futbol seyiri bakimindan tipik zevksiz bir maç olmuştur, iki takimda yenmekten sonra önce yenilmemeyi düşündüğünden genelde orta alan ve doldur bosalt ile geçen karşılaşmanın son dakikalarında iki takimda bir puana razı ve bitsede gitsek gibi tavırlarla oynadığı karşılaşma maçın tansiyonuda düşük olması buna bir kanıt niteliginde.
iki taımında ligdeki konumlarına uygun olarak kora kor mücadele sergiledikleri ma olmuştur. hakem ikili mücadelelerde istikrarlı düdükler çalamasa da oyuncular iyi niyetli olduğundan maça tesir edecek bir hata yapmamıştır. iki takıma da tebrikler...
ha bu arada galatasaraylı bazı yazar kardeşlerimizin tatlı niytine yedikleri maçtır. ama tatlının üstüne acı fazlaca acıtmış olabilir.
haftayı en karlı kapatan takımlar arasında oynanmış maçtır. ilginç bir lig yaşıyoruz. maçtan önce fb, gs ve ts taraftarlarına sorsalar, birçoğu bu maç için "berabere bitsin" derdi herhalde. sonuçta 1 ve 2'nin oynadığı bir maçta, diğerleri için en istenilen sonuç beraberliktir. öyle de bitti maç. ama haftayı da en karlı kapatan takımlar oldular. enteresan...
maçın 10. saniyesinden 16. dakikasına kadar n'oluyoruz dedirten bir sivasspor baskısı ya$anmı$, daha sonrasında ilk yarı sonuna kadar be$ikta$'ın baskılı olduğu sayılabilecek pozisyonlarıyla geçmi$ bir maçtır.
2. devrenin hemen ba$ı sayılabilecek dakikalarda sivasspor murat erdoğan'ın ekrem dağ'ı sürekli zorladığı bölgeden gelen bir atak sonucu ve be$ikta$ defansının bir an'lık adam kaçırması sonucu gayet temiz bir gol bulmu$tur.
yenilen golün ardından be$ikta$ daha dikkatli top çevirmeye ba$layarak kısa sürede aynı sivasspor'un attığı gibi gayet temiz bir gol atarak duruma e$itlik getirmi$tir.
gollerin ardından ise olay tamamen teknik adamların hatalarıyla (ki yanlı$ oyuncu tercihleri hatadır) oyun bir kısır döngü haline doğru ilerlemi$tir.
nitekim ligin genel görünü$ü itibariyle aranın açılmaması adına her iki takım da ne $i$ yansın ne kebap kanaatiyle frenlenmi$tir.
sebebine gelirsek bunun;
maç için daha önce yazılan entry'de de belirttiğim gibi bu kar$ıla$mada 3. takım niyetinde bir de hakem faktörü vardı.
eyyamcının önde gideni $eklinde bir tutum sergilemi$tir kendisi. daha ilk yarıda sivok'un dü$ürülmesi sonrasında kel alaka bir $ekilde oyunu durdurup sivasspor'lu futbolcuya sarı kart göstermi$tir.
maç içerisindeki ilk hatasını burada göstermi$tir kendisi. sonrasında durumu kurtarmak adına gösterdiği guttirik kararlar ise maçı kurtarmaya yetmemi$sede biz izleyenleri çileden çıkarmaya yetmi$tir.
be adam madem sarı kart gösterirsin rakibe, ki avantaj kuralıyla alakasız bi pozisyon niye avantaj kaybolduğu anda oyunu durdurmazsın. madem avantaj yok kart gösterdiysen neden zamanında faul kararı vermezsin ?
daha sonrasında ba$ka bir pozisyonda
yan hakem topun çizgi dı$ından oyun alanına girdiğini söyleyip kendisini uyarır, bizim hakem alakasız faul düdüğü çalar. sivasspor'un avantajını piç eder. lan zaten top adamlarda bırak gitsin atağına. faulle uzak yakın alaka yok ki.
keza ba$ka bir pozisyonda yusuf $im$ek kö$eye gitmiyor diye ilk anda verdiği kö$e vuru$u kararını kale vuru$u olarak deği$tirmek nasıl bir yönetim zihniyeti.
en bombası ise ibrahim üzülmez'in rakip kaleye gittiği bir pozisyonda dü$ürülü$ü. karde$im bariz olan 2 durum var. ibrahim üzülmez'in top sürü$ istikametinde göre dü$ürüldüğü pozisyon. sivasspor'lu oyuncu topa müdahale ediyor. beraberinde ibrahim üzülmez'i de indiriyor. hakemin kararı kale vuru$u.
