beşiktaşımızın trabzonspor a mağlup olduğu müsabaka olmuştur. ayrıca golün ofsayt ile yakından uzaktan ilgisi yoktur. trabzonspor kendi saha ve seyircisi önünde haklı bir galibiyet almıştır. her şeye rağmen tek aşk'tır beşiktaş.
trabzonspor'un beşiktaş'ı yine mağlup ettiği maç olmuştur. bir trabzonsporlu olarak golde ofsayt sezdiğimi açık açık söyleyebilirim. nitekim lig tv pierosuna göre halil altıntop 32 cm ofsaytmış. geçen hafta felipe meloş 34 cm ofsayttı. o daha terbiyesizmiş. şaka bir yana ama kendi takımımın hâlinden çok beşiktaş'a üzülüyorum. herneyse. neticede trabzonspor'un bir anlamda süper finali 3.bitirmeyi garantilediği maç olmuştur. beşiktaş 4 yıldır inönü'de yenemediği trabzonspor'u bu kez yense bile yarım puan farkla rakibinin altında olacaktır sıralamada.
şebnem ferah dan sil baştan şarkısını başkana armağan ettiğim maçtır. Yine sil baştan beşiktaş. Bu bjk taraftarına bu takım yakışmıyor. Trabzon un kötü halini bile yenemedik. Tebrikler trabzon.
play off sistemi futbola heyecan getirdi mi diye tartışanlar sözlüğe baksa her şey ortada. daha önce bu kadar az entry alan başka bir derbi yoktur herhalde.
beşiktaş'ın öldüğünü bir kez daha gösteren maçtır. sağa, sola, federasyona, hakeme laf atacağına beşiktaş taraftarı; kendi takımına bi dönüp bakmalıdır. içi çürümüş hafız takımın. şu son iki maçtaki performansı mahalle maçında gösterse yine yenilir.
benim gücüme gitti, (ernst fernandes hariç) sahadakilerin gücüne gitmedi. hayatımda bu kadar basiretsiz ve mide bulandırıcı bir beşiktaş görmedim.
trabzonu tebrik ederim.
tayfur havutçunun takımın en istikrarlı oyuncusu olan sivoku yedek klübede oturttuğu karşılaşmadır. tayfur havutçudan beşiktaşa ne köy ne de kasaba olmayacağının anlaşılması için daha neler yapmısı gerekiyor bilmiyorum ama seneye kesinlikle kendisi ile çalışılmaması gerektiği görüşündeyim!
ilk yarı itibariyle beşiktaş'ın bu oyun felsefesiyle bir bok yapamayacagını bizlere gösteren karşılaşma.
saolsun tayfur hoca ve carvalhal beşiktaş'a rakip alanda basmayı, rakibi ıssırmayı unutturmuş; beşiktaş'ı amaçsız anadolu klüpleri kıvamına getirmiş durumda. rakip kim olursa olsun fark etmemekte. nişantaşı idman yurdu yada real madrid, top rakibin defans hattında ki bir oyuncusuna yada kalecisine geçtiği an defans hattı hop ceza yayına. orta saha oyuncuları ise kendi ceza alanımızın tam ortasına yerleşiveriyor. e haliylede rakip elini kolunu sallaya sallaya, gümbür gümbür beşiktaş kalesine geliyor. yahu şu takım ilerde bassın biraz, necip, veli bu adamların tek özelliği koşmak. bu adamlar sınırlı yetenege sahip. defans yapmayı bilmezler, defans yap desen adam faul yaparlar. bırak bassın ilerde. senin yetenekli oyuncuların var. bu adamlara defans yaptırma. yapamazlar, yapamıyorlar görmüyor musun ?
rakibin gelmesini sağlayarak en büyük hatanı yapıyorsun. farkında degil misin hala?
senin defans hattında 3 ( üç ) tane el bombası var. ibrahim toraman, ekrem dağ, ismail köybaşı.
sen bu adamlarla yırtınsan, büyü yaptırsan dahi defans yapamazsın. tabikide senin kankan ibrahim toraman var. el ele beşiktaşımı hallemeye devam edin. bernard suster'in takıma kazandırdığı hücüm anlayışının anasını siktiniz. yeniliyorduk, puan kaybediyorduk ama oyun oynayarak, pas yaparak, hücüm yaparak.
sayenizde koskoca beşiktaş pozisyona giremez oldu.
neyse...