sen son maçını zayıf gördüğüm bosna-hersek'e karşı oyna. 60 dakika boyunca adamlar senin üstün olduğunu kabul etsin, doğru dürüst poziyonun yok. Nihat'ın gölü var.
Adamlar 65'ten sonra, lan bu adamlardan cacık olmaz, diyip yüklendikçe yükelendi. Ki son dakilarda sanki, bosna gitmeye yakın, 1 gol bulsa gidecekler gibi saldırdı.
bosna formalı, 3. ligte bile oynayamayacak, gol falan atmayacağı sabahtan belli bir takımı sözümona yendiğimiz rezil, kepaze maç.
sinirim hala tepemde, dahili anonstan yapılan o öküzlük ve davarlık ötesi saçmasapan gaza getirme çığırışları, maçın sonunda kenan doğulu'nun 10. yıl marşı zılgıtı ve tepinmesiyle milli denen takımdan hepten soğutmuş maç.
yazık.
bu zihniyetin ülkesinin milli takımının avrupa kupası'nda ne işi var diye de sordurtan maç. lanet olsun.
Zor da olsa, ölüp ölüp dirilsek de; EURO 2008 Biletinin nihayet alındığı maçtır.
izlendiği üzere pek iyi oynamadık. Maçın analizi yapıldığında, paragraflarca yazı yazılabilir.
Lâkin şu var ki, bu iş Malta ya da Moldova maçından bitirilmeliydi.
milli takımımızın gene "iyi oynamadığı" ama sonucu itibâriyle finallere adımızı yazdırmamızı sağlamış maç olmuştur. özellikle tuncay'ın kaçırdığı pozisyon sonrası boşuna ingiltere'nin hayâl kırıklığı yaratan transferleri listesine girmediği anlaşılmıştır.
bir de bu oyunla kelle başı 450000 dolar civarı prim alacaklar ya...
boş sevinç kelimeleri kurmaya gerek görmüyorum, kaleci hatâları ile aldığımız maçlar ve hangi ülkelere puan kaybettiğimiz ortada...peki finallere kadar durum değişir mi? göreceğiz.
rezillik.
demin gördüm forvet çıkarıp korkakça oyun oynatan fatih terim omuzlardaydı. maç esnasında pazar ligindeymişcesine adamın teki mikrofondan sürekli bağırdı. dünya sıralamasında bilmem kaçıncı sıradaki takımdan son dakikalarda gol yememek için defans yapıp ezikçe oynadık. maçı yabancı biri izlese eminim 'ne işi olcak lan bu adamların avrupa şampiyonasında' der. her şey çok amatörceydi. eğer bu takımla gidilcekse şampiyonaya gidilmesin. sevinemedim şu maça.
edit:
bana 10. yil marsi ile gemeyin arkadasim, 100 yil olacak halen 10. yil marsi; zafer bayraminda, cumhuriyet kutlamasinda, genclik ve cocuk bayramlarinda, milli maclarda.. ustelik tekno miks*, bravo. haa, su reklamlarda taraftarlarin eslik ettigi sarki da olmasin.. al davulunu zurnani cik cal daha orjinal, iyi aksamlar.
maç için rezillikti, berbattı, utanılasıydı gibi yorumlar yapmak yanlıştır. maçın stres düzeyi çok yüksektir ve net birkaç pozisyon kaçmıştır. karşı tarafa bakıldığında pozisyonu yoktur. son 10 dk da böyle bir maçta geriye yaslanmak doğaldır.
ayrıca haluk ulusoyu öyle gördüğümde onun kadar ben de duygulandım (bkz: neler oluyor bana?)
emre'nin çok agresif olduğu maç. maçın başından sonuna kadar bosna hersek takımı oyuncularına küfretmiştir. son anda yüreğimizin ağzımıza geldiği maçtır. kısacası türkiye finalde...
