galatasaray ın bi halt kazanmadığı maçtır; aynı olayı sion maçında da görmüştük ancak karşımızdaki takım çok dandik olduğundan maçı çevirme şansı bulmuştuk ama bugün olay hezimete döndü.
kimse öyle genciz masalları okumasın, bugün bizden daha genç bir takımla oynadık ve o adamlar takır takır top oynadılar biz onları izlerken; yani karşımızda barcelona yoktu.
basketbolda transition denen bir olay vardır, işte o olayın galatasaray da olmadığını ilk olarak bordeaux maçında görmüştük bu da ikincisi ama en acısı oldu. bu takımda tonla orta saha oyuncusu olmasına rağmen top rakipteyken galatasaray da sezon başından beridir linderoth dışında durması gereken yeri bilen bir futbolcu görmedim.
servet tam türkiye ligi oyuncusu, karşısına kafası çalışan bir oyuncu geçince şapşallaşıyor; volkan yaman ile türk futbolunun geleceği arda ya bir kanat emanet etmek kurda kuzu emanet etmek gibi, ikisini toplasan bir oyuncunun yaptığı kademeyi yapamıyorlar, bunun üzerine alman üçüncü lig topçusu barış ın asıl yeri olmayan sağ bekte oynadığını düşünün!
bir de bu maçın yıllar önce oynanan chelsea maçıyla ilgisi alakası da yok malesef kendimizi kandırmayalım; bu takımın oturmuşluğu olmadığı gibi oturacağı da yok, yıllardır aynı masalı dinliyorum ve bıktım çünkü bir değil iki değil üç değil dört değil beş değil hatta belki de altı değil! bu yedinci yıl ve bunca senedir beni birazcık olsun heyecanlandıran bir takım oluşturulamadı, bu kadar borcu olan bir takım neden paf takımından çıkan oyuncuları kiralar da daha kötülerini almanya nın bilmemkaçıncı liginden alır getirir, küme düşen takımların oyuncularını alır?
kimse de çıkıp ben takımımı bir günde bırakmam bilmemne demesin; burada takımıyla problemi olan yok zaten; artık değişim zamanı ve ya daha da borçlanılıp işler yarım yamalak yapılacağına tam yapılacak yahut galatasaray gerekirse paf takımıyla çıksın maçlara herkesi satsın ama ödesin bu borçlarını biz sabretmesini de biliriz ama beni üzen bu taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışan özhan canaydın ve ekibi; işte o kadar!
artık geç olmadan diyemiyorum; çünkü çok geç oldu ama birşeyler olsun artık, git artık özhan canaydın git!
skoruna bişey diyemiyeceğim maçtır. kalli ayrı hatalı, oyuncular* ayrı hatalı.ilk yarıyı hiç press yapmadan kapatan bir takım izledik. ve sonucunda yenildik. ama bu akşamı bence en iyi ilker yasin özetlemiştir. kendine has üslubuyla " leverkusen gol atmadı, galatasaray yedi!" diyerek açıklamıştır durumu. ama ben anlayamadım tavuk mu yumurtadan çıkıyor şimdi yoksa yumurta mı tavuktan? *
2000 yılında uefa kupasını kazanarak, benim gibi bir fenerbahçe taraftarını sevinçten delirtmiş ve sabaha kadar sokaklarda kutlama yapmasını sağlamış galatasaray'ın, yaşadığı hezimetin adıdır. hezimet dememize bakarak dalga geçtiğimiz sanılmasın, yaşadığımız duygu ; kısa sürede avrupa fatihi galatasaray'ı bu hale getirenlere karşı öfkeden başka bir şey değildir. kendi aramızda yüz yıldır oynuyoruz, kıyamete kadar oynuyacağız ve kıyamete kadar fenerbahçem üstün olucaktır ama bu iş başka işin içine elin almanı bilmemnesi girdimi ezelli rakip galatasaray benimde takımım oluyor. birilerinin bunun hesabını yalnız galatasaray camiasına değil, bütün türkiye'ye vermesi gerekir.
