Güzel üniversite hayatı birçok şeye bağlıdır. Okuldan okula değişebileceği gibi cebindeki paraya göre hatta okuduğun bölüme göre acayip değişir.
Üniversitede güzel bölümde okumanın, puanı yüksek bölümde okumanın tamamen zekayla bağdaştırılabilecek durumu yoktur. Elbette zeka önemlidir, ama yıllarca sınava girip tıp kazanan adam ilk girişinde gerizekalı olduğu için mi kazanamamıştır? Şartlar, kişinin bilinç düzeyi gibi birçok durum bunu belirler.
O bakımdan açıköğretim okuyanları da küçümsemek, üniversite okumadıklarını iddia etmek doğru değildir. Tanıdığım birçok açıköğretimli maddi yetersizlikler, huzursuz ev ortamı, bilinçsiz çevre içerisinde olmanın olumsuz sonuçlarına maruz kaldığı için açıköğretim okumak zorunda bırakılmıştır.
bireysel öğretim ve eğitim yöntemlerinin yaygınlaşması ile okuyan kişi sayısının artması gereken okul tipidir. avrupa toplumlarından pek çok insanın evinde, uzaktan veya açık öğretimle eğitim aldığı unutulmamalıdır.
genelevler kapansın diyenlere "kapansın da bizi mi şey etsinler?" diyen insan ile aynı kişidir. yani ihtiyaç ki var hocam yani açıköğretim diye bir zımbırtı.
bazı zengin oğlanları babalarının paralarıyla paralı üniversitelerde fink atarken o adam hem ailesine yardım etmek için çalışıyor hem de okuyordur.
çünkü parası yoktur zamanı hiç olmamıştır.
istese bazı götoşlar gibi baba parası yiyerek paralı üniversitede okuyan dalkavukların kazanamayacağı odtü yü bile kazanır ama şartlar elverişli değildir.
Güzel insandır, cesur insandır.Açıköğretim okumak bir ayrıcalıktır.
Her zata nasip olmaz. Bence en güzel en şerefli en acıtan ve en mutlu eden üniversitedir.
Ben de açıköğretimliyim, hem örgün hem açıktan okuyorum. Üç üniversite gördüm ve aralarında beni en mutlu edense açıköğretimdir. insanın gözünden yaş getirir, anlamazsın sinirden ağlarsın. Yine de inatla devam edersin.
Sınavın olur yanında bir kopya verecek arkadaşın dahi olmaz. Hiç yüzünü görmediğin hocaların olur. Vay hocam ya bana iki puancık daha ver de dersi geçeyim diyemezsin. Hocaya hediye falan vermezsin. Bunca çapulcunun, hilebazın, parayla sınıf geçenin olduğu bir zamanda doğru demişsin, açıköğretime niye emek veresin. Çok şükür ki bu üniv yi kuranlar başlığı açan gibi düşünmüyorlardı. Sakat ama zeki, fakir ama zeki , türbanlı ama zeki, yaşlı ama zeki birileri vardır bu millette, onların da herkes kadar okumaya hakkı vardır diye düşünmüşler. Çok da iyi etmişlerdir.
örgün olmasa da, eğitim eğitimdir. ben deniz iki yıllık meslek yüksek okulunu bitirdikten sonra açıköğretime geçiş yaparak 4 seneye tamamlamış, onun üstüne bi üniversitede master yapmış biriyim.
neyi okuduğun değil, okuduğunu nasıl okuyup kendini nasıl ilerlettiğindir önemli olan. sonuçta dışarda o kadar işsiz var, içlerinde örgün okuyanı da, aöf okuyanı da.
21 yy'da olupta halen okur/yazar oranının ne kadar düşük olduğundan bi haber olup, dershane tozu yutmuş, örgün öğretime dahil olunca bir tarafı göğe ermiş, ayrımcılıkta daha nasıl saçmalarım da uzayan burnumu görmelerini sağlarım çabasında olan, okumak yerine çalışmak zorunda olan insanları ezerim mantığının vurucu sloganı. 21 yy'da halen açıköğretim okuyan insan!
çalışmak zorunda olduğu için liseye dahi gidemeyen ne kadar çok öğrenci var haberin var mı diye sormak lazım bu tip insanlara.
hayallerini rafa kaldırıp iş peşinde koşmak zorunda olanlar mesela?
sanki öss'ye giriyorsun adını soyadını yazıyor sonra da herhangi bir yere yerleşiyorsun (!) ülkemizdeki eğitim ve öğretim sisteminin yeterli olmadığını ve nerdeyse birçok öğrencinin dershane takviyesi sayesinde o burun kıvırıp caka sattığı yerlere gelebildiğini gözardı ediyor olmalılar sanırım.
açıköğretimi düşüklükle bağdaştırabilecek zekada insanlardan beklenebilecek bir... başlık. evet sadece bir başlık.
2 yıldır üniversitedeyim, bir halt görmedim anasını satayım millet ne meraklı üniversitesini afişe edip kendi kadar zeki(!) olmayanları ezmeye, laf sokmaya. kampüsmüş, hocalara ayar vermeymiş, sıcak atmosfermiş. kusura bakmayın da bi tarafımla gülerim. yok öyle bir şey!