hayır pozisyona çok uzak değil kendisi ve, topun ters istikamete gidi$i itibariyle savunma oyuncusunun müdahalesi olduğunu bariz görebiliyorken verdiği karar kendisinin bu konudaki acizliği yada artniyetliliğini gözler önüne sermi$tir. savunma oyuncusu müdahale ettiyse topa kö$e vuru$u eğer topa değilde oyuncuya müdahale ettiyse penaltı. lakin bizim adamın verdiği karar evlere $enlik. kale vuru$u.
neticede ben be$ikta$ aleyhine aklımda kalanları dile getirdim. bu demek değil ki hakem yüzünden ağlaklık yapıyorum. aynı $ekilde komik kararları sivasspor içinde vermi$tir kendisi.
sonrada çıkıp hakemlerimiz çok ele$tiri alıyor diyorlar ama, bu $ekilde kalitesi yüksek geçecek bir maçı verdiği guttirik kararlar yüzünden katleden bir hakemi ele$tirmemek elde değil. maç öncesindeki en büyük iki korkumdan birisiydi ve nitekim yanılmadım.
maçın genelinde iki takımda futbol oynamaya gayret gösterdiği için kendilerini tebrik ederiz.
herkes holosko'nun çıkı$ını hatalı bulmakta lakin bana göre mustafa denizli bir türlü istediğini yapamayan ve sürekli top kaybeden bobo'yu çıkarsa ortada bir performans gösteren holosko ile birlikte daha etkili olabilirdi. keza matias delgado'yu oyuna sürmeside öyle bir zeminde yaptığı büyük bir hataydı. zaten zor performans gösteren bir adam, oyunu bir anda al gülüm ver gilim $ekline çevirince daha da bir zevksiz hale soktu.
son söz sivasspor'a:
görebildiğim kadarıyla sahaları patates tarlası gibi. ne düzgün 2 pas atılıyor, ne adam gibi ko$uluyor. o zemin anca futbolcu yorar. yazık değil mi rakip takım oyuncularına. deniliyor ki sivaspor fizik gücüyle üstün. gayet normal tabi adamlar alı$kın patates tarlası gibi yerde tay misali ko$up hareket etmeye, eli yüzü düzgün rakip sahalara gidince haliyle çok daha kuvvetli görünürler.
sivasspor' un bir bok oynamadığı karşılaşma. zannımca mustafa denizli beşiktaşlı futbolculara "sakın yenmeyin ben 26 ncı haftada lider oluruz dedim beni yalancı çıkarmayın" dedi. oysa beşiktaş golü yedikten beş dakika sonra beraberliği sağlamıştı. beş dakika daha oynasalar çok rahat kazanırlardı maçı.
mustafa denizli'nin fantaziye koştuğu bir maç olmuştur.dikkat ediyorum 2 haftadır sadece 2 oyuncu değiştiriyor 3. oyuncuyu oyuna alma ihtiyacı duymuyor.bugun ki maça gelecek olursak.kadroyu gördükten sonra önce bi afalladıktan sonra holosko dedik, cisse'yi kesmiş, sivok ernst'in yanına kaymı$, zapo defansta ibrahim toraman'ın yanında forma şansı bulmuş. yusuf'u gördüm dedik, delgado sakattı hafta içinde idmanlara felan çıkamadı yusuf hazırdır oynar diye düşündük, bunu da mantıklı karşıladık ama ikinci yarıda ki diziliş ve oyuncu değişikliklerininde ki bariz hataları anlayamadık.olması gereken değişikliği 10 yaşında ki beşiktaşlı bir çocuk bile tahmin edebilirdi.
holosko çıkacak, nobre girecek forvet ikilencek, formsuz zapo'yu kenara çekecek cisse girecek sivok defansta ki yerine geçecek uyum içinde olduğu toramanla defansı sağlama alacak, cisse ve ernst orta sahayı toparlayacak güçlendirecek ve son olarak yusuf oyundan alınıp delgado son 10 15 dakika kala oyuna girecek ve ofansif olarak gol ve golleri sivasspor kalesinde daha rahat arayabilecektik.olmadı, belki görmek istemedi, belki takımına çok güvendi, birinci olduktan sonra takımın rehavete kapılmasından korktu ve birincilik yarışını ilerleyen haftalara erteledi ve bu da ayrı bir muamma.