galatasaray'ımızın kısa vadede kaybettiği gibi görünen, fakat uzun vadede kazandığı bir müsabaka olmuştur. galatasaray evvelki senelerde de böyle hezimetleri tadmıştır. takdir edersiniz ki, bir takım yaşanmışlıkların üzerine bir şeyler konularak belli noktalara gelinir. ayrıca her dönemin, yapılanmanın da bir süreci olduğu gün gibi ortadadır. bu yeni süreç ise galatasaray için 07/08 sezonunun başından itibaren başlamıştır. kadro, bu dönemin uzun ve daha sağlam olması adına iyice gençleştirilmiş, yeni başarılara imza atmak üzere önündeki belli bir süre için yaşanmışlıklarla tuğlalar üst üste konulmaya başlanmıştır. bu dönemsel yapılanmaların en oturmuş kadrosu ise, 1990 ve 2000 arasındaki 10 senelik süreçtir.
yalnız bu dönemsel döngünün farkında olmayan bilinçsiz taraftarlar da vardır. bunlar, takım galibiyet aldığında herkes gibi sevinen, fakat her türlü mağlubiyet sonucu mutlaka işleyişte bi kusur gören, sırt çeviren, utanan, olmasa da olur insanlarıdır.
Galatasaray bugün farklı bir şekilde yenilmiştir. sahadaki genç arkadaşlarımızın gereken dersi aldıkları tartışılabilinir. keşke sadece 5-1'lik bir sonuçla tecrübe sahibi olabilseler, fakat bu olanaksızdır, olamazlar. galatasaray belki birkaç gün sonra da kasımpaşa'dan 5 yiyecek, fenerbahçe'ye kendi sahasında boyun eğerek kupanın dışında kalacaktır. bunlar olabilirliği çok zor düşünceler değiller. fakat her yenilgiden sonra galatasaray'ın gençleri mutlaka bir şeyler kazanacaklardır.
son olarak lafı içimizde bulunan alman arkadaşlara getirmek istiyorum, fakat zorlanıyorum. insanın biraz düşünmesi gerekiyor, kendisine; "neydim, ne oldum, neredeyim?" diye de sorması isteniyor. sen, alman fetişisti arkadaşım, kendine hiç "neydim?" diye sorduktan sonra "ne oldum?" dedin mi? demedin tabi. sizin lügatınız iki soru cümlesi çünkü; "neydim, ne kadar süperim?" işte bu yüzden kapalı asıyor pankartı, tebessümle diyoruz ki;
"sizin hayallerinizin bittiği yerde, bizim gerçeklerimiz başlar."
bir fenerbahçeli olarak galatasaraylı dostların takımlarını yerin dibine soktuklarını, utandıklarını gördüğüm maç. ama gerek olmadığını da söylemeliyim. arkasında durun takımınızın ve duracaksınız da şüphe yok zaten! zira türk futbolu için en çok umut vaadeden ekiptir galatasaray çünkü çok fazla genç futbolcu ihtiva etmekte ve bu gençlerin hepsi teker teker isimlerini duyuran adamlar olacaklar ilerde. şurdan geldi gol oldu, orkun kaçırdı gol oldu, kıl oldu, yün oldu vs vs. olan oldu, giden gitti.
şapkayı öne koyup düşünme vaktinin geldiğini gösteren maçtı aynı zamanda. öncelikle tepedekilerden başlamak gerek. ne umutlarla aldınız yönetimi ama klüp olarak galatasaray nerelerde ne yazık ki sizin yüzünüzden! bi stadı 10 yılda yapmaya başladınız! ben lisedeydim maket görüyorduk üstünden geçti 6 yıl anca çivi çakıldı! borçlar silincekti! artarak devam etmekte maalesef! avrupada kalıcı bi marka olucaz dediniz eskiden tüm ecnebiler önce tarkan sonra galatasaray derdi! şimdi esamesi okunmuyo koskoca uefa şampiyonunun! ne üstüne koyabildiniz o kupanın ne de pazarlama yapabildiniz! rakibiniz 34 yaşındaki adama senede 4.5 milyon avro saydı siz kafa yaptınız baston verelim diye! ama o adam rakibinizi nerelere çıkardı! adamlar yaptı 50.000 kişilik stad, formalardan voliyi vurdu! siz kalktınız 75'lik adamları koydunuz takımın başına!
