milliyetçiliği yüzyılla bağdaştıran yazar söylemi.
şahsi kanaatime gelince. zaman ne kadar değişirse değişsin eğer vatan denilen coğrafyayı kan ile sulayarak almış isen değil 21., 30. yy olsa bile savunulması gerekilen duruştur. yeri gelir bağnaz derler, yeri gelir faşist derler, yeri gelir bir halttan anlamaz solcu derler. ama bu toprakların olmazsa olmazıdır milliyetçilik. bizi biz yapan da denebilir.
içeriğine milliyetçilik katılmamış bir millet, öyle veya böyle yok olmaya mahkumdur. bu yüzden gayet isabetli eylemdir. tabii abartılınca da boku çıkar, memlekette idiot oranı artar.
milliyetçiliği savunanların sığ görüşlü olarak nitelendirilmesidir. bu ergen yeni solcu marksist yazarların heyecanını anlıyorum lakin dünyayı popüler sitelerde sanal alemlerde arayan gençliğin tespitlerde bulunup beyan etmesinden de sıkıldım. dünyadan bi habersin, sağı solu bilmez türk'ü kürt'ü tanımaz burda gelip ahkam kesersin. bizler ne kadar birbirimize sarılıp dik durursak o kadar varız, yoksa daha çok filmde oynar daha çok ağlarız. türk milletinin ağlatıldığı filmler
` alevi vs sünni türk vs kürt müslim vs gayr-ı müslim
sizler böyle konuştukça anadolu insanı daha çoook figüran olur böyle filmlerde.
milliyetçi olup, aynısını kürtler ya da ermeniler yapınca -yani milliyetçilik yapınca- 'biz kardeşçe yaşıyoruz yhaaa, onlar hep sorun çıkarıyor' diyenlerin yaptığı iştir.
kabaca iki bakış açısıyla bu cümleyi yorumlayabiliriz bence. yazarın bahsettiği bu sığlık ya neo-liberalizmin artık ulus devletlerin sınırlarını aştığını,çok uluslu şirketlerin küreselleşen kapitalizmi ve haliyle kapitalizmin sınırları içerisinde ki her ''kafa tasından'' insanı kim olduğuna bakmadan çatır çatur yönettiğini,ulus-devlet diye anılan ve hepi topu bi kaç yüz yıldır var olan illetin ise söylemlerini milliyet üzerinden kurmayı ufaktan azalttığını ve bu nedenlerden ötürü milliyetçi olmak günümüz koşullarında sığlıkdır demişdir. ya da daha basit olarak ''milliyetçilik alçakların son sığınağıdır.'' cümlesini haklı olarak kabul ederek her türlü lafı faşistlere iliştirmekten keyif almaktadır. bence ikincisi daha makbuldur.
sol yanımda sınırsızca enternasyonel dünya,çatla beton millet sakarya.
(bkz: 3 satırda neo-liberalizm anlatmak)
( (bkz: 3 satırda neo-liberalizm anlatamamak)
yaşanan-hissedilen bir mıknatıs olduğundan neden savunmaya ihtiyaç duyulsun? mesele savunmak değil aynı çatı altında aynı yolda aydınlığa yürüyen kardeşlerin düsturudur.
laf sırası gelince; 'bir kardeşim, arkadaşım, yoldaşım yok' demesini bilirsiniz. o birlikteliği sağlamak için daha iyi kazıyın-kazanın. (bkz: suyu arayan adam)
emperyalizmin böl-parçala-yönet taktiği karşısında hALKLARın kardeşliği şiarı tehlike arzediyor. bu yüzden emperyalizmin iktidarları, ideolojik aygıtları sürekli milliyetçiliği ve dinciliği kışkırtır.
öyleyse milliyetçilik insanlığa zararlı bir akımdır. öyleyse bir ulusun diğer ulusa üstünlüğü ve/veya perde arkasında temelde bir ulusun burjuvazisinin çıkarlarını korumanın propagandası demek olan bu akım yerine, yurtseverlik temel alınmalı, emperyalizme ve işbirlikçi iktidarlarına karşı aynı yurt içerisindeki tüm halkları mücadeleye çağırmalıdır.
kavramsal açmaz olan önermedir.
zira milliyetçilik son bir kaç yüz yılda ortaya çıkmış kavramdır.
batı medeniyetleri kendilerine çok yakışmasına rağmen uzak durmaya çalıştıkça bizim gibi ortadoğululuk kozmopolitliğine ne kadar uzaksa o kadar burnumuza sokulmaktadır.
