gurbetteki memleket aşkının ne kadar fazla gelişmiş olduğunu seyircilerimiz tarafından bize gösteren maç. 3-4-5 oldu hala bağırıyorlardı. ama işte orda sadece galatasaraylı yoktu. orda fenerli, beşiktaşlı taraftarlar da vardı. bir atkı takıp maça gelenler de vardı. ben de zamanında newcastle maçına gittim fenerin oynadığı. evet köpek gibi galatasaraylıyım. ama köpekden de öte türküm. orda ingilizler bize gol attığı zaman fenere koyduk diye bakmıyorlar malesef. türkleri miktik diye bakıyorlar. ama sen bunun farkına değilsin. cunku sen hayatı ev ile okul arasında geçen, haftasonları 2 bira içip, sevişmekten başka bir şey bilmeyen kişisin. bu ingiliz ve almanların bizi yendikten sonraki terbiyesizliklerini yaşaman gerekmez bu olayı anlaman için. sen türksün.
taktiksel olarak ugur'un yerine song olabilirdi. ama bu demek değilki galatasaray maçı kazanırdı. bugun en büyük eksiğimiz motivasyondu. bunu sağlayamazsan takım eleyemezsin avrupada. galatasaraysın sen. senin olayın motivasyon. senin olayın forman. olayın amblemin.
ne olursa olsun bu acıları cekmemiz cok normaldir. eski gunlerde de boyleydik. bu takım daha yeni. kalli ufak hatalar yapsa da muhteşem bir altyapı ile takımı hazırlıyor. 2 sene sabredin. sonra izleyin.
Maç ile ilgili söylenecek fazla bir şey yok. Yazık oldu Galatasaray'ımıza. Eğer şahsî fikirlerimi birkaç maddede yazmak istersem;
- Erken gelen basit goller, zaten maçın sonucunun bir yansıması oldu. Karl-Heinz Feldkamp'ın bu denli önemli bir maça, Pazartesi günkü yorgun Konyaspor maçının ilk 11'ini sahaya sürmesi belki de en büyük yanlıştı. Haydi, tandem mevkiinde belki son haftaların iki uyumlu ismi Emre Güngör ve Servet Çetin yerine Song oynatılmayabilirdi, ama Avrupa tecrübesi yüksek olan Cassio Lincoln ve Shabani Nonda, ilk 11 de başlatılabilirdi, özellikle Lincoln'ün Alman futbolunu iyi bilmesi, tanıması ve takıma geri kazandırılması açısından bu önemliydi.
- Sağ kanatın Barış Özbek ve Serkan Çalık gibi iki alt düzey oyuncuya teslim edilmesi ile tabiri caizse, harakiriydi.
- Oyuncu değişikliklerinin yenilen ikinci golün ardından yapılması gerekirdi bence, kalli'nin bu değişiklikler için ikinci yarıyı beklemesi ilginçti.
- Futbolculara geldiğimde ise, onlara suç bulmuyorum.* Zira teknik patronun yanlış tercihleri ve geç kalmış değişiklikleri, üç gün önce ağır saha şartlarında oynanmış bir maç ve ardından yapılan uçak yolculukları, fiziksel yorgunluk onları da etkiledi.
- Fenerbahçe'ye Şampiyonlar Ligi'nde başarılar diliyorum. Dilerim Sevilla'yı ispanya'da güzel bir skorla elerler ve bizi Avrupa Arenasında başarı ile temsil ederler.
- Leverkusen her gol attığında orgazm olan bazı eziklere de sözüm, gidin de en münasip bölgelerinize kına yakın. Ardından onları yalayacak birilerini bulun ki; yaşadığınız zevk kat be kat artsın.
fenerbahçem in dünkü galibiyetinden sonra bugün de galatasaray ın galip gelmesi zevkimizi dört köşe yapacaktır. hani abi kardeş evin içinde sürekli didişir, birbirine girer ama evin dışına çıklıdı mı kardeşe yan gözle bakana ayar çekilir ya öyleyiz biz galatasaray ile.
bir kısım hazımsız fenerlinin skoru ile tatmin olduklarını gösteren maç. muhtemelen şu sıralarda bir taraflarını sıvazlayıp "altııııııı ehuehueu" diyerek salyalarını tv/pc'ye akıtıyolardır.
gün olur devran döner, avrupa'da sıfır çektiğiniz günleri ne de çabuk unuttunuz...
galatasaray'lı oyuncular maçtan sonra duşlarını alıp stadı terk edecekken sahadan gelen bir grup galatasaray'lı taraftartarın bağırışları ile sahaya doğru yöneldiler. bin dolayında taraftar oyuncuları bağrına bastı ve stadı 'her zaman her yerde en büyü cimbom' gibi bi dolu tezahurat ile inletti. inanın, yenilen 5 gole rağmen aklımda bu sahne kalacak bu geceden.
o taraftarların oyuncuları yanlarına çağrışıda, bağrına basışlarıda son derece içten yapılmıştı çünkü. gelenek haline falan geldiğinden değil yani. içten...
o kadar çok ağlattı ki bizi bu takım, varsın olsun ağlayacaksakta üzüntüden ağlayalım bu sefer. evet, 8 sene önce gelen tesadüfi bir başarının etkisindeyim hala. veya futbolla ilgili kurduğum her 2 cümlenin en az birinde 'uefa' geçiyor, evet.
sami yen'de kaleye isabetli şutu olmayan leverkusen'in kendi sahasındaki bu zaferide hakkettiğine kesinlikle inanmıyorum. ne futbol oynadılarki? onlar atmadı 5 golü, biz yedik. kötü mü oynadık? evet kötü oynadık. kalli hata mı yaptı? evet yaptı. ama kim nereden bilebilirki oyunun bu şekilde ceyeran edeceğini. 5 maçtır aslanlar gibi oynayan takımın acizce 5 gol yiyeceğini. ikinci lige düşen takımlardan gelen orkun ve volkan ile almanya 2. liginden glen barış ve serkan ile dardanel'den gelen mehmet ile sivasspor ve ankaragücü'nün stoperleri servet ve emre ile kısacası kurulan yepyeni bir takım ile gelinen bu nokta bile başarıdır. ligde lider fe kupada yoluna devam eden bir takımdan bahsediyoruz. evet belki bordeux sayesinde geldik uefa'da da buraya ama, geldik. bn bu takımın sonuna kadar arkasındayım, fenerbahçe'den de 5 yesin 27'sinde, umurumda değil.
şimdi herkesin kalli'yi eleştireceği allahın emri... ama fm oynamıyoruz save alıp song'lu, lincoln'lü, barusso'lu, nonda'lı çıkalım; olmazda kapatıp açıp bu sefer gençlere şans verelim. oyuncu değişiklikleri daha erken yani ilk yarıda olablirdi. ama olmadı.
orkun'un en sonunda kendisinden beklenen hatayı yapması ile bundan sonra daha rahat oynayacağı kanaatindeyim.
yarın çıkıyor kasımpaşa maçının biletleri, sami yen'de bu takımı bağrına basmak isteyenler için, bay arena'daki o 1.000 kişiyi delicesine kıskananlar için...