öncelikle almeida mükemmel bir forvet.gol atamasa da orada bulunması bile yeterli diye düşünüyorum.
takımda herkes birbirine uyumlu bir görüntü sergiledi.nobrenin diğerlerine göre hala biraz yavaş kaldığını ve bobonun yeni kadroda biraz sırıttığını düşünüyorum.
quaresma geçen maçtaki bencilliğinden vazgeçmiş.o kadar adamı nasıl geçiyor,topla nasıl dans ediyor, gözlerime inanamıyorum.
maç esnasında bir abi yanındaki arkadaşına -asıl arena burası oğlum, şu güzelliğe bak- diye bir cümle kurdu.
bir an düşündüm gerçekten stadın küçüklüğü ve bakımsızlığına rağmen tribün ve kadro muhteşem.aman nazar değmesin.
maçtan 1 gibi geldim. anca uyandım yorgunluğum öyle tatlıydı ki erkenden uyandım. izlenimlerimi aktarıyım;
öncelikle almeida hayvan gibi bir forvet. biraz tutuktu ama zamanla alışacak. bence bobo'dan iyi.
simao çok klas bileklerine çok hakim ve çok hızlı. çok iyiydi...
fernandes yarım saatlik bir kısımda bile kendisinin ne denli iyi olduğunu gösterdi herkes beğendi.
ilk 20 dakikadan sonra stadta kısa süreli bir sessizlik oldu. çünkü kimse anlayamadı neler yaşandığını. şoktaydık çünkü...
bjk tv ile portekizce pankartımla röportaj yaptım dileyenler izleyebilir. stadta açamadım çünkü arbede yaşandı aldılar pankartı. alan güvenliğe ""kıvıra kıvıra götürüyorsun sokarsın artık bir yerine" lafımı içimde tutmadığım için daha bir mutluyum.
yıllar sonra beşiktaş ımın bu kadar rahat bir maçını izlediğim için o kadar mutluyum ki. ilk yarı bittiğinde dedim ki farka gider bu maç. ama ikinci yarı hiç kasmadı takım. yine de 5 atmak kolay bir iş değil tabi. kutluyorum herkesi.
ama objektif bir beşiktaşlı olarak söylemeliyim ki defansta bazı problemlerimiz var. amma sikmişim dünyayı. 5 attıktan sonra verilen 2-3 pozisyona mı bakalım. barca da her maç 4-5 atarken kalesinde pozisyon görüyor.
ama tabi her maç 5 atamacağımızı düşünürsek en aza indirgemek lazım bu pozisyonları.
yunanistan dan gelen paoklu misafirlerimizin tribünleri ve yağmur gibi yağan golleri görünce bir karış ağızlarının açık kaldığı maçtır.
(ne geceydi be, özlemişiz ulan...)
Besiktasimin yürüyerek, tribünde bizlere sac bas yoldurtmadan, koltuk tekmelettirmeden aldığı maçtır.
Dakika 80'i gösterir, guti ve almeida'nin yerine bobo ile ernst girer. hey yavrum hey, kadro zenginliğine gel.
O zaman ne diyoruz;
Bizler inandık siz de inanın 17de 17 yapın!
olay q7'dir. gerisi yalandır. adam motor taktırmış gibi. bunu anladığımız maç. her ne kadar buca güçsüz de olsa beşiktaş iyi oynadı, taraftar da iyiydi ama beşiktaşın bu az savunma yapan dizilişi güçlü takımlar karşısında başına iş açabilir. mesela galatasaraylı olduğumdan biliyorum ki iki üç sene evvelki galatasaray'da arda, baros, kewell, lincoln gibi adamları ileri koyup 4 tane de atsanız beş tane yersiniz güçlü bir takım karşısında. çünkü savunmayı boşlamışsınızdır. savuma önemli.
neyse işte tranzon maçı gösterecek zaten neyin ne oduğunu.
skorun değil de oynanan futbolun keyif verdiği maçtır. özellikle taraftarın hiç susmaması ve yeni gelen oyuncuların yıllardır oynuyormuş gibi planlı, hevesli olması daha da mutlu etmiştir.
Bucaspor kalecisinin türkiye'deki ilk maçından moral bozukluğu ile ayrılmasına sebep olmuştur. Kariyerinde antremanlarda yemediği golleri beşiktaş maçında yemiş olmanın moral bozukluğunu umarım en kısa zamanda atmasını bilir.
beşiktaş'ın harika başlangıç yaptığı maçtır.
istisnasız bütün takım harika oynadı. guti için daha yorum yapmayacağım, simao süper oynadı. almeida'nın biraz daha alışması lazım, hilbert'in de takıma ayak uydurduğunu görebiliyoruz.
sol ve sağ beklerimiz rahatça ileriye doğru çıkabiliyorlar çünkü top kaybetme olasılığı 0'a yakın bir orta sahamız var. bu yüzden beşiktaş hücumları daha kaliteli oluyor.
yıllar sonra ilk defa arkama yaslandım, elime biramı aldım, ayaklarımı uzatıp rahatça maç izledim. teşekkürler beşiktaş.
edit: öyle ezik, öyle kıskanç afedersiniz öyle ...* yazarlar var ki sırf burada bekleyip beşiktaşlı olan her yazara eksi vermek için pusuya yatmışlar.
bir beşiktaşlı kendini belli etsede eksi versek diye bekliyorlar. zira yukrda girdiğim entry de kimseyi sinirlendirecek, kızdıracak bir şey bulunmamaktaydı.