21 kasım 2009 uludağ sözlük disko kralı faciası

entry182 galeri0
    181.
  1. Panayır gibi ortamdır. liseli gibi goygoy peşindeler.
    0 ...
  2. 180.
  3. 179.
  4. 9 sene önce gerçekleşmiş faciadır.
    hala unutulmamıştır.
    tek kayıt ise faciaya doğru giderken son görüntüleridir.

    5 ...
  5. 179.
  6. salaklığın zirvelerinde konuşulan konular karşısında hebelehübüle olan yanılgı-algı-bunaltı geçirten beyin geriliğinin faciası.
    madara olan sözlük yazarlarının "yazar" sıfatını almasından utandığım an imiş.
    0 ...
  7. 178.
  8. birkez daha anladım kimlerle birlikte yazdığımı. şimdi anlıyorum beni niye eksilediklerini. ulan hepsi kayık kayık konuşuyor bu ne. tabii ki bu adamlarla uyuşamam ben. hepsi de anormal anasını satıyim.
    3 ...
  9. 177.
  10. bugün izleme şerefine eriştiğim faciadır. ancak şunu belirtmek isterim; aylin aslım adlı kişinin, sanatçı profili çizilirken sarfettiği cümleler facia olarak tanımlanıyor sanırım. en azından bence böyle.

    hatırladığım kadarıyla sayın aylin aslım; "biz de (sanatçılar da) insan gibi yaşamak, lüks yaşam çıtasını tutturmak istiyoruz, o yüzden sağa sola harcadığınız paraları albümlere de yatırın." vs gibi bir çıkışta bulunmuş. olayın; sanatın bir geçim kaynağı olarak icra edilmesi veya sanatçı için böyle bir eşiğin olup olmadığı, gerekliliği, bunun sanatına etkisi kısmı saatlerce tartışılabilir.

    madem sanatçının ekonomik ve sosyal yaşamının belli bir seviyenin üstünde olması gerekliliğinden girdik, o zaman şöyle örneklendireyim;

    Lev Nikolayeviç Tolstoy
    vincent van gogh
    yılmaz güney
    franz kafka
    friedrich wilhelm nietzsche

    emin olun bu örnekler saymakla bitmez. bir sanatçı sadece, yaptığı işlerin satılma kaygısına bürünmüşse; derhal kendine başka bir "meslek" arasın. sanat ve meslek kavramları arasındaki ince çizgi, dahilik ve delilik arasındaki ince çizgiye oldukça benzer. elbetteki materyalist bir sistemde paranın, sanatı domine etmesi ve bu gücü yok sayılamaz. ancak biraz durup, toplum içinde aylin aslım' ın yerine bakmak da gereklidir.

    lafı daha fazla uzatmadan; sorarım size, aylin aslım bu güne dek ne yaratmıştır? beste yapmak, söz yazmak demiyorum bakın. ne yaratmıştır? sanatçı bir bakıma tanrısal bir duruşla varolur ve varolmalıdır. aylin aslım kimin kafasında şimşekler çakmasına, kimin varoluş sürecinde sarsılmasına sebebiyet vermiştir? hangi blokları yıkmıştır? hangi sistemin karşısında bağıra bağıra varolmuştur? hangi fırtınayı dindirmiş, hangi toplumu yerle bir etmiştir?

    aynı mantıkla; karşısındaki kitleye "madem sanat istiyorsunuz, paranızı doğru harcayın" deme cüretinde bulunan birisi, öncelikle bu soruyu kendine sormalıdır. ayrıca bir sanatçı, "ben yaşadığım dönemde beni anlasınlar ve tercih etsinler" kaygısına asla düşmemelidir. işte, "hadi gidin albüm alın" çıkışı, bu aceleci, toy tavrın bir göstergesidir.

