vefakar beşiktaş taraftarının ortaya koyduğu hırsın beşiktaş takımında gözükmediği maçtır. bu durumda, kuşkusuz güzel futbolun değil 3 puanın önem taşıdığı şampiyonluk yarışı da etkilidir. o yüzden beşiktaş, 3 puanı alıp fenerbahçe' yi takip etmeye devam etmiştir ancak aynı galatasaray ve fenerbahçe gibi güzel futbol ortaya koyamamıştır.
maçta ön plana çıkan iki isim vardı beşiktaş' ta: murat şahin ve delgado. delgado, uzun süre spor programlarının jeneriklerinde olması muhtemel golüyle beşiktaş' a 3 puanı getirdi. murat şahin ise sakat sakat oynamasına karşın 3 net gol pozisyonunda gole izin vermedi, yan toplarda da başarılıydı.
ricardinho, yorgun olmasının yanısıra her topla buluştuğunda en az 2 kişi tarafından marke edildiğinden etkili olamadı. serdar kurtuluş,ideal bir ön libero gibi, ileri geri iyi çalıştı ama arkadaşlarının düşük performansına çok geçmeden ayak uydurdu.
antalyaspor ayağa top oynayıp ileride çok adam bırakınca, beşiktaş skoru korumak adına geride kalmayı yeğledi. özellikle volkan yaman, bindirmeleri, markajdaki başarısı ve atağa katkısı ile 3 büyüklere göz kırpmakta. honduraslı suazo ise, gerçek bir görev adamı, maç boyunca kademeyi kaybetmedi.
beşiktaş' ın gol silahı bobo' yu sol tarafa hapseden tigana, ricardinho ve delgado' nun, bobo' nun pasör özelliğinden faydalanarak ileri rahatça çıkmasını planlamış olabilir ancak bobo, nobre' ye yakın oynadıkça etkili oluyor.
sonuç olarak; beşiktaş puan farkını tekrar 4' e indirdi. bu maçta en çok göze çarpansa, galatasaray ve fenerbahçe gibi beşiktaş' ın da futbol olarak ümit vermemesi.
maçın ilk yarısında beşiktaş'ın doğru kadro ve doğru dizilişle, oyunu rakip yarı alana yıktığı, net pozisyonlar yakaladığı ve organiza ataklar geliştirdiği maç olmuştur... keza gol de beşiktaş'ın rakibi bunalttığı ve rakip ceza alanını ablukaya aldığı bir anda gelmiştir... ikinci yarıda ise, tigana'nın neredeyse bir çuval inciri b.k ediyor olmasıyla hatırlarda kalacaktır... tamam maçın ikinci yarısının başında nobre sakatlanmış olabilir... ancak; nobre'nin yerine girecek oyuncu mehmet sedef değil, gökhan güleç'tir. daha sonra yine mallığı üzerinde olan burak'ı çıkarıp gökhan güleç'i alması tigana'nın oyuncuları bitirmeye yönelik hamleleri olarak gösterilebilir... çünkü; gökhan bir anda sağ kanada monte edilmeye çalışıldı... halbuki; girecek oyuncu ali tandoğan'dı... ali tandoğan'ı ise top yapan, top taşıyan delgado'nun yerine aldı... denilebilir ki; mehmet sedef oyuna girince, sol taraftaki ricardinho içe kaydı, delgado sağa, burak da forvete geçti... sonrasında denilebilir ki; burak oyundan alındı, gökhan sağ kanada, delgado forvete geçti, sonra delgado oyunda alındı, ali tandoğan girdi, ali tandoğan sağa geçti, gökhan ileriye... 3 oyuncu değişikliği, 3 şablon değişikliği... böylesine geri zekalı hamlelerin sonucunda, beşiktaş kendi sahasında, kendi yarı sahasına hapsoldu ikinci yarıda... mehmet sedef de sol açıkta kalacağına, defansın soluna doğru gelince, takım soldan yediği artaklarla geriye yaslandı, defans 5'li oynamaya başladı ve orta saha erken teslim oldu... ilk yarısı ve ikinci yarısı taban tabana zıt gerçekleşmiştir... bunda ise en büyük pay tigana'nındır... bir takım bir maçta ancak bu kadar sabote edilebilir...
tigana ile gelecek sezon devam etme kararı ise bu takım için intihar kararıdır... takımı kendi içinden sabote ediyor... kazanınca, "ben yaptım", kaybedince "oyuncularım istediğimi yapmadılar"... o kadar ki; sabote etme girişimleri, "fransız" futbolcuların önünde futbolcular da anlayabilsin diye; ali gültiken'e "you want to fuck me" * diyebiliyor... ali ise ortamın kopmaması için, beşiktaş'ın iyiliği için susuyor...
murat şahin muhteşem işler başardı, muhteşem toplar çıkardı... "genç erdem kalede olsaydı o topları çıkarmaya tecrübesi yeter miydi?" sorusunun cevabı insanı çok tedirgin ediyor... bu maçtan sonra murat'ın sözleşmesinin uzatılmasının yanında, ekstra prim de verilmelidir... çünkü sakat olmadığı halde "sakatım" deyip, idmana, maça çıkmayanlara inat, belki de futbol hayatını riske atarak, takımın şampiyonluk yolunda var olma savaşında en önde yer almıştır... alkışlanasıdır...