herkes siyasal kimliği ya da çıkışlarıyla değerlendirilmemeli. bu adam çok güzel belgesel gezi programları yaptı, onun için bile ardından bir iki güzel sözü hak ediyor.
Güne, tatsız ve üzüntüyle başlamaya neden olan haberdir.
Dönem adamı olmayıp, her daim sergilediği onurlu ve dik duruşunu başarılarıyla taçlandırmış, ender güzellikteki insanlardan biriydi.
Yol hikayeleri ve bam teli gibi, belgesel tadında programlarıyla, türk televizyon tarihine kalitesiyle adını yazdırmış bir değerdir.
Şahsen tanışma fırsatı bulduğum, kişiliği, mütevaziliği ve donanımıyla hayranlık uyandıran, nev-i şahsına münhasır bir insandı.
Kimbilir daha ne güzelliklere imza atacaktı...
Erken ölüm!
Nurlar içinde uyu Tayfun Talipoğlu!
Türk televizyon tarihinin gördüğü en beyefendi, en naif insanlarından biriydi. 90'lı yıllardaki Bam teli programıyla yaşlı genç herkesin sevgisini kazanmış bir insandı. O kadife ses tonuyla konuştukça dinleyesin gelirdi tayfun talipoğlunu. Rahatsız etmezdi kulakları.
Allah gani gani rahmet eylesin. Sabah sabah çok üzmüştür.
Çocukluğumuzun kahramanları, yakışıklıları özendiğimiz, beğendiğimiz hayranı olduğumuz insanlar yavaş yavaş gidiyorlar. Zeki alasya, tarık akan, kemal sunal, mehmet ali birand siyasetçiler.....
Bu kişiler çocukluğumuzun hatıralarıydı. BiZ onlara şahittik, onlarda şu yaşadığımız yıllarda bizim çocukluğumuzun şahitleriydi.
Çocukluğumuz ölüyor.
Mekanları cennet olsun. Nur içinde yatsınlar.
geçen yıl istiklal caddesinde ki d&r'da kitap bakıyorum. hayyamın rubailer'ini alarak, kasaya gittim. biri yanımda aldığı kitabın ödemesini yapıyor " ödemeyi kartla yapacağım" diyen naif bir ses tonlu biri. bir an durdum, çok samimi bir ses tonunu hatırladım. rahatsız etmeden hafifçe yüzüne baktım, tam dönerken, bir daha baktım ve öylece kala kaldım. benim bakışlarımı farkedip döndü ve yarım ağız tebbessümle;
-merhaba
-merhaba tayfun bey,inanırmısınız sizi sesinizden tanıdım.
yine yarım ağız gülümsedi, sanırım birazda yorgundu.
-eyvallah (biraz baktı)
-şu şehirden misin?
-hayır ama sınır komşundan.
-o bölgede çok proğram yaptım her şehrin çoçuklarının gözleri bir başka bakardı...baban ne yapıyor?
o an yine mikrofonu elinde, küçücük çoçuklarla muhabbet eder gibi sohbete koyuldu benimle.
-abiiii (hafif tatlı sert bakarak)
-pekii, tayfun abi bilmeni isterim, senin yerin ayrıdır bizde.
-biliyorum.
-abi çok teşekkür ederim gerçekten.
-neden?
-sayende, çoçukluğumdaki o güzel günleri tekrar anımsattığın için.
-sende, sende...
tayfun abi, çerçeveli gözlüklerinin ardından iki yorgun gözlerle eskilere daldı.
konuştuk bir kaç dakika daha, "hadi eyvallah, babana selam söyle!" dedi kolumdan tutarak vedalaştı, düşük omuzlarıyla ağır ağır gitti. sonra ben de kitabın parasını ödeyip, çıktım d&r'dan. istiklal caddesine baktım, insan ne kadar çabuk büyüyor, keşke.. dedim cümlemin devamını kuramadan caddede akan yabancı kalabalık, cümlemi tamamlamama izin vermedi. bende bıraktım kendimi bir başkasının gözlerinde yabancı olmaya.
sabah sabah aldığım habere bak. neden iyi insanlar bizlere hemen veda ediyor neden biraz daha kalıp insanlık dersi vermiyorlar, bu kokuşmuş insanlığa..
bam telimiz koptu bugün itibariyle. allah rahmet eylesin tayfun abim, ışıklar içinde uyu...