    "benim sanatım bu, devam edebilmem için şu yaşam kalitesi gerekli"

    diye bir şey yok ve olmamalı. senin sanatın, senin yaşam kalitenden besleniyorsa ve ona muhtaçsa; o zaman yeryüzündeki tüm sanatçıların burjuvazi veya soyluların içinden çıkması gerekirdi. şu yukarıda saydığım isimlerin yaşamlarını biliyorsanız veya araştırırsanız; ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. sıkıştığı noktada, yoz gençlikten dem vurmak oldukça çiğ bir davranıştır. sanatçının en son dışlaması gereken güruh gençliktir. zira sanatçının savaşında en büyük yoldaşı gençliktir.

    bir sanatçı, ait olduğu toplumu sırf kendisine yeteri kadar para kazandırmıyor diye dışlıyorsa veya topluma küsüyorsa; çıkış noktası buysa, bence facianın daniskası kendisidir. bir sanatçı olarak; mevcut toplumu dışlamak veya mevcut topluma küsmek için, çok daha ayakları yere basan gerekçeler lazımdır. ve sadece bunlar yetmez. o sanatçı, o andan itibaren; o toplumu yok etmekle yükümlüdür, bunun için harekete geçmelidir. zira sanatçı sorumlu kişidir ve engel tanımamalıdır. sistemin önüne koyulabilecek taştır sanatçı. işte sanatçının sorumluluğu da bu noktada başlar.

    ayrıca o gençleri tebrik ediyorum. kendilerini tanımam etmem. ancak doğru olduğuna inandıkları bir şeyi, yetersiz bir şekilde savunmaları; onları haksız duruma düşürmez. sırf kendilerini zayıf argümanlarla savundular diye, "inanmıyorlar ki zaten" diyemeyiz. hadi diyelim saçma sapan, laf olsun diye konuştular. e bu gene, o programda bir aylin aslım faciası olmadığı anlamına gelmez ki.
    ve eğer ki birilerini alkışlamak gerekiyorsa; ben o "tüccar ağzıyla" sanatı ve sanatçıyı savunan aylin aslım' a ve şakşakçılarına karşı, o gençleri alkışlamayı tercih ederim. ha ayar vermişti aylin aslım; "tüketim manyağısınız eyvallah da, bizi de görün be abi". vay be, bravo!

    ayrıca o gençlerin "ayar verememiş" olması, aylin aslım' dan "ayar yedikleri" anlamına da gelmez. kendisi önce elle tutulur bir kaç kelam etsin, ondan sonra ayar verme işine girsin. gerçi neyse bu "ayar verme" işi, anlayan beri gelsin.
    3 ...
  11. 176.
  12. 175.
  13. program genel anlamda faciaydi yada facia denilebilecek bir suru konusma "bidibidibididi...." vardi fakat sozlukculerin konusmalari facia degildi. butun bolumlerini sozlukte boyle bi entry gorunce merak edip izledim. evet bencede, daha guzel konusabilirlerdi ama sonucta orda konusanlarin hicbirinin tv de konusma aliskanliklari yok, onceden hazirlik yapmamislar, tamamen simultene ortaya cikan bi durum. aslinda facia kisa bi sure once yesim salkim'in konustuklariydi. o hakikaten abuk subuk bi tartismaydi.
    3 ...
  14. 174.
  15. insanın fiziksel, psikolojik ihtiyaçları, hobilerinden önce gelir sayın aylin aslım diyerek konuya bodoslama dalmak istiyorum. buradaki suç kekeleyen yazarlarımızda değil, sonlara doğru alkışla doyan, şirazesi kaymakta olan aylin hanımdadır, insan gibi yaşamıyoruz çünkü albümlerimizi satın almıyorsunuz diyor, müziği çıldırsıya severek yaptığını ufacık olsun hissetmiyorum, işini severek yapmayan bir insanın yakarışlarıydı sanki aylin aslımın sözleri

    ayrıca anlayamadığım konu ilkelerini koruyan insanların acı çektiğini de nereden çıkarıyorsunuz, hanginiz sürünüyorsunuz lan öğrenciler kadar, kafanıza basıyım, internetten bile indiremiyorum kasetlerinizi çünkü kotalı, ilkelerini koruyacaksınız şirazeden çıkmayacaksınız.

    hiçbirimiz sadist değiliz sanatçılar sokakta sürünsün demiyoruz, sadist değil parasızız, hem okuyup hem çalışıyoruz günlük paramı da gidip bir cd ye veremiyorsam sadistlikle suçlanmamalıyım.

