dünyanın en asil insanıdır. kendinden 3-4 yaş küçük insanlarla aynı sınıfta okuması onun için büyük bir sıkıntıdır. kendi yaşıtları okulun son demlerini yaşarken onlara bakıp üzülmesi mi gerek? yoksa sevinmesi mi gerek? bilemeyen insandır.
sınıftan pek arkadaş edinemez kendisi. kimseyle muhhabetti olmaz. dolayısıyla sınıfta olanlardan pek haberi olmaz. mesela derse gelmediği bi hafta hocanın asistanı gelir kafasına göre bir kısa sınav yapar. bizimkinin bundan haberi olmaz. dönem sonunda dersin not ortalamasının vize ve final notunun altında olduğunu görür. bu işte bi yanlışlık var der hocanın yanına konuşmaya gider. hoca olayı bi türlü anlayamaz. vizenin %40 ı finalin %60 ı nı alıpta en düşük notumun da 10 puan altında olan ortalamasının nasıl hesaplandığını hocaya sorar. imkansızdır. bir başka sınav yapılmadığı takdir de gerçekleşmeyecek bişeydir çan eğrisi vb. durumlar dışında. hoca bi türlü anlamaz. senin notunun %2 si ni alırım falan onu öle yapar bunu böle yaparım düşürürüm bi yanlışlık yok der. istediğin kadar düşük al yine de ortalama denilen şey iki notun ortasında olur. en düşük notumun altında olamaz der ama bi türlü hoca anlamaz. üstelik "senin matematiğin yok anlamıyosun sen" der ve azarlamaya çalışır. sinirler gerilir karşılıklı tartışma hararetlenir ve en sonunda öğrencimiz çekip gider. belli ki hocamızın da kısa sınavdan haberi yoktur. %2 bilmem ne diye atıp tutmaktadır boş boş. desene kısa sınava girmemişin diye. demiyosun ki mübarek vurucam ağzına deli ettin deli.
%75 ilk kazandığı üniversiteyi 2. veya 3. yılında bırakan insandır. ben de 2. yılında bırakanlardanım. 21 yaşında da şimdiki üniversiteme başlamıştım.. hey gidi günler!
17 yaşında üniversiteye girip iğrenç ergen fantazilerini üniversite ortamına taşıyan rezillerden, daha sağlam ve kaliteli bir üniversite hayatı yaşayacak insandır.