evrim teorisini fantezi olarak algılayanlara, bilimsel literatürle ve atıflarla verilen yanıtların oluşturduğu kuyruk acısı hala geçmemiş olduğunu gösterdikleri, altına geçmişteki yanıt bulamamışlıklarını sürükledikleri başlık.
hala evrim karşıtı bir bilimsel veritabanı beklemekteyiz kendilerinden. evrim karşıtlığının harun yahya'ya indirgenmediği, akıllı tasarımın amerikan menşeili olduğunun da belirtildiğini hatırlatırız.
bir diğer konu da, evrim teorisinin, izafiyet ve kuantum teorileri gibi çeşitli şekillerde kanıtlanabilir ve kanıtlamaz-ya da henüz kanıtlanmamış-bölümlerden oluştuğunun bilinmesinin gerekliliğidir. genetik mutasyon, mutantlar, bakterilerin ya da virüslerin uğradığı değişimler ve bunun sonucunda gerçekleşen doğal seçilim-en yakın örnek domuz gribine neden olan h1n1 virüsünün evrim geçirmesi olarak gösterilebilir-evrim sürecinin kanıtlanabilir mekanizmalarıdır.
tabii ki insan ve maymunların ortak bir atadan evrilerek geçirdiği değişimin laboratuvar koşullarında gözlemlenmesi düşünülemez. ancak, gerçekleşmiş evrimlerin ara halkalarının özellikte son yıllarda iyi tanımlanıp bilimsel literatüre sunulmasıyla bu durumun da gözler önüne serilmesi sağlanabilmektedir. nitekim, evriminin tüm basamakları oldukça iyi bir şekilde açıklanmış ve bu özelliği nedeniyle üniversitelerde evrimsel biyoloji derslerinde son zamanlarda en iyi örnek olarak okutulan balinanın evrimi, bu duruma örnektir.
dünyanın akıllı tasarım ve yaratılış teorisi soytarılıklarına bakış açısı da aynı başlık altınaki bir önceki entry'mde yer alan linkten okunabilir efendim.
bütün işbirlikçi, sağ medyanın propagandasına rağmen, bilimin ışığından ayrılmamaktır. bugün avrupa'da ancak kökten dinci hristiyanların kabul etmediği (ve bu kimseler bile darwin'den özür dilemişlerdir) bir bilimsel "teori"ye (ki teoriler ispatlanmış hipotezlerdir) bir gerçeğe inanmaktır. hatta bu inanmak değil inadı bırakmaktır aslında. dogmalardan, saplantılı düşüncelerden, 1400 senenin geri kalmış düşüncelerinden kurtulup bütün o beyin yıkayıcı etkilerden uzak kalıp biyolojik gerçekleri kabul etmektir. her türlü hakareti, aşağılamayı, dışlanmayı göze alıp cesur bir duruşla bilimi savunmaktır. 750'den fazla açıklaması olan bir teoriyi kabul etmektir. (buna inanmak denmez sanırım, çünkü dilimizde inanmak daha çok net sebepler olmaksızın bağlanmak olarak kullanılıyor...)
son olarak thomas henry huxley'in deyimiyle "basit düşünceli bir geri kafalı olmaktansa atalarının maymunlarınkiyle aynı olduğunu" kabul etmektir.
insanların dini inançlarına saygı duyulmalı diyerek geçiştirilecek durumdur. tabi bu arada tüm dünyanın evrim teorisini kabul ettiği ve bunun yadsınamaz bir gerçek olduğu gibi iddialarda bulunanlara, evrim karşıtlığını harun yahya'nın varlığına indirgeyenlere gülmek de boynumuzun borcudur. yerçekimini kanıtlamak için inanmayan şahsı 10. katın balkonundan aşağı bırakmanız yeterli olur.** peki ispat adı altında yapılan türlü sahtekarlıklara rağmen hala sadece bir iddia ve fanteziden ibaret kalan evrim teorisi nasıl bilimsel gerçek oluveriyor merak ediyorum doğrusu. bu konular çok konuşuldu. evrim teorisi ve gözün evriminin açıklanamamış olması konularında yazdıklarımın cevabını bilimsel olarak alamadığım için gülüp geçiyorum. aynı komediyi tekrar yayınlamaya gerek yoktu bence.
hadi evrimciler, çemkirmeden, seviyeyi düşürmeden ya iddianızı ispatlayın ya da bu teoriyi bilimin alanına girmeyen bir inanç olduğunu kabul edin. yormayın beni fazla.
