şaşırılmaması gereken hadise. tophane'yi ve tophane insanını iyi bildiğim için söylüyorum bunu. ve kendilerine biraz yokuş tırmanıp istiklal caddesi'ne saldırmalarını öneriyorum, orada da içki içiliyor.
yazılan yorumlara rağmen, hala evet kararı ile ya da serginin içeriğiyle ilişkilendirilmeye çalışılmasının altında art niyet aranması gereken, iğrenç saldırıdır. arkadaşım, güzel kardeşim, adam cahil, kafasında içki içen kötüdür den başka bir düşünce yok. ne siyaseti, ne eveti, ne atatürkü, ne sanatı, ne sergisi? bir insanın bunları düşünebilmesi için öncelikle düşünmeyi öğrenmesi gerekmez mi?
insanın sinirlerini geren çağ dışı hareket. aklıma iki gün önce yayınlanan ezel dizisinde ramiz dayının sözleri geldi. "birileri yukarıdan iki kelime söyler o kelime en aşağıya iner ve o kişiler yukarıdakilerin yerine cinayet işler döver kırar ve yukarıdakilerin ismi bilinmez" demişti.
şimdi 30 kişi orda içki içiliyor diye gidip orayı talan edecek milleti tartaklayacak ve bunu kendileri türk kültürüne uymadığı için yapacak. tabi ya öyle değil mi? ne kadar aptalız. biz düşünemedik.
bu ne utanç verici bir duygu biliyor musunuz? seneye güzel sanatlar fakültesine hazırlanacak biri olarak bu ülkede sanat yapmak istemiyorum. neden mi? ne güçlüklerle yapılıyor o resimler haberiniz var mı? benim babam ressam gecenin 3'ünde kalkıp resim yapıyor adam bir tuali 3 haftada bitiriyor üzerinde alnının teri var, emeği var. tüm umutlarınızla bir sergi açıyorsunuz bir kaç or.spu çocuğu gelip bütün emeklerinizi s.kip atıyor. bu ülkedeki örümcek beyinliler yüzünden beyin göçünü düşünüyorum.
-lanet olsun. evet çıktı, gördünüz işte başımıza gelenler. bu daha ilk. sonu gelecek mi sanıyorsunuz. şeriat geliyor koşar adım. bakın görün işte.
+efendim sergide anti kemalist ve anti militarist eserler sergileniyormuş.
-hadi yaa. ee asil türk milleti nerde nasıl tepki göstereceğini hep bilir.
+???
bu galeriyi basanlar aslında idol aldığı kişinin izinde gidenlerdir. abdulhamid denilen adamda sanattan, ilimden fenden pek anlamayan bir adammış.
bir de bu neo osmanlıcı tosunlar çok ironik. osmanlı devletinde içiciliği bırak ayyaş adamlar vardı ulan. ayrıca içki içmek demek ahlaksızlık demek değildir. zaten türk milleti tarihten de anlaşılacağı gibi içkiye hafifte olsa düşkündür. iki tane milli içkimiz var ulan bir düşün.
vatandaşın haklı tepkisidir. zira müslüman bir ülkede alkol tüketip, zina'ya ön hazırlık yapacaksın. üstelik ulu orta. adamın götünden kan alırlar kamil kan.
resim galesinde olan sanat sever vatandaşların içki içtikleri gerekçesiyle çevre insanlar tarafından yapılan camları çerçeveleri indirilen yobazlaşmamıza giden yolda emin adımlarla ilerlediğimizi gösteren muhtemelen EVET'cilerin yaptığı saldırıdır.
insana "insaf" dedirten durumdur. içki içen insanlara, birkaç tokat, biraz da biber gazı sıkılmışsa nolucak. ülkenin başbakanının yaptıklarının yanında, insana gerçekten insaf dedirten durumdur.
artık insaf dedirten olaylardır. şöyle ki ;
- ülkem insanını kandırırsanız, size kandırmanız için mutlaka bir şans daha verir. çünkü kandırılmış olsa da, kandırılmamış gibi yapar, size bir sonra ki seçimde yine oy verir. onun için kasmayın, gönül ferahlığıyla çalın.
