milli takımın o dönemki kale hattının ne kadar zayıf olduğunu gösteren maçtı. (rüştü hariç tabi ki de )
ömer çatkıç'ın yediği bazı golleri yemezdim ben mesela.
ömer çatkıç'ın, sakıp özberk'in (fatih tekke'yi çıkartması tam anlamıyla rezaletti ), rapaic'in ve fenerbahçe seyircisinin yoğun emekleriyle müthiş bir geri dönüşe imza atmıştı fener.
3-0 dan 4-3 olan maçtır. O gün kıbrıstaydık elektrikler kesilmişti maçı radyodan dinlemiştik. O maçın şike olduğunu iddia eden türkiyenin en temiz takımı (!) galatasaraylılara ankaragücü ile aralarında yapılan 8-0 lık maçı hatırlatır şereften bahsedenlerin ilk önce kendilerine bakmalarını bildirmeyi görev bilirim .
orijinal linkinde "fenerbahçe geriden gelip kazanmıştı, bizde galatasaraya karşı aynısını yaptık" diyor. hadi diyelim yabancı dilin yok. adama derler ki türkçe çevirin de mi yok? suçlu sözlük yazarı değil cahil cüheyla gazeteciler.
kediciklerin gücüne giden, efsanevi fenerbahçe maçı olarak hatırlanan gözyaşlarına boğan bir maçtır. şike yapıldı diyen it sürüsü, ikinci yarı fenerbahçe taraftarının resmen kanatlandıran tezahüratlarını dinlemeli. sonra da 8-0 lık ankaragücü maçına bakmalı akabinde de denizliye giden kayıp! 1 milyon doları araştırmalılar.
bu maç haluk ulusoyun gücünün iyiden iyiye azaldığının göstergesi olan maçtır. tetikçilerin köklerini kurutmuştuk ne güzel. ama 2012 yılında tekrar geldi bu tetikçiler.(hangi takımın lobisi olduğunu söylemeye gerek yok) ama onların lobisi varsa bizim alın terimiz ve allahımız var.
şu şike davası bir aihme taşınsın o zaman göreceksiniz asıl şikeciyi. işte o zaman kaçacak delik arayacaksınız.
eve girdigimde bizim biraderin biraz hüzünlü oldugunu görmemle, garip bir şeylerin oldugunu farketmiştim. dedim ne oldu lan? dediki gaziantep 3-0 yeniyor bizi. maçın ilk yarısı. çok kötü olmuştum, moralim alak bulak. dedim olum canını sıkma. atarız ikinci yarı 4 tane yeneriz biz bu takımı (bkz: yersen). biz o takımı ogün öyle bir yendikki. ben bu maçı hatırladıkça, biraderin ogün ki o hüznü aklıma geliyor. bak aradan tam 11 sene geçmiş. vay be dedirtmiştir bize. ha şimdi bazı kedicikler çıkıp devre arasında şukadar para verilmiş falan filan diyecekler. onlarada diyecegim şu ki; merak etmeyin aynı şekilde galatasarayıda yenmişligimiz vardır bizim.
fenerbahçe'nin daha önce de yaptığı gibi, 3-0 geriden gelerek 4-3 kazandığı maçtır.
bu maçın satıldığını iddia edenler hep olmuştur ve bundan sonra da olacaktır. ancak gaziantepspor ikinci yarının başında, maç 3-0 iken öyle 2 gol kaçırdı ki, atsalardı 5-0 olacaktı. hani devre arasında maçın satıldığını iddia edenlere kapak olarak maçın ikinci yarısının başındaki bu pozisyonları gösterebiliriz.
artı şu bir gerçek ki; gaziantepspor, bu maçın oynandığı haftaya girilirken aynı puandaki fenerbahçe ile galatasaray'ın sadece 3 puan gerisindeydi. daha sonraki haftalarda fenerbahçe sadece trabzonspor'a yenilip 3 puan kaybederken, galatasaray da aldığı 2 yenilgi ile toplam 6 puan kaybetti. işte bu sonuçların tamamı gaziantepspor lehine sonuçlansaydı puan durumu nasıl olurmuş bir görelim:
Takım -> 2000-01 Puan / gaziantep o 3 maçı kazansa almış olacakları puan
fenerbahçe -> 76 / 73
galatasaray -> 73 / 70
gaziantep -> 68 / 76
işte bütün bunlara rağmen bu maçın satın alındığını iddia etmek çok ilginçtir ki zaten şampiyon olsa yeterince para kazanacaklardı. hem bir anadolu kulübünün böyle mükemmel bir fırsatı "satarak" elinden kaçırması ne kadar mümkün?