herşeyden öte saygınızın olmadığını düşünmekteyim galatasaray taraftarına ve türk sporuna. beceriniz yoksa -ki yok!- bırakır gidersiniz, takım çok mühim maçlara çıkarken seçimdi bilmem neydi uğraşmazsınız! borç gırtlaktayken rakip takımın yöneticisiyle atışmazsınız, işinize bakarsınız! tüm bunları gerçeğe çevirip nur gibi parlak bir takım ve klüp bırakırsınız sonradan gelenlere! azcık saygınız varsa koskoca galatasaray'a tekrar düşünürsünüz!
gs'nin pres yapmayan , defansları evlere şenlik olan türk takımları karşısında attığı farkların takımları ne kadar kötü etkilediğini gösteren bir tablodur. türk takımlarının avrupada deplasmanda bir türlü başarılı olamamalarının yeni bir halkası olmuştur. kendi evinde rakibini yenemezsen eğer deplasmanda yenmeyi başarabilmek hayalden öte geçmiyor ne yazık ki.
ısakson transferini yapamayan yönetime kapak olmuştur. kalli de bildiği için bu kalecilerle uefa kupasının alınmayacagını fazla kasmadan lige ve kupaya dönmüştür.orkun iyi bir genc kaleci, ama tecrübesiz. *
oyuncu secimi su bu tartısılabilir fakat bu oyuncular niye yorgun diye soran olmaz mı yahu. federasyon kına yaskın derim baska bişey demem. o kupa federasyonun olsun fakat farklı bir yolla alsınlar. *
Aziz Yıldırım'ın neden bu kadar başarılı bir başkan olduğunu kanıtlayan maçlardan bir tanesidir.
Tesadüf demiştik inanmamıştınız. Biri bana bu skoru açıklayabilir mi?
maalesef izleyemediğim ve iyi ki de izlememişim dediğim maç! o nedir allah aşkına 20 dakikada 3 gol! avrupada yıllarca bizi başarıyla temsil etmiş, göğsümüzü kabartmış takıma yakıştı mı şimdi bu? hayır bayern münşen olsa amenna ama hakikaten galatasaray'ı eleyen takım galatasaray'dan iyi takım değil! ama şahsım çok önemli bir rakibi unuttu. kalli midir malli midir nedir! kabalaşmak istemiyorum ama elimde değil! be adam madem oynatmıcaksın ne b.kuma aldırdın o yabancıları? gençler mençler dedin uyuttun milleti. yahu kardeşim oynadığın lig mi senin? oftaşı da yenersin gençlerinle konya'yı da! ama avrupa orası ya! sökmüyo ne yazık ki orda gençlik aşısı falan! sen kalk song gibi adamı yanında oturt sonra da ben teknik direktörüm de! klübünün paralarını çarçur et, takımınla deplasmana bile gitme, sonra kalk ben tek yetkiliyim de! yahu bırak artık gözünü seveyim. ölücen gidicen saha kenarında. bırak da eski günlerine dönsün şu takım ya!
