümünde üstün olduğundan kelli galibiyeti de sonuna kadar hak etmişlerdir.
ofsayttan iki gollerini saymadılar. ilki için bariz ofsayt olduğu aşikar olmakla birlikte ikinci gol konusunda haklarının yenildiği kanaatindeyim.
tekrardan kendilerini tebrik ediyorum.
beşiktaş konusunda ise sadece mustafa denizli'ye bir kaç kelam etmek lazım.
hoca sen iyi kötü bir dikiş tutturmuş giden takımı af buyurun ne skime çeşitli varyasyonlara sokup tıpkı geçen yıl yaptığın ve bizleri çileden çıkarttığın eski günlerine geri döndürürsün ki? o tabata denilen adamı yönetim aldı götümüzde patladı diye zorla neden oynatırsın ki? adamın yaralı parmağa işeyeceği yok. zamanında antalyaspor'dan alınan gol kralı adayı fazlı gibi bir topçu besbelli. sen değil misin şu ülkede herkese karşı durabilecek yaşı başı tecrübesi olan bir kaç teknik adamdan birisi. yönetim baskısıyla kadroya alıp oynattığın bariz belli oluyor ve ceremesini takım ve taraftar çekiyor. yazık bu zihniyete.
ya adam gibi as kadro ile çık tek devrede bitir işi (ki zihniyeti bu şekilde) ikinci devre oyunu rolantide götür uyut bizi. ya da illa ki "bakın ben yapınca oluyor" dedirtmek(!) adına at skindeki kelebek gibi duran 2 futbolcuyu ilk 11'de sahaya sürüp insanları çileden çıkarmanın mantığını halen daha anlayabilmiş değiliz tam 2 sezondur.
açıkçası takımın 8 haftalık galibiyet periyodu takım adına bir şeylerin iyi gittiği yönünde emareler verdi bize. lakin sende herhangi bir değişiklik olmadığı gerçeği gözümüzün önünden gitmedi. gitmedi değil aslında sen hiç unutturmadın bunu taraftarlarına.
kaleci için söylenecek pek bir şey yok. en azından bu tip maçlarda bu hataları yapması sorun teşkil etmiyor. daha kötü durumlarda daha kötü sonuçlara sebebiyet vermesinden evladır.
hayatımda izlediğim en gerzek maçlardan biriydi. yine de rezil savunmasına rağmen maçı kazanan manisayı tebrik etmek gerekir. o futbolla karşılarında başka bir takım olmadığı baya şanslılardı...
gelelim beşiktaş'a. bu kadar çok düz futbolcuyu bir araya getirdikleri için ordaki herkesi tebrik etmek istiyorum. bildiğin düz adam hepsi. ekrem dağ, ibrahim üzülmez, nobre, fink, toraman, sivok, korcan... bunlar maçta oynayanlar sadece. daha da var saymıyorum.
son sözüm mustafa denizli'ye: teknik taktik bir şeyden çaktığın yok. tamam ona lafım yok. bari oyuncuları kendi yerlerinde oynat be hacı. tello sağda, yusuf solda, nobre forvet arkası... bari şunu düzgün yap.