euro 2000 c grubu maçı olup, avrupa şampiyonaları tarihindeki en iyi dönüşlerden birinin yaşandığı mükemmel ötesi bir maç olmuştur. euro 2008'de türkiye'nin çek cumhuriyeti'ne yaptığını kısmen ispanya sırplara yapmıştır. belçika'nın brüksel kentinde jan breydel stadı'nda oynanan maçın hakemi fransız Gilles Veissiere idi. sırplar lacivert adidas forma ve beyaz şortla, ispanya ise klasik kırmızı adidas forma ve siyah şort ile sahadaydı.
maça hızlı başlayan yugoslavya, gol perdesini de açan taraf oldu. 31. dakikada organize gelişen bir atakta soldan süratle bindiren porto'lu usta sol ayak ljubinko drulovic altıpas civarına ortaladı. kafayı çakan dik yakalı savo milosevic topu canizares'in bacakları arasından ağlarla buluşturdu: 1-0
golün hemen sonrasında abelardo kornerden gelen topu az farkla dışarı yolladı ancak ispanya baskısı sürdü. 39. dakikada sağdan gelişen ispanya atağında ceza yayı civarında topu önünde bulan raul gonzalez yaradana sığınıp 3 sırpın arasına daldı. topu saklamayı başarsa da ayağından açılan top, alfonso perez'in önünde kaldı ve o da penaltı noktası hizasından soluyla vuruşunda ispanyollara beraberliği getirdi: 1-1
yugoslavya golünden sonra ispanya baskısıyla geçen ilk yarı 1-1 sonlandı ancak film esas 2. yarıda başlayacaktı. 51. dakikada turnuvanın en çok asist yapan oyuncularından biri olan drulovic bu sefer sağdan götürdü. harika bir koşuyla 2 ispanyolun arasında ceza sahasına daldıktan sonra ceza yayının hemen önündeki dejan govedarica'ya çıkardı. o da bekletmeden sağ plaseyle harika bir vuruş yaptı ve üst direğe çarparak giren top skoru 2-1'e getirdi. fakat heyecan fırtınası bunla dinmedi.
sadece bir dakika sonrasında gelişen bir ispanya kontratağında sağ kanatta bomboş kalan etxeberria önceki golün adeta kopyası bir pozisyonda gene bomboş durumdaki pedro munitis'e çıkardı. munitis'in de ceza sahası çizgisi üstünden soluyla tam köşeye yolladığı mükemmel plasesi direğe de çarparak içeri girdi ve maça yeniden denge geldi: 2-2
64. dakikada jokanovic'in kırmızı kartıyla turnuvanın en çok kırmızı yiyen takımı**** yugoslavya 10 kişi kalıyordu ve işleri şimdi epey zor olacaktı. ancak normal sürede bitime 15 dakika kala yugoslavya sağ kanattan bir frikik kazandı. milosevic ortaladı, ceza sahasında yaşanan karambol esnasında topa arka direkte en son dokunan ve golü atan kişi slobodan komljenovic oldu. müthiş maçta 3. kez öne geçen yugoslavya grup liderliğine yakındı. nitekim bu maçta alınacak bir beraberlik bir yugoları lider yapacaktı. böyle de olunca maçı rölantiye aldılar ve ne olduysa bundan sonra oldu. ispanya berabere kalsa dahi turnuvaya ilk turda veda edecekti, çünkü ilk maçta norveç'e 1-0 kaybetmişlerdi.
90+2. dakikada urzaiz doldurdu içeri, alfonso çaktı kafayı ancak kralj köşeden çıkardı. dönen topu sıfır çizgisi üstünde raul aldı, bekletmeden o da yolladı içeri ve takımının ikinci golünü atan govedarica abelardo'yu yaka paça indirince fransız hakem beyaz noktayı gösterdi. topun başına geçen penaltı ustası gaizka mendieta90+3. dakikada skoru 3-3'e getirdi. bundan sonra inanılmaz dakikalar daha doğrusu saniyeler başladı. üç kez yenik duruma düştüğü maçta umutları tüketen ispanya son saniyelerde çeyrek final için yugoslavya kalesini adeta abluka altına almıştı. ve tarihi an geldi;
ispanya 6 dakikalık duraklamanın son saniyelerde var gücüyle saldırıyordu, ancak ceza sahası içine şişirilen toplar sürekli sırplardan geri dönmekteydi. fakat çeyrek final için kesinlikle bu sırp duvarı yıkılmalıydı. veee 90+5. dakika;
guardiola'nın ceza sahasına şişirdiği 50 metrelik uzun topu urzaiz kafayla penaltı noktasına indirdi, bomboş durumdaki alfonso soluyla uzak direğe voleyi gömdü ve ters yönde kalan kralj ağlara giden topu sadece şaşkınlıkla seyretti aynı diğer sırplar gibi. ispanya 5. duraklama dakikasında gelen bu golle skoru 4-3'e getirmişti ve brüksel tabiri caizse yıkılıyordu. tribünlerde ağlayanlar, şaşkınlıkla sahaya bakanlar, etrafındakileri sevinçten havaya fırlatanlar... ispanyol futbolcular da altta kalanın canı çıksın oynuyordu, tabi alfonso'nun o golden sonra kaç kemiği kırıldı bilinmez. bu maçta ispanyol taraftarların yaşadığı sevincin bir benzerini biz de geçen yaz çek cumhuriyeti maçından sonra yaşamıştık.
yugoslavya gene çeyrek finale çıktı çıkmasına ama grup liderliğini kaybederek hollanda'nın rakibi olmuştu ve bence elenseydi orada daha iyiydi. çünkü çeyrek finalde yaşanan o insanlık dramı, ve rotterdam'da yaşanan 6-1'lik hollanda tecavüzü... hepsi ispanyollar yüzündendi...
ispanya naptı peki? onlar da fransa'ya rakip oldular, zidane'dan sağlam bir frikik golü yediler. mendieta'nın penaltısıyla kupaya tutundular ama djorkaeff bir kez daha oyunlarını bozdu. ilginçtir, sırpların epey ahı tutmuş olacak ki o maçta da son dakikalarda kazandıkları bir penaltı vuruşunda raul topu fezaya gönderdi ve ispanya'nın yarı-final şansını sabote etti.