bu maçın satıldığını iddia edenlerin maçın özetini izlemelerini tavsiye ederim.
kaptan haim revivonun yediğimiz 3. golden sonra topu kalemizden alıp santraya kendi götürdüğünü
götürene kadar da herkesi azarladığını görmüştüm.
ilk yarı o kadar kötü top oynamıştı ki takım.
hiç ışık yoktu.
hani yüklenirsin yüklenirsin atamazsın durumu olsa neyse.
hiç ışık yok.
sapır sapır dökülüyordu takım.
ilk yarı bittiğinde yönetim istifa fiye bağıran bir çakal sürüsü bile olmuştu;
ama susturuldu.
ikinci yarı için takım sahaya çıktığında, maraton tribünü - ki o yıl sadece şimdiki migros tribünü yeniydi. lise tarafafındaki tribün ise inşaat halindeydi. aynı sene bursa maçıyla açılacaktı- takımı çağırdı. revivo herkesi topladı, maratonu selamladılar. sonra biz çağırdık, sonra da numaraları...
ve film başladı...
mideme kıramplar giriyordu tezahürat yapmaktan.
takım öyle bir hava yakalamıştı ki...
dönemin sol beki abdullahın, yakalayamadığı bir topun taca çıkması üzerine hırsından yeri tokatladığını hatırlıyorum...
kennet andersson'un bile kendini paraladığnı hatırlıyorum.
uche ve revivo tam bir liderdi saha içinde ikinci yarı.
sadece yusuf dökülüyürdu hala.
aldığı her topu ezdi.
heyecanını atamadı bir türlü.
hırssız da bir sporcu olduğundan
tavşan gibi dolandı sahada.
çok bağırdık. bağıra bağıra döndürdük maçı.
oyuncular çok koştu. döve döve top oynadılar ingiltere ligi gibi...
milan rapajic ve fenerbahçe taraftarının yarattığı mucizeye tanıklık etmiş ve o mucizenin yaratılmasına katkı sağlamış biri olmaktan gurur duyarım.
fb nin ilk yarisi 3-0 iken ikinci yarida 4-3 e cevirerek sampiyon olmasini saglayan mac. ne ilginctir ki o sezon antep te sampiyonluga oynayan bir takim idi. aradan 10 sene gecti ama su siralar nedense cagristi iste..
kazansa şampiyon olacak takıma 3-0 öndeyken fenerbahçe artık ne yaptıysa(!) anadolu'dan çıkıcak ilk şampiyon olmak ,efsane olmak ,unutulmayacak olmak gibi şeylerden anında vazgeçmiştir antep takımı.
hooijdonk'un 2001'de fenerbahçe'de olduğunu sanan bazı düşüncesiz arkadaşların bok atmaya çalıştığı maçtır. gaziantepspor gibi türkiye'de bir futbol devrimi yapmak üzere olan takımın şampiyonluğa ramak kalmışken maç satabileceğini de düşünür artık bir yerden sonra. haklıdır kendince.
özellikle bu maçta fenerbahçe'nin 4.golünü atan lefter'in gol sevincini josico'yla paylaşması tribünleri adeta bayram yerine çevirmiş, preko da attığı 3.golü can bartu'nun omuzlarında tüm stadı turlayarak kutlamıştır.
edit: hooijdonk'u mesajdan silince fener de maçı satın almış sayıldı.
27 mart 2010 beşiktaş eskişehirspor maçı'nda beşiktaş'ın yediği ilk goldeki faulü ya da bobo'nun sayılmayan golündeki olmayan ofsaytı ve tüm bunların üstesinden gelip rakibini yenen beşiktaş'ın emeğini görmezden gelip "eskişehir maçı sattı" diye öğürerek bok atmaya çalışan eziklere ibretlik şamar niyetine hatırlatılması gereken maç. o sene şampiyonluğa giden antep ilk yarısını 3-0 önde bitirdiği bu maçın devre arasında artık neler (!) olduysa ikinci yarıda birbirinden şık 4 gol yemeyi başarmıştı. golleri antep kalecisinin bir içeri alışı vardı ki anlatmaya kelime yetmez. bugün beşiktaş'a bok atmaya çalışan küçük adamlara hatırlatma olsun istedim.
inanılmaz bir maçtı ..
belki de torunlarıma anlatırken futbol nosyonları kapsamında gözümden yaş gelecek tek anım. bilet sırasında kardan adama dönmüştüm ama olsun, o bilet elime değdiğinde bir güneş gibi içimi ısıtmıştı. nasıl ısıtmasın ki ? şampiyonluk yolunda en zorlu maçında kendimi bildim bileli sevdalısı olduğum takımımı destekleme fırsatını bulmuştum.
stad tam 2 saat öncesinden tıklım tıklım olmuştu, eminim maçın saati ile ilgili şüphelenenler bile vardı. bu arada maç başlamadan önce karşımızdaki tribünlerde olay çıkmış, o sezon her iç saha maçında mükemmel bir birlik beraberlik örneği gösteren taraftarlar arasına kara kedi girmişti sanki. çıkann olaylardan ötürü yaklaşık 30 dakika tezahürat yapmadık.. 1-0 gerideydik tezahürata başladığımızda. herkes takımdan emindi, ta ki peşpeşe gelen 2 gole kadar. o sıradaki haliyet-i ruhiyemi çok iyi hatırlıyorum, dokunsalar ağlayacaktım. ilk yarı 3-0 bittiğinde gidip gitmemek arasında kaldım, sonra bu takım yenilse de alkışı hakketti diye düşündüm. ikinci yarı başlamadan önce taraftarlar takıma eşi benzeri görülmemiş destek verip motive etmeye çalışıyordu, futbolcuların şaşkınlığını dün gibi hatırlarım. ikinci yarıda golü bulana kadar zaman geçmek bilmedi, önce revivo ile umutlandık, ardından rapaiç ile coştuk. dakika daha 70 bile değildi biz maçı 3-2 yapmıştık. uche'nin beraberlik golüyle stadda 9.9 büyüklüğünde deprem yaşanmış, tribündekilerin sesleri bırakın anadolu yakasını avrupa yakasını bile çınlatmıştık.. parma maçında bile bu kadar müthiş bir ses çıkmayacaktı golden sonra, bu kadar sevinmeyecektik.
unutulmayacak muhteşem maç. gaziantepsor maçı alsaydı şampiyonlukta müthiş bir avantaj ve şampiyonlar ligi hakkı kazanacaktı, yani böyle fırsatı tepmezlerdi. o açıdan bu maç satılmış diyenleri uyarmak istiyorum aynı tablo 3 mayıs 1989 galatasaray fenerbahçe maçında da oldu ona da mı satıldı diyeceksiniz. tabi ki bu maçlar satılmadı.
bu maç ilk defa "bizler inandık siz de inanın bizim için bu maçı alın" tezahüratının yapıldığı maçtı. özellikle abdullah ercan'ın ikinci yarıya çıkarken bu tezahüratı duyunca suratındaki o şaşkınlık ifadesi ve takım arkadaşlarını toplayıp koşa koşa tribünlere gelmesi müthiş bir görüntüydü. oyuna ikinci yarı giren rapaic'in futbol şovu ayrı bir güzeldi. özetlemek gerekirse satılmamış bir maçtı.
tüm 3-0 dan 4-3'e çevrilen maçların satılmış maçlar olduğunu, maç kazanan takımlarının maçı satın aldığını, yenilen takımın başkanının parayı cebe doldurduğunu, yenik takımın kalecisinin şikeci olduğunu, bu tip maçlarda galip takımın kesinlikle hak etmeyerek kazandığını anlamış bulunmanın sevincini yaşıyoruz an itibariyle, hemi de bazı hazımsız cimbomlu bünyeler sayesinde, hayır insan kendi ayağına ne diye kurşun sıkar ki, mazisini, tarihini bilmeden atıp tutunca böyle olur, ben şaşırmadım, siz de şaşırmayın sayın abim.
buyrun o zaman, konu tarih...
takvimler, 1989 yılının 3 mayıs'ını gösteriyor, türk futbol tarihinin yüz karalarından biriyle daha karşılaşıyoruz, bir kara leke daha, bir satılmış maç daha, bir şaibe daha, başrollerde satılmış galatasaray, parayı cebe dolduran ergun gürsoy, şikeci simoviç, şikeci tanju.
(bkz: 3 mayıs 1989 galatasaray fenerbahçe maçı)
bazılarını o kadar çıldırtmıştır ki bu maç, siyah çanta, şike, soyunma odası muhabbetleri efsane olmuştur yıllardır. demek ki bu çıldırma huyu oradan geliyor.
kimbilir belki de fenerbahçe gaziantepsporlu futbolcuları satın almıştır.
tıpkı 3 mayıs 1989 galatasaray fenerbahçe maçı'nda galatasaraylı futbolcuları satın aldığı gibi.
umalım ki tabi ki böyle şeyler olmasın temiz futbol açısından...
umalım ki her iki 3-0 mağlubiyetten gelip 4-3 biten geçirmeler de tertemiz olsun...
aksi durumda maalesef bazı büyük takımların bile parayla satın alınabileceği sonucu çıkar ki maazallah çok sakat bir şeydir bu.