üzüntü verici bir 90 dakikadır. lakin 11 tane hırslı, genç, yorulmak bilmeyen türk oyuncuyla oynandığı zaman çoğunlukla göğüs kabartıcı, sahanın her yerinde basan, 90 dakika ölümüne atak yapan bir takım izleyebildiğimiz kadar çok nadirde olsa bu gençlerin tecrübe eksikliğinden kaynaklanan boyle sonuçlar olabiliyor. ama takımın onlarca sakatı varken bu takımı lider yapan, linclon efendi evde keyif yaparken kadıkoy deplasmanında aslanlar gibi oynayan ve daha 1 hafta önce leverkusen i ali samiyende ezen ve belkide tarihi farkı kaçıran yine bu takımdı. o yuzden ben yaşları 19 ila 25 arasında değişen 7 oyuncuyla oynayan şanlı galatasarayıma helal olsun diyorum. bazen oluyor boyle vakalar yapıcak bir şey yok. ayrıca ikinci yarının başında skor 3-0 ken servetin ıskaladığı pozisyon gol olsa maçın dönmeyeceğini kim iddia edebilir. hiç bozma aynen devam cimbomum, gençlere inanmaya devam...
edit: sayende çok sevindik be cimbomum avrupada, hep avrupa fatihisin ve oyle kalacaksın, arada üzülmekde var, canın sağolsun.
geçen maçta leverkuseni ezen bu takımdı,fenerbahçe karşısında dimdik duran da bu takımdı,bilmem kaç haftadır ligde yenilmeyen yine bu takım ve bu taktikti.
1. gole bakalım golü atan futbolcunun arkasında bir galatasaraylı futbolcu yani aslında olması gereken yer ki bu golü atan oyuncunun önüdür,herneyse orada değil işte.
2.gole bakalım kiesling midir nedir bu adamı sokarsan oraya kadar kalecinde toplara teknik meknik anlamadan adamın özelliklerini bilmeden cumburlop dalan bir dangalaksa bu golü de yersin.
3.gol dillere destan yine altı pas içinde bomboş kalan bir futbolcu ve aslında bu futbolcunun önünde olması gereken barış arkasında.
4.gol orkun felaketi yoruma gerek yok.
5.gole hiç gerek yoktu servet öfkesine yenik düştü büyük bir ihtimalle.
maç boyunca dikkatimi çeken şu oldu.mehmet topal kardeşim sen türkiyenin en büyük ön liberolarından biri olucaksın ama madem ayağını tekmeye uzatmaktan tırsıp takımını yakıcaktın,ortasahayı çakma becham ayhan ile falloşa çevirecektin oynamakta ısrar etme arkadaşım.kaptığın bütün toplar bugünkü seni izleyip tırsak hareketlerini gören bütün galatasaraylıların değerinde 0 a inmiştir.
kalliye gelince:lincoln dururken ayhan'ın,nonda dururken ümit karan'ın,song dururken de barış'ın oynatılması büyük hataydı.ama bu hatalar kesinlikle 5-1 e yol açmazdı bizim futbolcular bu kadar ruhsuz oynamadıkları sürece.
biz bu takımın evinde chelsea den 5 yedikten sonraki senede kalkıp uefa kupası kaldırdığını da gördük.eğer gerçekler görüldüyse zararından çok yararı olan karşılaşmadır kanımca.
gurbetteki memleket aşkının ne kadar fazla gelişmiş olduğunu seyircilerimiz tarafından bize gösteren maç. 3-4-5 oldu hala bağırıyorlardı. ama işte orda sadece galatasaraylı yoktu. orda fenerli, beşiktaşlı taraftarlar da vardı. bir atkı takıp maça gelenler de vardı. ben de zamanında newcastle maçına gittim fenerin oynadığı. evet köpek gibi galatasaraylıyım. ama köpekden de öte türküm. orda ingilizler bize gol attığı zaman fenere koyduk diye bakmıyorlar malesef. türkleri miktik diye bakıyorlar. ama sen bunun farkına değilsin. cunku sen hayatı ev ile okul arasında geçen, haftasonları 2 bira içip, sevişmekten başka bir şey bilmeyen kişisin. bu ingiliz ve almanların bizi yendikten sonraki terbiyesizliklerini yaşaman gerekmez bu olayı anlaman için. sen türksün.