sivasspor'un daha iyi, daha etkili oynadığı ayrıca mustafa denizli'nin mükemmel(!) oyun anlayışı ile beşiktaş'ın beraberlikle ayrıldığı karşılaşmadır.
arkadaş senin gücün kuvvetin orta saha olmalı bu maçta, rakibin fizik gücüyle oynayan bu yönünü ön plana çıkaran bir ekip, haftalardır iyi oynayan bir tandemin var toraman-sivok ikilisi sen böylesine kritik bir maçta bu uyumu bozup haftalardır oynamamış olan üstelik kritik maçlarda kritik hatalara imza atan zapo'yu koyuyorsun takıma. haftalardır başarılı olan defansını bir anlamda sabote ediyorsun. gol de zaten zapo'nun adam gibi müdahalede bulunmadığı bir pozisyonda rahatça ortalanan bir toptan geldi. keza ekrem'in defansif yönü zayıf al sana rakibin ataklarını kolayca yeme hastalığı. ernst-cisse ikilisi -cisse'yi genel olarak beğenmesem de- orta sahaya hükmediyorlar oynadıkları maçlarda sen bozuyorsun takımı.
tamam tek forvetli sistem rakip kuvvetli dersin, orta alanı diri tutarsın anlarım, tek forvetli sistem oynayacaksan oynayacak tek adamın var, nobre! hiçbir şey yapmasa bile orta sahaya gelir top kapar, pas verir, rakibin defansını çakar yerine çıkarttırmaz. bobo popocuğunu kaldıramıyor.
aklınca şöyle düşünüyor denizli, bobo, yusuf, tello ile 3'lü forvet oynuyor. beşiktaş'ın 1-0, 1-0 kazandığı pozisyonsuz maçlarından sonra da böyle diyordu "aslında biz 3'lü forvet oynuyoruz" bobo-nobre ikilisi varken dirençli ve hücumda çoğalan bir ekip haline geliyorsun şu maça bak, ne hücumda çoğalma var dahası ne de pres. sivaslı bir futbolcu 20-30 metre topla geliyor karşılayan adam yok, basan adam yok nitekim böyle bir pozisyonun sonucunda gol geldi. rakibe refakat etmek miydi taktiğin ha hoca?
mevcut defans hattını korursun, koyarsın göbeğe ernst-cisse ikilisini tello solda, holosko sağda olur. hem orta sahan savaşan bir yapıda olur hem atağa kalktığında 4-5 kişi saldırma imkanın olur böyle kritik bir maçta. ernst yalnız kalınca şimdiye kadar olan üst düzey performansını bu maçta gösteremedi. delgado oyuna girdi, al gülüm ver gülüm futbolunun dışında bir şey yapmadı.
ilk 8 takıma karşı galibiyetin yok, mağlup olduğun 2 derbi maçta da korkak bir takım sahaya sürüyorsun, rakiplerini korkutacak bir dizilişten ziyade "gelin ben sizi bekliyorum" diyorsun resmen.
mustafa denizli kritik maçlarda gerçek rakipleriyle oynarken gerçek anlamda saçmalıyor ve bu maçta da bu saçmalıklarına aynen devam etti. maçı kazansak da eleştirirdim zira duran toplar dışında net pozisyon yok.
ayrıca fenerbahçe maçında fantazi yapan bülent uygun'u da tebrik ediyoruz, bu futbol anlayışını fenerbahçe maçında oynasalardı mağlup olurlardı ancak ezilmezlerdi.
hakemi not düşersem, mustafa kamil abitoğlu beğenmediğim hakemlerden, önceki entrylerimde de mevcuttur kendisi hakkındaki düşüncelerim. sivasspor fizik gücünü ön plana çıkaran ve faul yapmaktan çekinmeyen bir ekip, ilk yarıdaki çoğu pozisyon kartlıktı ancak elini cebine atamadı, bobo'ya ilk yarıda yapılan harekete faul yorumu bile yapmaması ilginçti. beşiktaş hızla atağa çıkarken yapılan faullerde avantaj kuralını uygulaması iyiydi ancak pozisyon durduğunda faul yapan adama sen nasıl kart çıkarmazsın? avantaja bıraktıktan sonra kart verme gerekliliğin sonlanmıyor ki? bir pozisyonda pozisyon kornerdi musa-delinho mücadelesinde ama gitti aut kararı verdi. ben penaltı verilsin demiyorum zira pozisyonda musa önce dokundu topa ve kornere gönderdi. arkadaş musa delinho'ya fiziki temasta bulunmuş ve delinho'yu bozmuş, hayır pozisyon korner değilse penaltı? nihayetinde musa topa dokunamamışsa top delinho'dan gitmişse musa'nın delinho'ya bir müdahalesi var karar penaltıdır o zaman, ha musa topa dokunduysa -ki doğru olan budur- karar korner olmalı? bu ne menem bir çelişki? gerçekten çok teknik bir hata. hakemin pozisyon bilgisinin ne kadar zayıf olduğunun göstergesidir bu pozisyon. penaltı versen dersin iyi süzememiş falan ama kardeşim sen bu kadar mı anlıyorsun futboldan? sana o düdüğü verenler seminerlerde öğretmiyorlar mı size bunu? futbolcu davranışından, topun gidiş yönünden, topun yere düşme şiddetinden falan pozisyonun nasıl tezahür ettiğini algılamanızı öğretmiyorlar mı?
