kewell ve baros ? ha bide lincoln ? cok kotuler di mi ? kariyerleri dibe vurdu di mi ? evet evet.. berbatlar zaten. lanet olsun niye aldilar ki bu adamlari ! salak yonetim ! *
galatasaray'ın ikinci yarı takır takır futbol oynadığı karşılaşma olmaktadır bu.
şunu söylemek gerek, galatasaray önde olduğu maçları çok ama çok zor kaybeder.
ha öne geçme konusunda sorun yaşayacakları kesin, o ayrı konu.
bir de şu milan baros tam türk ligi oyuncusu, çok sağlam transfer olmuş galatasaray adına.
moruk kewell(!) ve kalitesiz baros(!)'un yine boş geçmediği maç. nonda hala bildiğimiz gibi.. ama altı pas üzerinden topu direğe nasıl gönderebildiğini düşünüyorum şu an. neyse zaten golünü atıp affettirdi kendisini. bir an önce iyileşmesini diliyoruz..
gollerin oluşumuna bakalım;
kocaelispor maçın başlarında ilk ve son kez tehlikeli geldiği atakta topu ağlara gönderip durumu 1-0a getirdi.
ardından selçuk dereli ve serdar'ın girdiği mücadelede serdar'ın topu elinden kaçırması sonucu sekerek selçuk dereli'nin önünde kalan top ağlara gitti 1-1.
hemen arkasından selçuk dereli'nin enfes pasında "ofsayttaki" selçuk dereli topu harika şekilde kontrol edip durumu 2-1'e getirdi.
3. gol selçuk dereli'nin kendi yarı sahasından aldığı topla geldi. selçuk dereli topla buluştu ve yollara düştü. rakip yarı sahasının ortasında rakibini şahane bir çalımla oyundan düşürdü, ardından ince bir pas ile topu selçuk dereli'ye gönderdi ve selçuk dereli durumu 3-1'e getirdi.
hemen arkasından selçuk dereli sağa bakıp sola attığı güzel pasla selçuk dereli'yi topla buluşturdu, topu kontrol edip şık bir çalımla rakibini bakkala gönderen selçuk dereli skoru ilan eden golü kaydetti. 4-1.
selçuk dereli'nin topla oynama oranı %70 onu da belirtmek lazım.
bir de guiza baros mukayesesi var ki çok komik yahu. guiza ulan bu, 5 maçta 85 gol attı ne konuşuyonuz? baros'sa 2 maçta ancak 4 gol kaydedebildi..
nasıl anlatsam, nerden başlasam? tarzı bir maçtı. güzel bir yağmur yağdı maç boyunca. uzaktan izlemesi bile keyifliydi. her ne kadar topun hakimi galatasaray olsa da çok dağınık bir görüntü sergiledi takım. "ulan 4 gol atmışlar işte yine mi şikayet" diye düşünebilirsiniz belki ama öyle gerçekten. takımda bir bütünlük yok. bireysel yeteneklerle hazırlanan gol pozisyonları dışında bilinçli bir atağımız yok. isabetli bir pas attığı zaman kupa kazanmış gibi sevindiğimiz bir 10 numaramız *, her atakta rakip ceza alanına kadar giden bir stoperimiz *, kalemizdeki her yan topta gol olur mu acaba endişemiz * var. iyiye doğru bir gidişat var ama olabileceğin en iyisi değil henüz bu takım. birçok şeyin daha düzelmesi gerek..
galatasaray'ın attığı 1.gol nizamidir. topta avantajlı konumda olan nondadır. ve serdar amiyana tabirle nondaya dalmıştır. ve kendine faul yapıldığını öne sürüyor. nonda o pozisyonda kendini yere bıraksa penaltı bile verilmesi içten değildir.
beklenen sonucun alındığı karşılaşma. ama kesinlikle bir gösterge olamaz. çünkü karşıdaki takım çok kötüydü.
bu takımın ileri ucunun iyi olduğu ve hemen her macta gol atabileceği ortada önemli olan defans organizasyonlarını yapabilmek. onun için de birazcık sabır gerekli; kaleci yeni, defansın bel kemiği yeni...
beni gollerden ve 3 puandan daha çok sevindiren şey ise takımın gollerden sonraki sevinç yumağı görüntüsü, kewell-baros uyumu, lincoln'deki canlanma. bu olaylar küçük ama ilerisi için büyük önem taşıyan noktalar. takım bu uyumda giderse şampiyonluk zaten garanti avrupa da da iyi bir sonuç elde edilebilir.
hakem şu bu diyenler için:
o olmasaydı bir sonraki olacaktı, farkeden birşey varmı? haksız yere kırmızı gören adamların olduğu maçlarda niye konuşmuyorsunuz?
selçuk dereli'nin galatasaray'ı inanılmaz bir şekilde kayırması sonucunda 5-0 kocaelispor lehine bitebilecek bu maçı birbirinden şaibeli 4 golle galatasaray kazanmıştır. kanımca galatasaray'ın maçı da 7 kişi tamamlaması gerekiyordu ama bu hakemler yok mu bu hakemler...
maça gelirsek; kocaelispor birbirinden organize ve etkili ataklarla galatasaray'a 90 dakika boyunca tabiri caizse anasından emdiği sütü burnundan getirdi, tabi hakemi unutmuşlardı. yeşil-siyahlı ekip, bu maçta akıl almaz gol pozisyonlarından sonuç alamadı ki bunların yarısını atsa tarihi bir fark ortaya çıkacaktı, ama işte hakemler yüzünden yapamadılar. kocaelispor'un buz gibi 3 tane golününün de sayılmadığını belirtmeme gerek yok sanırsam. ayrıca körfez ekibinin defanstaki uyumu da ayakta alkışlanmayacak gibi değildi, hatta galatasaraylı futbolcular maç boyu orta sahadaki korkunç presten yarı sahayı bile geçemediler ama işte hakem hediyesi 4 gol... kewell gibi, baros gibi, nonda gibi beş para etmez futbolcular yatsın kalksın hakeme dua etsin. kocaelispor yönetimi ve özellikle de serdar kulbilge 1 dakika bile beklemeden tff'ye şikayette bulunmalı. böyle kirli maçlar istemiyoruz artık...
olmaz efendim olmaz... ayhan tek ön liberö oynamaz. bu maçlarda kazanırsınız ama avrupa'da ve büyük maçlarda sökmez bu taktik. galatasaray'ın yediği ilk gole bakalım; ileride kaptırılan top sayesinde ani atağa çıkan kocaelispor orta sahayı çok rahat geçiyor, ayhan akman çalımı yiyiyor. tabi başka oyuncuların da hatası yok değil ama bu bölgede bu şekilde oynamaya devam edersek daha çok geçerler bizi. fakat Taner Gülleri'nin şutunu da yabana atmamak lazım. işte bu şutu çektirmemek için önde durdurmak lazım rakibi.
güzel kardeşim servet, sen maradona değilsin senden çalım atıp, gol atmanı bekleyen yok. otur oturduğun yerde. fantezi arama...
sonuç olarak kazandık fakat defansa yönelik orta saha ve defansın göbeğinin acilen toparlanması lazım. işte bu iki bölge toparlanırsa ortalığın amına koymak eylemini sonuna kadar icra edecek bu takım...