oyununa ve futbolcuların performansına bakılmaması gereken maç. 1 - 0, 2 - 1, 3 - 2 ve de diğer galibiyetlerde avrupa şampiyonasını garantileyeceğimiz açıktı, sonuçta maçı kazandık ve avrupa şampiyonasının yolunu tuttuk. avrupa şampiyonasına katılma umudu olmayan bosna' nın kaybedecek bir şeyi elbette yoktu, zaten bu tip final maçlarında oyuna bakmak yanlış olur, gerekli skor her zaman oyundan daha önemlidir.
fatih terim' i çeşitli sebeplerden dolayı eleştirdik *, ancak milli takımlar düzeyinde avrupa' nın en iyi ekipleri ile avrupa şampiyonasında karşı karşıya geleceğiz. 1996' dan sonra fatih terim türkiyemizi ikinci kez şampiyonaya taşıdı. elbette 2000 yılında da gittik ancak o zaman mustafa denizli patrondu. sözün özü; yiğidi öldürsek de hakkını yemeyelim, takım taraftarı değil türk vatandaşı gözüyle yorum yapalım.
bir de stadda sürekli bağırıp duran bir şahıs vardı. kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, sadece iyi bir skorun hedeflendiği bir maçta, milli takımımızı yok yere strese sokan bir faktördü kendisi. misal, korner kullanacak olan arda' nın ' 20 dakika kaldı ' anonsu sırasında yüzüne baktım ve telaşı gördüm.
aslında yorum yapmak abes kaçar. türk milli takımı, istediği skoru aldı ve avrupa' nın en iyi takımları ile karşılaşmak üzere uçakta yerini ayırttı. sevinmek ve eleştirmemek için yeterli sebep.
tebrikler 11 altın adam!
1- Türkiye'nin yer aldığı gruptan 1. değil 2. çıkması kocaaaaa bir başarısızlıktır. Malta'yı hatırlatmak kafi.
2- Evet maç stresliydi. Lakin 60 dakika boyunca Türkiye kontrollü oynamasın yanında, bosna-hersek Türkiye'nin güçlü takım olduğu düşüncesi ile orta sahayı geçmedi. kendini hapsetti. Ve o kilidi açacak doğru dürüst tek atak olmadı. Kapanan takımın üstüne gidişlerde soun olmasaydı ilk yarı 3-0 çok kolay alınmaz mıydı?
3- Tuncay gibi oynamayan biroyuncuyu böyle bir kritik bir maçta almak, kardeş ben bu maçı istemiyorum demektir. Oyuncuya psikolojik moral verecek maç değildir bu çünkü. Gökdeniz Karadeniz'i son dakika saklamayı açıklayacak bir allah'ın kulu var mıdır acaba? Ve tuncay'ın kaçırdığı gol kaçırdığı pozisyon, nihat'ın gol attığı poziyondan daha mı kolaydı daha mı zordu, siz karar verir.
Bir oyuncu elbette pozisyon kaçırır. Ama bu maç haybeye pozisyon kaçıracak adamın oynayacağı maç mıdır?
4- skora bakıp takımı aklamaya çalışmak, ilerideki olası felekat yenilgilere fırsat sağlar. Bakınız Beşiktaş:2 Liverpool: 1 ve bakınız: liverpool: 8 Beşiktaş: 0. iki maç arasında 15 gün olduğunu özellikle hatırlatırım.
derin bir ohh çektirmiştir.bizlere yeniden Türkiyenin de olduğu bir avrupa şampiyonası izlettireceğinin müjdesini vermiştir.emeği geçen herkese teşekkürler.
ali sami yen gibi bir stada fazla gelmiş maç. gerçi bu taraftar hiç istemedi finallere gitmeyi. isteseydi fazla olmasa bile azıcık sesini çıkartırdı. dengesizin biri de çıkmış aklı sıra coşturmaya çalışıyor. adamlar sikine takmıyorlar finalleri seni mi takacak be salak adam. zaten boru gibi sesinle televizyon başındakileride uzaklaştırıyorsun maçtan.