sonuç olarak mustafa denizli'nin iyi giden, mücadele eden, oyun oynayan takımı bozup yerine fantazi girişimlerinin aldığı bir karşılaşmadan daha puan kaybıyla ayrıldı beşiktaş, daha önce de fenerbahçe ve galatasaray maçlarında benzer fantazileri yapmıştı zat-ı şahaneleri. kafasında böyle maçlarda "mağlup olmayayım, nasıl olsa diğer maçları kazanırım" düşüncesi var ama ligde her takım her takımı yenebiliyor kocaelispor'a yenilme ihtimalin yok mu? ya bursaspor'a, ya eskişehirspor'a, ya haftaya kayserispor'a? diğer maçları kazanacağın garanti mi ki, böyle pısırık anlayışla oynuyorsun? üstelik fenerbahçe ve trabzonspor'un mağlup olduğu haftada, şu anda lider olan rakibini mağlup etmen durumunda mükemmel bir hafta geçirmiş olacaksın yani senin bu hafta "mağlup olmayalım yeter" gibi bir lüksün yok. bu maçı kazan rakibininin 2 puan üzerine çık en az 1 maç "bu maçta mağlup olmayalım yeter" lüksün doğar ama sen her şeyi elinle itiyorsun. garip, gerçekten çok garip. mustafa denizli'nin korkak ve anlamsız anlayışlarını belirttiğim gibi anlamsız olduğundan zaar ben anlayamıyorum arkadaş.
bir de rüştü 85'ten sonra her pozisyonda yavaş hareket etti bir de petkoviç'e bakıyoruz adamın kanı kaynıyor hemen top atıyor falan. şampiyonluğu istemek bu mu yani, 1-1'e razı olmak?
beşiktaşımızın 3 puan alması gereken bir maçtı. sivas'ın bu gücü ile sabaha kadar oynasa beşiktaş'ı yenmesi münkün değildi.
maça bakacak olursak; ilk yarının ilk 10 dakikası harici sahada top oynayan bir sivasspor yoktu. ben beşiktaş'ın ilk kez orta sahada bu kadar rahat top yapabildigini gördüm. soldan geldigimiz her hücum tehlikeli oldu. ama forvetlerin etkisizliği ve sivasspor'un bilica ve sylla ile iyi oyunu beşiktaş'ın pozisyon bulmasını engelledi.
ikinci yarı ortada başlayan bir futbolla devam ederken, zapo'nun maç boyunca mehmet yıldız karşısındaki ilk müdahalelerde etkisizliği yüzünden saçma sapan bir gol buldu sivas. sivok'un tum'u kaçıdığı tek pozisyonda top ağlarımızdaydı.
beşiktaş bu gole, hiç moral bozmadan yaptıgı ilk hucumda tello ile cevap verdi. golden sonraki 15 dakika boyunca sivasspor ne yapacagını sasirmiş bir görüntüde idi. tum'un sakatlanıp çıkması ve yerine giren balili beşiktaş savunmasını rahatlatmıştı. ne yazık ki mustafa denizli o noktada yaptığı ölümcül oyuncu değişikliği ile maçın bu noktaya gelmesini sağladı. nobre'yi oyuna almak için bobo'yu çıkarınca mustafa denizli artık hücum gücünü sıfırlamıştı. eğer şampiyon olacaksan bu tip maçları dogru degisiklikler yaparak kazanmak zorundasın. orada bobo yerine oyundan düşen yusuf'u alsaydı denizli belki şimdi beşiktaşımızın galibiyetini kutluyorduk sayfa sayfa... ama olmadı. zaten nobre girdikten sonra iki takımda da oyundan düşme emareleri gözlendi. şişirme toplarla hücuma çıkan beşiktaş her topu ezen delgado yüzenden çok saçma toplar kaybetti.