    burdaki faciyaının sebebi yazar dostlarımız değil, hedef şaşmış, onlarınki canlı yayın heyecanı
    4 ...
  16. 173.
  17. 172.
  18. 171.
  19. katılanların hiçbirini tanımam etmem ancak ben bu olayı facia olarak görmüyorum.

    facia olarak görenlere tavsiyem bir an önce bir zirve ayarlasınlar ve bu 'pisliği' temizlesinler. burda bu kadar ahkam kesen şahsiyetler için bu zor olmamalı.
    2 ...
  20. 170.
  21. katılan kişiler her şeye rağmen sözlük ortalamasının üzerindedir. varın siz düşünün sözlüğün halini; bir de şikayet etmiyor muyuz çift haneli iq'larımızla... peh.
    2 ...
  22. 169.
  23. arkası bombos bir duvara vurdugunuzda cıkan ses var ya, hıh o bile daha saglam geliyor kulaga su programda olanlardan. arkasında argüman olmayan ifadeler, 'populer kultur' gibi populer kultur tastırmalarının klişesi lafların kullanıldığı, ve gerçekten izlerken bile adlarına utandığım kişilerin söylediği sözlerin verdiği hisler bir yana, aylin aslım haklı kardeşim. oradakilerin hepsinin ayagında nike, adidas, ellerinde nokia bilmem kac model telefon yok mu? kimse kandırmasın kendini.

    ayrıca buradan, cd alıyoruz taksit yapmıyorlar diyen arkadaşa bu dimağlara zarar tespiti icin tebriklerimi gönderiyorum.
    3 ...
  24. 168.
  25. gündemden düşünce aptalca bi entry ile hortlatılmak istenen facia(!)'dır. üstelik hiç bir zirveye gelmemiş birisi tarafından. zamanlama hatası var ayrıcanak. bu maç coşkusuyla kimse sikine takmaz facia falan.
    2 ...
  26. 167.
  27. 166.
  28. 4 ölü, 28'i ağır, 54 yaralının sebebi olan faciadır.

    (bkz: geleneksel uludağ sözlük bluevelve faciası)
    3 ...
  29. 165.
  30. 164.
  31. aslında sözlük yazarları, bu olayı facia olarak adlandırarak kendilerini ve uludağ sözlüğü yüceltiyor. orda konuşanların uludağ sözlüğe yakışmadığını, böyle yazarların sözlükte olmaması gerektiğini vb... ve böylece demiş oluyolar ki ''ben onlar gibi değilim, ben zeki, çevik ve ahlaklıyım. yazdım mı tam yazarım, sildim mi bir kalemde. bunlar gibiler sözlükte yazmasın ben ve benim gibi entellektüel, her konuya vakıf, istese kitap bile yazabilecek kişiler yazsın'' arkadaşım ağır olun ya !! eyvallah programda baya bi saçmaladılar. hatta taksitle müzik cd si alamayan mağdur yürek bile burktu ama sırf uludağ sözlük yazarı diye konuşanlardan beklentileri bu kadar yüksek tutmamak lazım. uludağ sözlüğün yazar profili tam olarak böyle olmasada ( umarım ), bundan çokta fazla değildir. aslında bu sadece uludağ sözlük için değil bütün sözlükler için geçerli. bluevelve in entry (#6567483) sinde ( geçen haftanın en çok beğenilen entrysi olduğu için sözlüğün genel görüşü olarak değerlendiyorum) tanımladığı gibi sözlük yazarı kaç tane vardır burda. bir sözlük yazarı olmanın kıstaslarını bu kadar yüksek tutmak ( evet, sözlüğün muhtemelen büyük çoğunluğunu oluşturan 18- 25 yaş arası türkiyedeki gençlik için çok yüksektir ) pek mantıklı değil. hele ki disko kralına, uludağ sözlük ismiyle seyirci olarak katılan grubun, bayramlık elbiselerini giymiş ve seçilmiş kişilerden oluşan bir topluluk olması gerektiği düşüncesi ise pek komiktir.