diycem şu; bir daha bu stada milli maç vermeyin kardeşim. inönü stadı'nın nasıl rekor kırdığı belli. şükrü saraçoğlu'nun ise kapasitesi ve ses yankısı belli. ey fatih terim, ali sami yen uğurlu diye az daha finalleri kaybediyorduk. dersiniz ki siz şimdi, futbolcuların hiç mi suçu yok ? yok kardeşim. çıktılar çatır çatır toplarını oynadılar, bir kaç kişi hariç.
emre belözoğlu takımı adeta ayakta tutan isimdi, nihat kahveci'ye zaten laf yok. bi ara sahada bi tuncay gördüm ama tam benzetemedim, o muydu sahiden ?
fazla söze gerek yok aslında, sonunda finallerdeyiz ve başardık. tebrikler milli takım.
ilk başlarda "bu iş buraya bırakılmamalıtdı" dense de, ingiltere ve fransa nın da işi son maça bırakmış olmaları içime su serpmiştir. hayır; miili mesele yapacaktım.
ali sami yen'de oynanması hata olan maç. en az 4 kere sekti top tam oyuncularımız şut çekecekken. hele o son 20 dakikadan sonra bağıran mal anonsçuya değinmek bile istemiyorum. rezil olduk.
maça gelince ilk yarı oynamamız gereken oyunu oynadık. zemin engeline takılsak da 1 gol bulmayı başardık. çok formda olan ve son iki maçta takımı sırtlayan nihat'a ayrı bir teşekkür ediyorum buradan. helal olsun.
rıdvan dilmen'in sürekli yaptığı bir yorum vardı. milli takımın orta sahasındaki oyuncular lider özellikli, topa basan oyunculardı ve bu oyuncularla 90 dakika oyunun hakimi olmak mümkündü. mehmet aurelio'nun oynadığı oyunu bugün başkası oynasa 3 gün konuşulurdu. aurelio oynayınca konuşulmuyor çünkü adam 3 yıldır her maçta iyi oynuyor. oha be aurelio diyorum kendisine buradan. emre belözoğlu bu takımın lideri olduğunu gösterdi. 90 dakika koştu, aldığı topları olumlu kullandı, adam eksiltti yapılacak her şeyi yaptı. hamit ve arda da iyilerdi. gökhan gönül çıkışını sürdürdü çok iyi oynadı. milli takımın 10 senelik sağ beki olduğunu düşünüyorum kendisinin. semih pek gösteremedi kendisini. servet, emre ve hakan balta da sırıtmadan işlerini yapan isimlerdi.
fatih terim için ayrı bir paragraf açmak istiyorum. oyun 1-0 ken semih gibi ileride basan, aldığı topu arkasından gelen oyunculara aktarmasını bilen bir oyuncu yerine sabri gibi top ezen, koşan ama amaçsızca koşan bir oyuncuyu almak da ne demek? bu değişiklikten sonra bosna bizim sahamızda oynamaya başladı. evet sırf bu değişiklik yüzünden... nihat gibi bir oyuncu da tek forvet oynamaya başladı. oyun bir anda bosna'nın lehine döndü. rıdvan gibi bizim kahvedeki abiler bile mehmet yıldız'ı al topu ileride tutsun diyordu. fatih hoca top tutma becerisi olmayan ve ingiltere'de kötü futbol oynayan tuncay şanlı'yı oyuna aldı. hem de arda'nın yerine. bosna takımı son 2 dakikayı ceza sahamızın önünde geçirdi. ben fatih terim'in iyi bir taktisyen olduğunu düşünmüyorum. motivasyon ustası olması her zaman yetmiyor. takım avrupa şampiyonasına gitti diye takımda kalmamalı bence.
sonuçta avrupa şampiyonasındayız. ama çok büyük bir başarı elde etmedik. grubun favorisiydik ve son maçta zorla şampiyonaya kaldık. bu yaz başarı istiyorsak bazı şeyler değişmeli.