galatasarayın ilk 70 dakika rakibine oranla daha iyi oynadığı ama sonunda hagi'nin çok yanlış oyuncu değişiklikleriyle (ki hem yanlış hem de pili bitik çoğu oyuncu'yu saha'da tutan değişliklerdi bunlar) son 20 dakikasını da kayserinin baskın oynadığı maç.
bence beraberlik hiç yoktan iyidir galatasaray için. ama kaçan onca pozisyonu ve hakemin vermediği 2 penaltı'yı (hakeme de bravo diyorum yani. bir maçın skoruna bu kadar etki edilebilir) düşününce kaçan galibiyet için de üzüldüm bir yandan. eğer ki zor da olsa haftaya beşiktaş'ı yenerse (ki bence zor) bu takım, silkinip biraz da olsa kendine gelebilir ve ilk yarıyı liderle arasındaki puan farkını 10'dan aşağı tutarak kapatabilir.
büyük çoğunluğu galatasaray'ın üstünlüğünde geçen ama ikinci yarısında hagi'nin manasız oyuncu değişiklikleriye ibrenin kayserispor'a döndüğü maç.
hagi, maçın son dakikalarına doğru takımın fizik olarak düşebileceğini tahmin edemeyip sabri'yi oyundan alarak orta sahanın direncini düşürdü. yerine soktuğu emre çolak zaten fiziksel yetersizlikte son nokta. bunun yanında pino tehdidiyle rahat hareket edemeyen kayserispor savunmasını pino'yu oyundan alarak epey rahatlattı.
edit: ali turan müthiş bir savunma direnci gösterdi. iyi oynamış olsa da adamın yeri orası değil. hakan balta ise yorumsuz...
kadir has stadyumunda maç öncesi yurdum insanının çılgın müzik zevkine uygun müzikler çalınıyor derken, son anda bir queen hamlesi geliyor ve beni neredeyse bu cümleyi tamamlamaktan alıkoyuyordu.
kayserispor siyah, galatasaray ise bıyıklı formasıyla sahaya çıkmayı tercih etmiş, iki takımın ortak rengi olan kırmızı ise kimseye nasip olmamıştı. yoksa, bu sıkıcı bir beraberliğin mi habercisiydi? barış özbek gerçekten galatasarayda oynayabilecek bir futbolcu muydu? servet çetin, futboluyla yine göz doldurmak yerine ağızları mı dolduracaktı? yoksa kendisine güvenildiğini mi hissediyordu? hem bu umurumuzda mıydı? evinden kendi topunu getiren elano, bu sefer ağzıyla kuş tutabilecek miydi?
işte bu sorular maçtan hemen önce aklıma takılmıştı sevgili okuyucu.
galatasarayda gördüğü her topu kaleye şutlama komutu almış pino yine forvette, kewell sol kanattaydı. bu sefer bir değişiklikle, sabri ön sağa, elano ise barış ve ayhanın önüne yerleştirilmişti.
maça kayserispor hızlı başladı ve neillin geri adım yapan forveti hatalı takibi sonucu az kalsın golü atıyordu. tempolu başlayan maçın ilk beş dakikası tamamen kayserispor etkinliğinde geçtikten sonra, ibre yavaş yavaş galatasaraya dönmeye başladı. formsuz galatasaray, hızlı hücümlarla ve kanat organizasyonlarıyla gol aramayı seven kayserispor karşısında etkinliğini arttırdıkça, pozisyonlar bulmaya başladı fakat ilk yarı boyunca istediği golü çok yaklaşsa da- bir türlü bulamadı.
ikinci yarıda da tempo kaldığı yerden devam etti. fakat bu tempo onbeş dakika kadar devam ettikten sonra son buldu. cıvıl cıvıl ve hareketli denizi sanki denizaları basmışçasına yok olan bu tempo, haginin oyuncu değişiklikleriyle birebir alakalıydı.
