bir de bu insan sosyalist devrim falan dedi mi makaraları koyveresi gelir karşısındaki insanın. ama sonra kendine gelir ve kendi kendiine acımasız olma bu kardar deyip sonra da içinden vah vah eder.
devrimci insanları dümbelek olarak gören zihniyetlere yüz yıl öncesinden fransız tarihçisinin söylediği şu sözü söylemek farz ve elzem olmuştur.
"Dünya gömlek değiştireceği zaman, hadiseler sakınılmaz olur." Albert SOREL
bu söylem sadece ve sadece gelişmemiş bir beyinden çıkabilecek söz öbeğidir. bu beyinleri taşıyan bedenler ki ne kadar şanssız bedenlerdir. bu beyinler bedenleri için sadece yeme, içme ve de boşaltım sistemini çalıştırmak gibi günlük ihtiyaçlarını karşılamak için düşünme yetisini kullanılar. kaldi ki bu kadar zahmet etmeye gerekte olmamalı. çünkü hayvanlar da bu kadarını yapabilme yetisine sahiptirler. ellerinde okumak için kitap yerine genelde aksesuar olarak tespih taşıyan bedenlerden çıkan saçma sapan söz.
19, 20 ve 21 yy arasında ne fark diye sormadan edemediğim bir yakıştırma. aklını kullanmayı bilen, uygun zamanı tutturan ve tek başına olmayanlar için 35 yy da bile yapılması doğaldır.
Marx'a göre zaten kapitalizmin sonu komün düzen olacaktır. bir devrimciye düşen bu zaman dilimini olabildiğince çabuklaştırmaktır.
haa ama yine de Amerikan köpekliği daha cazip gelmiyor mu bize? Geliyor. Sustum ben.
Sovyet devrimi yıkılırken kapitalizme büyük bir yük bırakmıştır. Kapitalist sistem zaten sömürünün halklar üzerindeki eşitsizlik ve hak gaspları neticesinde geçirmiş olduğu dünya krizlerinden sonra bir de kökeni devrimci bir tarihten gelen proleterlerin kontrol altında tutulmasını acaba daha ne kadar devam ettirebilecektir. 19 yüzyıl komünizmi yoğusam zaten 21 yüzyıl kapitalizminin içinde yer alan bir dinamit değil müdür haşmetlüm sorusunun cevabını tarihsel devrimci diyalektik ve Marksizmin güncel pratik yorumlarıyla işçi ve emekçi kitlesinin sosyal devlet anlayışı ile belirli bir süre uyutulduktan sonra bir zamanlar ayaklara vurulan zincirlerden vazgeçmiş ancak maaş , seçim hakkı gibi ağızlara bal çalarak ayakta durmayı başarabilmiş bir sistemin eninde sonunda gümleyeceğini bilen dümbelektir.
devrimin teorisi ve pratiği ile evrimleşmesi aşamasına katkıda bulunan dümbelektir. bir enstrumanın böylesine bir davranışta bulunması oldukça şaşırtıcıdır.
dümbelek sensin, devrimde sana girsin bile denilmeyecek darbukaların, hazım problemi sonucu giriştiği kategorizasyondur. devrimden kasıt sol tazyikli olunca dümbelek, islamik olunca perküsyon olunuyorsa, o zaman burada darbukaların çifte standartından bahsetmekte fayda vardır. zira, devrim 1970' lerdeki anlamıyla kullanılmamaktadır artık.
devrim hakkında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olacak kadar zeki(!) insanların uydurduğu önermedir. devrim belli bir alanda ani ve köklü değişikliktir*. örneğin türk eğitim sisteminden şikayetçi olan birisi devrimden de şikayetçi ise gerçekten ruhsal sorunları vardır, çelişkidedir. yaşadığın yerde sana göre mantıklı bir biçimde değişmesini istediğin, yetersiz bulduğun, kanunların, inkilapların değişmesi de birer devrimdir. olayı bu biçimde inceleyecek mantığa sahipsek hangimizin devrime ihtiyacı yok ki?
21. yy'da hala koyun gibi yaşayıp, sadece klavye başından atıp tutabilen, fonksiyonsuz dümbeleklerden çok daha iyi olan dümbelektir.
bir amacı, ideali, hayalleri vardır ve bunlar için mücadele vermektedir.
bütün gün yan gelip yatıp, baba parası yeyip sadece klavye başından saçmalamıyordur en azından.
o yüzden asil duyguların, düşünceli ve mücadeleci insanıdır.
21. yy da büyük turan devletinin kurulacağını düşünen tek hücreliden daha akılcıdır.en azından bir beyine sahiptir hemde işleyen bir beyin, üreten ve paylaşan bir beyindir.
devrimler en çok; onun gerçekleşemeyeceğini düşünen insanlar üzerinde korku ve hayal kırıklığı yaratırlar. devrimcilik; teslimiyetçi ve mukadderatçı insanların tahayyül dahi edemeyeceği kadar yüksek bir inanç ve kişilik gerektiren, haksızlıklara karşı koyabilme erdemidir.