beşiktaş'ta bugün; tello ve ibrahim toraman dışında pek de iyi oyuncular göremedim. nobre'deki iki haftadır gözlenen düşüş hiç de hayra alamet degil.
son sözüm elbetteki kartlarını evde unutan kamil abitoğlu'na... murat erdoğan bu maçı sarı kart görmeden nasil tamamladı bir anlatsın. bir de "kart göster işareti" yapmak sanırım artık cezalandırılmıyor. bu ne rezillik ya. özellikle faullerdeki standartsızlıgı çok rahat ilerleyen bir mücadeleye çomak sokan etmenlerin başındaydı. bir futbolcuya kasıtlı hareket yapıldıktan sonra avantaj ile oyun devam ediyorsa, pozisyon geçtiği zaman bu kasti hareketi yapan oyuncuyu yanına çağırır ve sarı kartını verirsin. fakat bugün bir tanesini göremedik bunların. sivas'ın kasıtlı sert futboluna göz yuman, hatta kafasını kaldırarak "kart göster işaretini görmezden gelen" * bir hakemle oynandı bu önemli maç. sükür ki maça etkiyecek bir kararla tarihe geçmedi bugün.
zira eğri oturup dogru konusmak lazım; bugün beşiktaş galibiyeti gerçekten istememiştir. mustafa denizli ise altın tepsi ile sunulan galibiyeti aynı şekilde geri tepmiştir ve ne yazık ki beraberliğe yatmıştır.
neticesinde çok büyük bir puan kaybı olmasa da ilk 8'deki hiçbir takımı henüz yenemeyerek sampiyon olmamız çok zor bir ihtimaldir. bu takım şampiyon olacaksa kazanmak isteyecek. yoksa büyük tüm takımlara puan kaybederiz.
bazı bejk taraftarlarının bu maçta bile hakemi suçladığı maçtır.oha diyoruz artık.nasıl bir holigan gözle izliyorsunuz maçı bilmiyorum. geçen sene marsilya maçından sonra rakip çok sert oynadı hakem göz yumdu bık bık şeklinde konuşuyordu beşiktaş.ancak fenerbahçe 32 takım içerisinde en çok faul yapan takım olarak guptan çıkıyordu ve o listenin üst sıralarında manu,chelse,lpool gibi takımlar vardı.bjk artık agresif oynamayı sertlikten saymasın, adam gibi oynasın .
her iki takımdan birinin galibiyeti hakedecek üstünlük kuramadığı bir başka deyişle her iki takımın da mağlubiyeti de haketmediği adilane bir sonuçla biten maç.
ama hakem için aynı şeyi söylemek mümkün değil. sivassporlu oyuncuların özellikle ilk yarıda yaptığı faullerin çoğu sarı kartlıktı. direkt ayaklara dalarak yapılan fauller, hakem çoğunu es geçti, çıkaramadı kartlarını ki aynı faulleri beşiktaş yapsa idi tereddüt etmeyeceğine dair kuvvetli bir his var içimde nedense. beşiktaş aleyhine de ne idüğü belirsiz faulleri vermekten çekinmedi.
sonuç olarak alttaki takımlar arasında puan farkının çok açılmadığı gerçeği var, fikstür avantajları ve dezavantajları göz önüne alındığında sivas hariç(daha şanslı) diğer takımların, beşiktaşımız da dahil garantili durumu yok. sivas nisbeten kolay maçlar oynayacak. yani henüz doğmamış çocuğa don biçmenin anlamı yok gibi görünüyor.
sivas ın teknik oynayan takımlara karşı bi numarasının olmadığını, sadece uzun toplarla mehmet yıldız ın eline bakan bir takım olduğunu gördük. bu taktikle iki hafta daha lider olurlar ancak.
beşiktaş yerden oynamaya çalıştı maçın bütününde. orta alanda fazla top tutmadı, kanatlara yaydı oyunu genel olarak. benim anlamadığım beşiktaş ın, daha önce bir çok defa ortadan delinmiş sivas savunmasının üzerine ortadan niye gitmediğidir. mustafa hocanın sol kanada yusuf u yerleştirmedi çok verimliydi ama delgado ve tello ortadan çok daha iyi işler yapabilirlerdi. eşit maç oldu, ancak yazık oldu biraz. yanarım yanarım şu bülent uygun a o laflarını yedirtemediğimize yanarım.