gicanın ofans ağırlıklı oyuncularda değişikliğe gitmesi, fizik kondsiyon eksikliği sebebiyle anlayışla karşılanabilir, fakat takımı olumlu etkilemiyor. bunun sebebi de oyuna giren emre çolak ve aydının yetersizlikleri. yorgun da olsa oyunu değiştirmek adına çırpınan elanonun, fizik gücü yerinde pinonun oyunda tutulması, hatta geldiğinden bu yana en iyi oyununu çıkaran(ki bunda hücuma hiç destek vermemesinin etkisi büyük) ali turanın yerine sabrinin geçmesi, galatasarayın belki de maçı kazanmasını sağlayacaktı.
haginin oyunu tıkayan bu değişikliklerine, şokella kardeşlerin yeteneklisi şota da aynı kabız hamlelerle karşılık verince, müthiş tempolu maçın üstüne gol ne yazık ki gelmedi, sifon bir türlü çekilemedi.
galatasaray ise, maç golsüz beraberlikle bitmesine, üç haftadır gol bulamamasına rağmen, hagiyle birlikte fenerbahçe maçından bu yana en iyi oyununu bu maçta sergiledi.
defansif görevlerini ön planda tuttuğu deplasman maçlarında oyuna ortak olan galatasarayı görmüştük. fakat kazanmaya çalışan galatasarayın hem sarısı, hem de kırmızısı bir hayli solgun kalıyor. bunu daha doğru gözlemleyebilmek için en azından- barosun dönmesini beklemeli, ve rijkaard gibi bir teknik adama gösterilemeyen sabrı hagiye göstermemiz gerekli.
objektif bir sporsever olarak ; kayseri deplasmanından alınan 1 puanın galatasaray için makul olduğunu belirtmek ile beraber,galatasaray'ın arda turan,milan baros ve sağlam bir savunmacı transferi ile ligin üst sıralarına tırmanacağı fikrimi koruyorum.
fakat tabii ki şampiyonluk için çok uzak noktadalar,ekstra bir şeyler olması gerek bunun için.
mehmet batdal'ın girmesiyle galatasaray'ın hücum gücünde ya da hızında azalma olduğunu söyleyebiliriz. çok ağır bir futbolcu. aldığı topları dağıtmıyor ve o ağırlığı ile çalım filan atmaya kalkışıyor. akabinde gol pozisyonu dediğimiz şey gerçekleşmiyor.
genel itibari ile galatasaray fena oynamadı ama dediğim gibi son 20 dk hücumda iyi değildik.
galatasaray'ı seneye şifresiz izlemeye bir adım daha yaklaştıran maçtır. gerçekten lan. bir galatasaraylı olarak 2. lig heyecanını da yaşamak isterim. zaten hak ettiğimiz yer de orası.
hagi'nin yaptığı oyuncu değişiklikleriyle gidişatını değiştirdiği maç. şota'ya bu maçta galatasaray'ın değişikliklerini sen yap desek bu kadar saçma, anlamsız ve zararlı değişiklikler yapmaya vicdanı elvermezdi heralde.
eğer elano yorgunluk yüzünden çıkarılmadıysa, kewell'dan sonra takımın beyni olan bir adam neden çıkar hagi'den hesap sorulmalıdır. anlamıyorum ayhan'ın oynadığı yerde emre çolak oynayamaz mı? ayhan vazgeçilemez oldu takımda. dünya yıldızı elano'yu rezil ediyoruz.
işlerin adnan polat lehine geliştiği maç. Bu adamlar zaman kazanmaya çalışıyordu zaten istedikleri oluyor. Ama sinerji yapalım gs yenilsin yoksa geleceğimiz karanlık renktaşlar.
ali turan'ın profesyonellikten uzak bir biçimde kayseri'den ayrılması sebebiyle ıslıklandığı maç. evet pek hoş bir görüntü değil belki ama ali turan bu ıslıkları sonuna kadar hak etmiştir, kimse profesyonellikten falan söz etmesin.
kewell-batdal değişikliğiyle galatasaray'ın ilerde tekrar top tutmaya başlayabileceği maç.
edit: batdal girdi ama pino çıktı. ya oyunu kanatlara yaymaya başlayacağız, ki bu kewell-balta ve emre-ali kanatlarıyla imkansız, ya da her topu şişireceğiz.