Efendim oncelikle helal olsundur.. ayrica ulkenin bircok yerine hala dogalgaz gitmedigi icin normal bir durum olmakla birlikte, dogalgaz giden yerde bile -ben ne soba cayimdan vazgecerim ne de kestane pisirmekten- deyipte inadina eski geleneklerini yasatmaya calisan insandir..
şimdi daha da iğrencini yazılayacağım ki gerçekten utanç vericidir; bu odun sobalarında yakacak odunu dahi bulamayıp tezek yakanlar vardır. hem de devletin/hükümetin dağıttığı bedava kömürleri satmaktadır bu vatandaşlar. satıp da karnını doyurmaktadır. 21. yy hala milletindan uzak kalan, onu ötekileştiren, sıfatlı sıfatsız paramparça eden, utanmdan da devletim diyen adamlardır sebebi, hani kürsülerden ahkam kesen şerrefsiz türevi...
kimine göre şanslı insandır. sobanın üstüne ayva , kestane koyar soğuk kış günleri. onları yemek doğalgazlıya nasip olmuyor artık. ayrıca bir de şu vardı küçüklüğüme dair. yufka ekmeği sobanın üstünde ısıtıp yağ , köy peynerini ve soğan koyduktan sonra dürme olayı vardı. on numara lezzetti. şimdi yok tabi..
yüzde yetmiş zam gelip kapıya dayandığı zaman bu entry'i yazan da dahil, dahada yazacak olan yazarların da kaderini paylaşacağı adam dır. geçen sene 400tl fatura ödedik bu sene 1400tl ler girecek heryerimize.
evine doğalgaz döşetip '' artık kıçımız donmayacak. evimiz kirlenmeyecek '' mutluluğunu ilk faturaya kadar yaşayıp, gelen faturadan sonra '' hanım bizim söktüğümüz soba boruları nerde '' diyen insandır. ülkemizin bir çok hanesinde yaşanan bir durumdur. ne yazık ki yüz yıl soba satışını ve kullanımını etkilemiyor.
odun sobasının üstünde kızartılan nefis ekmeğin tadından hala haberdar olan insandır. elektrik kesintilerinde kıçı donan kombi sahiplerine ev sahipliği yapabilecek insandır ayrıca.
işi bilen insandır. zaman zaman diğerlerinin(!) oooo abi ne kestane pişirilir orda gibi yapmacık kıskanmalarını görmezden gelecek kadarda olgun yürekli insandır.
efenim öncelikle şunu açıklamak gerekir ki, türkiye'de o kadar aç insan, işsiz insan varken bu durum gayet doğaldır.
biz evlerimizde doğalgaz ile ısınırken, onlar soğukta elleri soğuktan çatlamış halde, az da olsa içimiz ısınsın, çocuğum hasta olmasın diye ordan burdan topladığı tahta parçalarını yakıp ısınan, elleri öpülesi insanlardır.
siz bilirmisiniz ki biz sıcacık evimizde pc başında oturup çayımızı yudumlarken, onlar bu soğukta çöp konteynırlarını karıştırıp yiyecek bir parça ekmek arıyorlar.
bu başlığı açan yazara sesleniyorum. birgün yıkık dökük bir mahalleye gitsin de dışarıyı bir gözlemlesin. bakalım orada 1 dakika daha durmaya tahammül edecek mi?
ya da evinin önündeki bir çöp kutusuna marketten aldığı bir ekmeği koysun da sabaha kadar gözlemlesin kaç tane aç insan gelip çöp kutusunu karıştırdığını ve ekmeği bulan kişinin nasıl sevindiğini. insan yaşamadan anlayamaz ama inanın gözlemleyerek, bazılarının "leş gibi" diye tabir ettikleri onların o kokularını içlerine çekerek anlayabilir yokluğu.
bizdeki varlık cebimizde ise, onlardaki varlık da kalplerindedir.
doğalgaz vardı da biz mi yakmadık yarraam diyen insandır. çocukluğumda biz de odun, kömür sobası yani bildiğin soba ile ısınan bir evde büyüdük. o zaman nerdeee doğalgaz. tüp bile yok doğru dürüst. sonra sonra yayıldı, yaygınlaştı evlerde kaloriferdi, doğalgazdı falan. rahatlık tabi, temiz.
böyleyken böyle işte. dağılın şimdi.