taktiksel olarak ugur'un yerine song olabilirdi. ama bu demek değilki galatasaray maçı kazanırdı. bugun en büyük eksiğimiz motivasyondu. bunu sağlayamazsan takım eleyemezsin avrupada. galatasaraysın sen. senin olayın motivasyon. senin olayın forman. olayın amblemin.
ne olursa olsun bu acıları cekmemiz cok normaldir. eski gunlerde de boyleydik. bu takım daha yeni. kalli ufak hatalar yapsa da muhteşem bir altyapı ile takımı hazırlıyor. 2 sene sabredin. sonra izleyin.
dün gece fenerbahçe'yi destekleyen gsli arkadaşlarım ve türk futbolu için üzüldüğüm maçtır. kalli zamanında iyi bir teknik direktör olabilir. ama bu maçla birlikte devrinin kapandığı görülmelidir. uyuyan güzel özhan canaydın ve ekibi federasyonla onla bunla uğraşacaklarına biraz takımın oynadığı kötü futbolla ilgilense belki bugün bu skorla karşı karşıya kalmayacaktık. hepimize geçmiş olsun.
galatasaray'lı oyuncular maçtan sonra duşlarını alıp stadı terk edecekken sahadan gelen bir grup galatasaray'lı taraftartarın bağırışları ile sahaya doğru yöneldiler. bin dolayında taraftar oyuncuları bağrına bastı ve stadı 'her zaman her yerde en büyü cimbom' gibi bi dolu tezahurat ile inletti. inanın, yenilen 5 gole rağmen aklımda bu sahne kalacak bu geceden.
o taraftarların oyuncuları yanlarına çağrışıda, bağrına basışlarıda son derece içten yapılmıştı çünkü. gelenek haline falan geldiğinden değil yani. içten...
o kadar çok ağlattı ki bizi bu takım, varsın olsun ağlayacaksakta üzüntüden ağlayalım bu sefer. evet, 8 sene önce gelen tesadüfi bir başarının etkisindeyim hala. veya futbolla ilgili kurduğum her 2 cümlenin en az birinde 'uefa' geçiyor, evet.
sami yen'de kaleye isabetli şutu olmayan leverkusen'in kendi sahasındaki bu zaferide hakkettiğine kesinlikle inanmıyorum. ne futbol oynadılarki? onlar atmadı 5 golü, biz yedik. kötü mü oynadık? evet kötü oynadık. kalli hata mı yaptı? evet yaptı. ama kim nereden bilebilirki oyunun bu şekilde ceyeran edeceğini. 5 maçtır aslanlar gibi oynayan takımın acizce 5 gol yiyeceğini. ikinci lige düşen takımlardan gelen orkun ve volkan ile almanya 2. liginden glen barış ve serkan ile dardanel'den gelen mehmet ile sivasspor ve ankaragücü'nün stoperleri servet ve emre ile kısacası kurulan yepyeni bir takım ile gelinen bu nokta bile başarıdır. ligde lider fe kupada yoluna devam eden bir takımdan bahsediyoruz. evet belki bordeux sayesinde geldik uefa'da da buraya ama, geldik. bn bu takımın sonuna kadar arkasındayım, fenerbahçe'den de 5 yesin 27'sinde, umurumda değil.
şimdi herkesin kalli'yi eleştireceği allahın emri... ama fm oynamıyoruz save alıp song'lu, lincoln'lü, barusso'lu, nonda'lı çıkalım; olmazda kapatıp açıp bu sefer gençlere şans verelim. oyuncu değişiklikleri daha erken yani ilk yarıda olablirdi. ama olmadı.
orkun'un en sonunda kendisinden beklenen hatayı yapması ile bundan sonra daha rahat oynayacağı kanaatindeyim.
yarın çıkıyor kasımpaşa maçının biletleri, sami yen'de bu takımı bağrına basmak isteyenler için, bay arena'daki o 1.000 kişiyi delicesine kıskananlar için...
