babamın kendine ait evi olduğunda 55 yaşında idi. gözlerindeki o gururu ve mutluluğu unutamam. "burası bizim evimiz" deyişini de. çocukluğum artık geçmişti ama ona rağmen içinde kalmış olsa gerek ki, "artık istediğin kadar gürültü yapabilirsin, kimse bize bir şey diyemez." demişti. unutamıyorum.
Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır. (Lokman: 31/34)
hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez buyurmuş rabbimiz. birden zengin olanıda var, birden fakir olanıda. yavaş yavaş kazananı, yavaş yavaş eriyeni...
kimse kendisi için yazılmış olanı, alın yazısını bilemez.
bir mümin kendisini allah'tan başkasına muhtaç hissetmezse allah onu kendisinden başkasına muhtaç etmez.
ben allah'tan başkasına muhtaç değilim. rızkımı da ancak o vermektedir.
21 yaşında nasıl olacağı sorusu akla gelir üniversite belki yeni bitmiştir. baba parasına 35 yaşında ki adamda zamanı geldiğinde muhtaç olmaktadır. cocuk yapmak ise bugunun şartları göz önune alındığın da mantıksızdır. hem aile düzenine kavuşmak bu düzeni tutturmak öyle kolay olmamaktadır. gel gelelim ki herkesin hayattan beklentisi aile değildir, farklı düşünceler elbet olacaktır kimi kendisini bilme adar kimi iş hayatına öyle ya da böyle bir son gerçekleşecektir ama tabi ki sevmek muttlu olmak gerekir. bunun şartı 21 yaşında araba ev cocuk değildir güzel insan.