öncelikle orjinal başlık: 21. yüzyılda hala istanbul'da yaşamamak
tanım: cahillik, sapkınlık.
evet hala konya'da etli ekmek yiyen mi ararsın, adana'da kebaptan kabız olan mı, izmir alsancağa götleri yapışan mı... trabzon'da kolbastı oynayan mı ararsın, akdeniz'de akşamları mı ararsın, ege'de 'gariii' mi ararsın... doğu'yu kaale bile almıyorum.
la azcık medeni olun... gelin istanbula. caz konserlerine gidin, rock'n coke yapın, bebekte üç beş tur atın, taksim'de protesto edin, nişantaşı çocuğu olun, emirganda kapkaç görün, yolda 2. sınıf şarkıcılarla muhattap olun... hayat istanbul'da kirve, siz yaşamıyorsunuz...
dimağım beni yanıtlmıyorsa daha çok yeni; bir opera konseri öncesinde mekan basıldı, bir sanat galerisi taşlandı içerdekiler dövüldü falan, mahalle baskısını saymıyorum bile...
siz istanbul u ne sanıyorsunuz a kuzum ?
konser kültür sanat etkinlikleri oluyormuşmuş da, muşmuş...
en azından gürültüden uzak yaşamak olabilir. yan komşular tatile çıktı çocuk ağlaması sesi bitti diye sevinirken, hemen karşımızdaki binanın alt katında matbaa açıldı. tık tık tık tık sesten delirmek üzereydik ki sustu bir an dedik aha bitti galiba. tam seviniyorduk ki inşaat sesi başladı. dele dele mağmaya inecek şerefsizler. ilerde muhtemelen yapacağım mesleğimden soğudum. kapı pencere açamıyoruz gürültüden o derece kafa ütülüyor. e pencere açmadan da bayılıyoruz sıcaktan ağlamak istiyorum sayın seyirciler. yani ben şunu anladım istanbul'da rahatça pencereni açıp gürültüsüz bir hayat yaşayabiliyorsan zenginsin demektir arkadaş. işte böyle muhteşem bir şehirdir istanbul. hala istanbul'da yaşamayı seçmeyenlere gerçekten ben de şaşıyorum. çok sevdiğim istanbul'dan soğuttular ya beni helal olsun valla.