sonrasında; fenerbahçe'Nin sevilla galibiyetini centilmence tebrik etmeyi bilen arkadaşlara bizim de zamanında bir banik hadisesine uğradığımızı, üzülmemeleri gerektiğini söylemek istediğim maçtır. bu arkadaşlarımıza geçmiş olsun ve güzel canları sağolsun.
fenerbahçe'ye karşı sevilla'yı destekleyenlere de sadece gülmemi sağlamış maçtır.
kalli nin çakma kurt hoca lakabını aldığı karşılaşma.
hiç mi leverkusen i analiz etmedin be adam. 4-5-1 ile kendi evlerinde bize karşı oynadılar. biz hala 4-4-2 haltı yiyoruz. forvette hakan yoktu zaten. ümit karan desen hala avrupa çapında bir futbolcu değil sadece fantastik gollerin adamı. eee ne kalıyor o zaman geriye. tabiki nonda! takımda tek topu saklayan topu kaptırmayan orta saha dan destek veren adamlara topu tek aktaran adam nonda! fener bile allahın genç semih'ini monte etti bizimki hala hakan-ümit ikilisinden medet umuyor. anca manisa ya 6 atarsın bu taktikle. ama o takımdan bile 3 yersin. sonra leverkusene gelip bir güzel 5 yersin olay bu!
avrupa çapında top oynamak istiyorsan tek forvetle oynayacaksın. zaten her türlü gollü beraberlik sana yarıyor. ulan neyse daha da bişey demiyorum.
hezimet. sorumlusu ise tamamen feldkamp'tır. yok takım yorgunmuş, yok federasyon yüzünden uğur sakatlanmış, geçiniz.
lan yorgun olsa bile bu yorgunluk 50-60.dakikalardan sonra başlar. futbolcu lan bunlar ne yorgunluğu? 20 dakikada 3 gol yenmiş birileri yorgunluk diyor. ayrıca uğur uçar denilen adam galatasaray gibi bir takımın vazgeçilmezi olmamalıdır. o yoksa diğer sağ bek sabri'yi ya da song'u oynatırsın. barış'ı devşirme sağ bek oynatırsan barbarez golü atarken barış bakınca bir şey diyemezsin.
bazı takımlar vardır her maç, her rakibe karşı, sahasında ya da deplasmanda aynı futbolu oynarlar. barcelona, bayern münih gibi takımlar. her maç aynı baskılı ofansif futbolu oynarlar çünkü kadroları bunu uygulamaya yeterlidir. galatasaray'ın böyle bir lüksü yok. deplasmandasın arkadaşım basma bu kadar önde. leverkusen kazanmak için gol bulmak zorunda bekle biraz açığını kolla rakibin uygun anında bas kontrayı. konyaspor değil karşındaki 5-6 sene önce şampiyonlar ligi finali oynadı o takım. her daim tehlikeli yani. sen ona konyaspor muamelesi yaparsan böyle 5 yersin. süper! lig takımları galatasaray'ın baskılı futboluna karşı koyamıyorlar ama avrupa takımları yemiyor bunları. yakalayınca 5 tane atıyor.
hayır üstüne bir de para verdim ben bu iğrenç maça ona yanıyorum. 5 lira lan bu. üstüne tostu da 2 liradan soktu adam zaten. ama çok yaratıcı küfürler öğrendim bu maç sayesinde. kendimi o açıdan şanslı sayıyorum sözlük. şimdi paylaşırdım ama malum format...
ayrıca bir yazarın belirttiği gibi sevilla'yı destekleyen ibnelerle, leverkusen'i destekleyen ibneleri başbaşa bırakmak lazım. onlar ne yapacaklarını bilirler değil mi efendim?
20 şubat 2008 fenerbahçe-sevilla maçında fenerbahçemizin aldığı galibiyeti çekemeyen galatasaray'ın gündemin ilk sırasındaki yerini korumak için hezimete uğradığı maçtır, başka bir sebebi yok, sırf fenerbahçe'nin dünkü galibiyetini gölgede bırakmak için fark yediler !