    eski nesil yazarların bir çoğu, sözlüğün eskiden tadından yenmez bir yer olduğunu özellikle 5. ve 6. nesil yazarların katılımıyla sıçmaya başladığını, kalitenin düştüğünü söylüyor. doğrudur çünkü bu sitenin popüler hale gelmesinin ve yazar sayısının artmasının bir sonucu. yazar sayısı arttıkça, girilen entry sayısı artar ve zaten az sayıda olan kaliteli entryler çok sayıda olan sıradan ve kötü entryler arasında iyice görünmez hale gelir. rakamlara baktığımızda da yazarların yarısından çoğunun 5. ve 6. nesil olduğu görülüyor ve muhtemelende (bkz: kaynak götüm) girilen entrylerin en az üçte ikisi bu nesillere ait. burdan da uludağ sözlüğü sırtlayanların - iyi veya kötü - 5. ve 6. nesil yazarlar olduğunu görüyoruz. ama diyebilirsin ki arkadaş ben kuru kalabalıktan hoşlanmam, uludağ sözlükteki yazar sayısı az ama öz olsun. günde 10 15 sayfa entry olsun ama okunabilir olsun. saygı duyarım, hatta şapkamı da çıkartırım. lakin o zamanda sözlük popüler bir yer olmayacak ve yazdıklarını okuyan sayısı ciddi bir şekilde düşecek haliylede yazar olmanın albenisi eskisi kadar olmayacak.

    şuda bir gerçek ki eski nesil yeni nesil savaşı her zaman sürecek. şimdi beğenilmeyen 5. ve 6. nesiller, 8. ve 9. nesilleri aynı şekilde eleştirecek. bizim zamanımızdayla başlayan cümleler kuracaklar. aynı her liseden mezun olan dönemin ' biz mezun olduktan sonra okulun boku çıktı, biz zamanında öyle yapardık böyle yapardık...' demesi gibi. o yüzden fazla kasmayın. sözlüğü haddinden fazla sahiplenmeyin, burda yazar olmayıda çok bi halt sanmayın. ne sözlükler, nede yazarlar sandıkları kadar önemli değiller.
    2 ...
  32. 163.
  33. öncelikle: ahahahahaa

    ya 16. kısma bakın. konuşmacı konuşma yaparken aynen dişi yakarıştaki yancılar gibi durmuş ya bizim uuserlar. "lan başlıycam müziğine de, kalitesine de, bitse de gitsek" havasında.

    ayrıca, bu ne lan böyle. ne tartışılmış. bişey var sandım ben de. bırakalım bu işleri gelin kitap okuyalım azıcık.

    bye.
    6 ...
  34. 162.
  35. okuduğum bir yoruma cidden inanarak şaşırdığım facia...

    "meğerse sözlük yazarları saatlerce düşünerek yazıyormuş."

    (bkz: uludağ sözlük te yazarım demeye utanmak)...
    4 ...
  36. 161.
  37. Her uludağ sözlük yazarından, otisabi'nin ajda pekkanı aristoya havale ettiği programdaki performansını bekleyenler için faciadır.

    Uludağ sözlük için facia değildir; çünkü programdaki genç arkadaşlar herşeye rağmen uludağ sözlük seviye ortalamasının üzerinde bir performans sergilemişlerdir.

    Ancak bazı arkadaşların "biz" kipi ile konuşması hiç olmamış; dernek değiliz ki. Hatta hepimiz fazlasıyla ve en çeşitlisinden "ben"iz, tek benzerliğimiz bu.
    5 ...
  38. 160.
  39. zarta zurta başlık açıp olur olmaz her boka entry yazanları yazar diye alınca sonuç böyle oluyor demek...
    3 ...
  40. 159.
  41. facia değildir. heyecanlanıp hebelüp olmak, bir şeyler söylemek zorunda hissedip söylemektir.
    anlatılmak istenen, daha iyi anlatılabilirdi ama; normaldir, ekşi nin de itü nün de başına gelebilecek bir hadisedir. büyütülmüştür...
    6 ...
  42. 158.
  43. Bu bir facia degil gençliğin müzige önem verdigini gösteren saglam adamlara deger verdigini gösteren bi hareketti ki undergeround kültürden gelen aylin aslımın ögrencilere son model telefonunuz var ama albüm almıyorsunuz demesi asıl faciaydı
    bir sözlük yazarı olarak orda olmak için canımı vermeye hazırdım vallahi.*
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük