atam, Şeyh şamil'in ruslar tarafından esir alınmasından sonra rusya'da başlayan çerkes soykırımının başlangıç tarihi.
1 milyon çerkez sürgünde katledilmiş,
1 milyon 500 bin kişi osmanlı'ya sığınmıştır.
1864 cerkes soykırımından kaçarak osmanlı' ya sığınan,
osmanlı ordusunda görev alan,
osmanlı-yunan savaşında yaşamını yitiren,
atam, binbaşı mehmet bey ile
oğlu, yaver, saray ressamı,
1915 çanakkale ( seydibeşir) savaşı gazisi a.B.
bir ubıh olarak atalarımın ne acılar çektiğini nasıl direndiklerini ve ne onurlu bir halk olduğumuzu biliyorum ve gurur duyuyorum.Bizler yapılanları yaşananları unutmadık unutmayacağız .
Derler ki; Çerkes halkını sürgününe taşıyan gemiler, arkalarında bu gemilerden atılmış olan cesetlerden izler bırakarak gelmişler. işte biz o gün yok olmaya başladık. işte bundan tam 150 yıl önce bugün, dünyanın en büyük soykırımlarından birisi olan; fakat pek kimsenin bilmediği, bilenlerin de sesini çıkartmadığı çerkes soykırımının temsili günüdür. sürgün ve akabindeki yıllarda, bu günde sürülen çerkesler uzun süre ev inşa etmediler, vatanlarına geri döneceklerini düşünerek. uzun yıllar sonunda ev yapmaya karar vermek ne büyük bir acıdır bilir misiniz?
"Dağlılar teslim olmuyor diye biz davamızdan vazgeçemezdik. Silahlarını alabilmek için yarısının kırılması gerekti. Kanlı savaşta bir çok kabile tümüyle yok oldu. Ayrıca, çoğu anneler bize vermemek için kendi çocuklarını öldürüyorlardı..." (Rus Tarihçi SULUJiYEN)
"Çerkesler, bizi sevmezler. Biz onları, özgür çayırlarından çıkardık. Avullarını yıktık. Bir çok kabile tümüyle yok edildi..." (Rus Tarihçi ZAHARYAN)
"Bu, gerçek ve acımasız bir savaştı. Yüzlerce Çerkes köyü ateşe verildi. Ekin ve bahçelerini imha için atlara çiğnettik, sonuçta bir harabeye dönüştü." (Rus Tarihçi Y. D. FELiSiN)
Bizim Kafkasya'da yaptıklarımız, ispanyolların Amerika topraklarında yürüttükleri savaşların olumsuzluklarının aynısıydı. Dilerim ki, Yüce Tanrı Rus tarihinde kan izlerini bırakmasın..." (Muhaliflerden N. N. RAYEVSKi)
"Rusya'nın Kafkasya'yı fethi, çağımızın barbarlık tarihinin en feci tablosunu oluşturur. Kafkas dağlılarının direnişini kırabilmek için 60 yıllık askeri terör ve kıyım gerekti..." (JAN KAROL)
"Çerkesler bizden nefret ediyor. Çünkü onları özgür yaylalarından attık, köylerini yaktık ve kabileleri toptan yok ettik. Onlar eskiden Hıristiyan'dı, yeniden incil ile tanıştırmak lazım..." (PUŞKiN)
"Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem"
Çerkes Sürgününe tanıklık eden yaşlı bir Çerkes-
''artık ne başımda kara kalpağım,
ne belimde gümüş kakmalı kamam var.
rüzgarlarla yarışan
atlarımı da öldürdüler
ama
gözlerim hala vadi yeşili,
saçlarım güneş boyalı
ve bedenimin onurla taşıdığı
mızıka kokulu
bir dağlı yüreğim var.''
Kaf Dağı'nın güneş saçlı, deniz yürekli atlılarıyız biz, mutluluk dağıtırız insanlara, gözümüzde yaşta olsa. Unutmayız tek bir tarihi, unutturmayız.
Çok şeyimizi aldın be tarih çok.
Kimimize bıçak geldi, kimimize ok.
Düşmanın elinde, silahtan yok yok,
Bizde ne silah var, ne de karın tok.
Geri döneriz umuduyla çıktık vatandan,
Ne idare var, ne asker, ne de kumandan.
Lafla kandırdılar bizi yalandan,
Ne yapıp edip kopardılar anavatandan.
Biz "Soykırım" deyince "Değil" diyorlar,
Hakkımızı yine, yine yiyorlar.
Bizleri gitgide sindiriyorlar,
Sessizce mideye indiriyorlar.
Yüce Rabbim bir gün bize de verir,
Bize bunu yapanlar elbet geberir,
Cezasız kalmaz kimse, ceza verilir,
Caniler elbet yere serilir...
Hiçbir suç cezasız kalmaz Allah büyüktür...
Yarın 21 Mayıs! 1825 de başlayan ve "Adige- Abhaz- Karaçay- Ubıh vb" Kafkas halklarının geniş katılımları ile efsanevi bir direnişe dönüşen ve bu halkların nüfuslarının yaklaşık %90' ınını kaybettiği (Ki Karaçay halkının %90' a yakını bu direnişte ve sonrasındaki sürgün sürecinde kayboldu) ve 1864' ten sonraki süreçte tam anlamıyla bir soykırıma dönüşen 21 MAYIS!
Buraya ilk göç edenlerin hepsi gözleri Kafkasya' ya dönerek can verdi. Hepsi "Tekrar Geri Döneriz" diyerek burada yerleşik hayat kurmadı.
Karadeniz' e karışan akrabalarımızın, buraya geldiğinde "iklim Uyuşmazlığı vb." nedenlerle hayatını kaybeden dostlarımızın destanıdır bu.
Çerkeslerin köyünü yaktık, hayvanlarını öldürdük, ekinlerinin üstünde atlarımızı sürdük. Çocuklarını acımasızca öldürdük.
ve çar bize bu katliamları yaptık diye bu onur madalyasını verdi.
Hangi onur?
Hangi onurlu insan bunları yapar?
Ben tanrıya beni affetmesi için her gün yalvarıyorum.
Onlar vatanlarını savundular ve yiğit insanlardı.
Biz ise insanlıktan çıkmış birer ucubeden farksızdık. Elimize esir düşen Çerkeslerle yan yana geldiğimizde sanki biz onların esiri gibi duruyorduk. Onlar ise dimdik vakur duruşlarından taviz vermiyorlardı.
Tanrı beni affetsin.
Uluslararası anlamda din farkı gibi faktörlere bağlı olarak hiçbir şekilde bilinmese, hatırlanmasa bile adigelerin zihinlerinin en temel noktasında yer alan, adigeler tarafından asla unutulmayacak olan kara gün.
Bu kara gün ve sonrasında vefat eden tüm adigelerin ruhları huzur bulsun.