- her ramazanda, herhangi bir yardım kuruluşunda yolsuzluk çıkar, yetkili din adamları açıklama yaparlar, yardımlar böyle olmamalı ama bir sonraki ramazana kalmadan, hemen bir keriz feneri, pardon deniz feneri bulunur, fener gerekli yerlere tutulur, aydınlanmayı siz düşünün.
- iktidar partileri yasaklara karşıyız, yıkıcaz, ölümüne demokrasi, herkese özgürlük diye oy alırlar ama ertesi gün işlerine gelmeyince bu gazeteleri almayın, bu yazarlar tu kaka, bunlar zaten bizi çekemiyorlar moduna girerler. oysa çaldıkları birkaç milyar dolarcıktır. millet insafa davet edilir.
- başbakan çıkar, askerlik yan gelip yatma yeri değildir der, oğlu amerika'da gemiciklerle oynar. ama saat farkı olduğundan, başbakanın oğlunun bu açıklamadan haberi olmaz. olsa kesin gelir askere yazılır.
- hacı hocalar amerika' ya veryansın ederler, müslümanları öldürüyorlar, bunlar haçlı derler ama sıkıştıklarında hemen amerika' daki villalarına kaçarlar. zenginin malı, züğürtün çenesini yorar işte, yoksa bunlar normal şeyler.
- başbakan deniz fenerindeki zanlıları tanımam der, bir bakarsınız, düğün fotoğrafları çıkar. insaf gerçekten, yani siz hiç mi tanımadığınız birinin düğününe gitmediniz ? hem beleş yemek vardır, gidin gidin.
- zamanında birkaç çocuk bir tepsi baklava çaldılar diye, bütün medya günlerce yazdı, aylarca mahkemeler görüldü, o çocuklar şimdi ne yapıyorlar bilen var mı ? ama merak ederseniz, trilyonlar vuran, adil düzen savunucuları 80 yaşında olmasına rağmen, utanmadan hala cuma namazlarına gidebilmektedir. şimdi bu noktada daha büyük bir insaf. adam çalmış bir kere, ne yapsın şimdi ? işte namaz kılıyor, cumalara filan gidiyor, temizliyor günahlarını, bunu da mı yapmasın. lütfen ama ya...
- başbakan kendileri için öyle mahalle baskısı var, böyle mahalle baskısı var diyor, sonra da içki içenler için, onlar dünyayı şişenin dibinden görüyorlar diyor. yandaşları tekel büfe basıyor, insanlar dayak yiyor. e başbakan artık siz de şu din gözlüklerini bir çıkarsanız. insaf oğlu insaf, adam çalışıyor diye neler demiyorsunuz ya. adam sizin karaciğeriniz rahatsızlanmasın diye, içki içmeyin diyor, hemen ayaklanıyorsunuz, valla iyi niyet de yaramıyor.
bunun gibi daha sayfalarca örnek yazılabilir, ki zaten bilinçli yazarlar da eminim konuyla ilgili olarak benzer önermeler girecektir.
neticede, sağcı olabilirsiniz, solcu olabilirsiniz, liboş, hatta orta yolcu, hatta bana dokunmayan bin yıl yaşasın modunda bir insan olabilirsiniz. olan size, bana, ona, buna, tanıdıklarımıza, tanımadıklarımıza, sonuçta bu ülkeye oluyor. biz ise, her seçimde biraz da siz çalın diye birilerine oy veriyoruz, gerçi biz de adil davranmadık, son 2 dönemdir aynı parti çalıp çırpıyor.
artık birşeyler değişmeli. birşeyler değil aslında, biz değişmeliyiz. başkaları bizi değiştirmeden....ama sanırım biz de değiştik...
"yetmez ama evet" diyen biri olarak bu çirkin saldırının, "biz demedik mi,ahanda şeriat hortladı!" tahriklerine malzeme verdiğine inanmıyorum.
bu saldırıda hükümete bok atma bahanesi bulduklarını sananlara, türkiye'de en alçakça yobaz katliamlarının kimler döneminde gerçekleştiğine ilişkin hatırlatma ayarında anahtar kelimeler sunalım:
maraş, çorum, sivas...
ayrıca empati yapmak cesareti olanlar bu makaleyi bir okusunlar. bakalım mahalle baskısı her zaman yobazlık mı?