Bilim dünyasının kabul ettiği birşeye inanmaktır."Biz maymundan mı geldik,deden maymun mu hebele" şeklinde espriler yapan moronlar ve badem bıyıklı fem dershaneleri öğretmenlerinden olmamaktır.
maymunların dünyamızı beyinlerimizi yıkayarak ele geçirmek için ortaya attıkları bir iddiaya inanmaktır. rezilliktir. allah bizi böyle teorilerden korusundur.
bir biyomühendislik doktora öğrencisi olarak tüm dünyanın yaptığı ve yapmaya devam ettiği eylem olduğunu bildirmek istedim efendim.
yaratılış atlası denilen şarlatanlık, harun yahya'nın* parayla kuşe kağıt bastırıp üniversitelere empoze etmeye çalıştığı soytarılıktan başka birşey değildir. kendisi ege üniversitesi biyomühendislik bölümü kütüphanesine de bastırdığı bu kitapları göndermiş, ancak eserlerin bilimsel olmamaları nedeniyle bu istek geri çevrilmiştir.
evrim teorisi teori olmaya teoridir, ancak izafiyet teorisi de teoridir. her ikisi de son iki yüzyılda bilimsel araştırmalara ve atıflara kaynak teşkil etmektedir.
sürekli verdiğim bir örnek olarak; uluslararası bilimsel hakemli makalelerin büyük çoğunluğunun toplandığı sciencedirect sitesine girilip, arama kutusuna evolution* yazılarak hurafe yerine bilimselliğin kullanıldığını gözlemlenebilir.
aynı şeyi yaratılış atlası için yaptığımızda, herhangi saygın bilimsel bir kurum, kuruluş, site bulmak mümkün değildir. bırakın herhangi bir taneyi, harun yahya dışında bu konuya bilimsellik bulaştırmak isteyen başka bir kişi de yoktur. kaldı ki kendisi de bilim adamı değildir.
bu kadar araştırma yapmaya gerek yok, amerikan menşeili herhangi bir belgesel kanalında-ki akıllı tasarım teranesi de amerika birleşik devletleri'nde uydurulmuş olmasına karşın-izlenilen canlıların kökenine ilişkin bir belgeselde evrim teorisinin ne denli geçerli bir araç olarak kullanıldığı anlaşılabilir.
edit: az önce atlamışım, evet, teoriye inanılmaz. inanç ve bilim farklı şeylerdir; inanılan, sorgulanmadan, dogma olarak kabul edilir, bilim, kontrollü deney, tekrarlanabilirlik, yanlışlanabilirlik gibi mekanizmalarla elde edilen sonuçlarla ilgilenir.
ikinci edit: soytarılığın fransa ve amerika'da neden olduğu skandallar için ayrıca;
inanilabilinir. o iste bir problem yoktur. yalniz pekcok seyi evrim teorisiyle aciklamak mümkün degildir. zaten adi üstünde bir teoridir, bu teori de bircok baskalari gibi kuyuya atilmis bir tastir. yalniz inancsiz sahislara bir 2kapi" görevi gördügü icin cok muhterem yerlere getirilmistir.
etrafimiz -biz almanya´dayiz- alman doktorlarla doludur. bazen konuyu tartisiriz. o kadar cok gedigi vardir ki bu teorinin böyle bir entry´le aciklanabilecek gibi degildir.
ilk olarak evrim teorisi bir hücrenin kendisini bölmesiyle baslar. daha orada bile bir sürü handikap vardir. hücre kendisini otomatik olarak bölmez, bu isin bir cesit software ´i olmasi gerekir. yani hücre hatasiz sekilde-ki kanser bilindiginden beri hücrenin pekala hatali bölünmeler yapabildigini bilmekteyiz- kendisini bölmeyi nasil basarmistir? bu bilgi nereden gelmistir? kendisini bölmesi gerektigi bilincine nereden ulasmistir? hücre sonucta bilincli bir varlik degildir, diyelim ki tesadüfen olusur, ama kendisini mükemmel bir bicimde bölüp, kendisi gibi ayni bir hücrenin olusmasi, son derece komplike bir istir, bu isi hücre nasil becermistir?
bunun bilgisi-ki bu mükemmel bir bilgidir- bilgi tesadüfi birsey degildir- nereden gelmistir?
daha bir sürü temel soru. görmek, duymak, hissetmek, sinir sistemi gibi seyleri böyle seylerin varligindan hic haberi olmadigi halde bunlari hücre kardesimiz nasil vücuda getirmistir? bunlar öyle karisik sistemlerdir ki, yüzde bir i calismasa hicbiri calismayacaktir. bunlarin öyle uzuuuuuun zaman dilimlerinde olusmasi mümkün degildir, ancak birdenbire zank diye ortaya konulursa bir islev kazanir. yoksa bir kismi calismayan görme mekanizmasi göremez, o islem tamami gerceklesmis olmadan islevsel olmaz.
selektif evuluoasyon dan bahsediyorlar. yani seciciymis. yani iste leylege de saksagan a papagan´a benzeyen ayaklari olan, balik gibi kuyrugu da olan bir takim hayvanlar olmasi lazim öyle bir sey olmasi icin. oysa bildigimiz gibi bütün bu hayvanlarin dna´lari farklidir, ve bu dna´larin bu evrim teorisinin söyleminde oldugu gibi bir gelisim sözkonusu olsa, mikrobiyolojik baglamda bugünkü sekilerini, kimbilir kac bin hayvan türünde bulmalari, cok zordur, matematik olarak bunun ihtimali hesaplansa, okunamayacak bir sayi cikacaktir ortaya.
