Sovyet devrimi yıkılırken kapitalizme büyük bir yük bırakmıştır. Kapitalist sistem zaten sömürünün halklar üzerindeki eşitsizlik ve hak gaspları neticesinde geçirmiş olduğu dünya krizlerinden sonra bir de kökeni devrimci bir tarihten gelen proleterlerin kontrol altında tutulmasını acaba daha ne kadar devam ettirebilecektir. 19 yüzyıl komünizmi yoğusam zaten 21 yüzyıl kapitalizminin içinde yer alan bir dinamit değil müdür haşmetlüm sorusunun cevabını tarihsel devrimci diyalektik ve Marksizmin güncel pratik yorumlarıyla işçi ve emekçi kitlesinin sosyal devlet anlayışı ile belirli bir süre uyutulduktan sonra bir zamanlar ayaklara vurulan zincirlerden vazgeçmiş ancak maaş , seçim hakkı gibi ağızlara bal çalarak ayakta durmayı başarabilmiş bir sistemin eninde sonunda gümleyeceğini bilen dümbelektir.
Marx'a göre zaten kapitalizmin sonu komün düzen olacaktır. bir devrimciye düşen bu zaman dilimini olabildiğince çabuklaştırmaktır.
haa ama yine de Amerikan köpekliği daha cazip gelmiyor mu bize? Geliyor. Sustum ben.
19, 20 ve 21 yy arasında ne fark diye sormadan edemediğim bir yakıştırma. aklını kullanmayı bilen, uygun zamanı tutturan ve tek başına olmayanlar için 35 yy da bile yapılması doğaldır.
bu söylem sadece ve sadece gelişmemiş bir beyinden çıkabilecek söz öbeğidir. bu beyinleri taşıyan bedenler ki ne kadar şanssız bedenlerdir. bu beyinler bedenleri için sadece yeme, içme ve de boşaltım sistemini çalıştırmak gibi günlük ihtiyaçlarını karşılamak için düşünme yetisini kullanılar. kaldi ki bu kadar zahmet etmeye gerekte olmamalı. çünkü hayvanlar da bu kadarını yapabilme yetisine sahiptirler. ellerinde okumak için kitap yerine genelde aksesuar olarak tespih taşıyan bedenlerden çıkan saçma sapan söz.
devrimci insanları dümbelek olarak gören zihniyetlere yüz yıl öncesinden fransız tarihçisinin söylediği şu sözü söylemek farz ve elzem olmuştur.
"Dünya gömlek değiştireceği zaman, hadiseler sakınılmaz olur." Albert SOREL
bir de bu insan sosyalist devrim falan dedi mi makaraları koyveresi gelir karşısındaki insanın. ama sonra kendine gelir ve kendi kendiine acımasız olma bu kardar deyip sonra da içinden vah vah eder.