bu teori icinde cok gedigi olan bir teoridir. bilmeyen insanlara bunu sanki mutlak gercekmis gibi kakalamaya calisiyorlar. inanan inansin kardesim, ben buna inanmayan cok insan taniyorum.
evrim bir teoridir ve genel teorilerin düştügü gibi çukura düşmüş aksi ispatlanmıştır. evrim teoridir ama materyalizm görüşü bu teoriye dayandıgı için, bilim gibi gösterilen şey materyalizm oldugu için, evrimin çöküşü siyasi sebebler ile kabul edilmesi imkansızdır, kendi varlıklarını ve toplumları yüz yıldır kandırdıkları ortaya çıkacak olması bu teorinin hala ölü vaziyette canlı gibi gösterilmesine devam ediyor. bu materyalist görüş sahipleri dünya üzerinde gücü hala ellerinde tuttukları için, evrimin çöküşü kendi çöküşleri olacaktır. yaratılış atlası bir çok üniversiteye ders kitabı olmaya başlamıştır an itibari ile.
drawin/evrim ile yaratılış atlasını karşılaştırmak isteyenler için, bilimsellikten bahsediyorsunuz sürekli neden anti tezi okumadan karşı çıkıyorsunuz ki, yaratılış atlası bilimsel olarak darwivinm i çökertiyor, sadece allah yarattı oglum, mantıgı hiç mi hiç yok, tamamen bilimsel çürütme, buyrun okumak isteyen gerçek aydın kimseler varsa,
öncelikle evrim bir inanış şekli değil... yani evrime karşı çıkanların inançları gereği karşı çıkıyor olmaları, evrimi bir inanç şekli yapmaz. zaten asıl ayrım noktası da burasıdır; evrim bilimsel bir teoridir, bilimsel temellere, deneylere, araştırmalara, yaklaşık bir buçuk asırlık, kontrollü çalışmalara dayanır.
bilimde bir görüş vardır, bir teori kanun olmadığı sürece mutlak doğru değildir, yanlış olabilir, değiştirilebilir, geliştirilebilir. evrim teorisi ise geçtiğimiz yüzyılda fazlasıyla geliştirilmiş ve sağlam temellere oturtulmuştur. bu bir inanç değildir, bir realitedir...
örnek: ben okula gittiğime inanmıyorum; ben okula gidiyorum, bu bir gerçek...
bir de teori olması sallamasyon olduğu anlamına gelmez, zira hücre teorisi dediğimiz, ilkokuldan beri bize gösterilen hücrenin zarı, yapısı ve organelleri de halen teori olmasına rağmen bugün, biyoloji biliminin %99 u bu teori üzerine kurulmuştur...
dini inançları, ruhani yapıda oldukları ve inanışla ilgili oldukları için, sorgulayıp yargılayamadığımız gibi, bilimsel olarak açıklayamayızda, bu da bilimin ve dinin farklı boyutlarda olduğunu gösterir, aynı temel üzerine oturtulamazlar...
inanan inanır inanmayan inanmaz diye bir şey de yoktur; evrim teorisinin geçerliliğini öngörenler vardır -ki bunlar dinsiz kişilerdir haliyle- , bir de dine inananlar vardır...
reşat çalışlar'ın aslında recep ivedik olduğunun anlaşılması mesela. maymundan gelmedik ama maymuna dönüşüyoruz vesselam. kabak tadı veren ayar amaçlı başlıklar adı altında incelenebilecek konu.
(bkz: evrim teorisinin maymundan gelmek olduğunu zanneden maymun)
insanlık varolduğu sürece tartışılacaktır karşılığı verilecek saçmalık.
onlarca yıldır varoluşu dogmalarla anlatmaya çalışan zihniyetin hala yerinde saydığını görünce binlerce yıl daha inanmaya devam edilecektir. 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30...*
dünyanın yanılgı halinde olduğunu hala anlamayanların varlığına delalet eder.
hayır bir de 2009'u darwin yılı ilan etmiş maymunlar, halbuki darwin'in evrim teorisinin her sayfasına maymunlardan bahsediyor, okudum oradan biliyorum.
insanın ve maymunun ortak atasının primat olduğuna inanmaktır. bilindiği gibi evrim teorisine göre insan maymundan değil, primattan gelir.
var sayalım maymundan gelindiği iddia ediliyor; bu gene de insanların kendi anası bacısıyla çiftleşerek iki kişiden türediği sapıklığından 10 kat daha iyi bir tezdir.
ensest soyundan geleceğime, hayvan soyundan gelirim daha iyi.