beşiktaşımız'ın üç puanı ve liderliği, üç golle ve güzel bir futbolla almasından mütevellit tüm beşiktaşlılara hoş bir eylül akşamı yaşatan 90 dakikadır. o kadar hoş bir geceydi ki, sol bek mevkiine freddy'nin kabusu'nun, pardon i. üzülmez'in geri dönüşü bile etki edemedi. bu sezonki beşiktaş'ın geçen yılkinden farkı kesinlikle savunmasının güven vermesi. geçen sezonu hatırlıyorum da, inönü'de vasat takımlara karşı bile "bakalım nasıl bir gol yiycez?", "bakalım gökhan zan ne zaman sakatlanıp çıkacak?", "bakalım baki bu hafta bize ne sürpriz hazırlamış" diye yüreği ağzında maç seyreden tribünler, sivok ve zapotocny'nin gelişi ile huzura ermiş. son 5 resmi maçta, hatta antalyaspor maçının ikinci yarısı da sayılırsa 11 devredir (500 dakika) gol yenmemiş olması da bu güvenin haklılığını gözler önüne seriyor.
gaziantepspor'u da oyunu çirkinleştirmeden, pozitif futbol oynamaya yönelik felsefeleri nedeni ile kutluyorum. bu oyun tarzını sezon geneline yayarlarsa eskiden olduğu gibi puan cetvelinde dört büyükler'in arkasındaki yerlerini geri almaları zor olmayacaktır.
kısacası kara kartalımız için işler tıkırında gidiyor. son olarak beşiktaşımız'ı "son 15 yılda 2 kez şampiyon olabilmiş bir takım" diye niteleyen dostlara öncelikle liverpool'un da 18 sezondur şampiyon olamadığını, bu gibi periyotların büyük takımlar açısından normal karşılanması gerektiğini hatırlatıyor ve sezon sonunu beklemelerini öneriyorum.
beşiktaşın kazanmasını rakibin 10 kişi kalmasına bağlayanların olduğu maç. heyt be nelere kadirsiniz siz.
bu tarz polemiklere girmekten de hiç hoşlanmam aslında ya, galatasaray deli gibi pozisyon verirken golü de yemişken 10 kişi kalan denizli'ye sahasında üç gol atmadı mı?
fenerbahçe sahasında iki top yapamazken rakibi 9 kişi kaldığı için belediye'ye koftiden iki gol sallamadı mı?
beşiktaşımızın net bir skorla kazandığı maç olmuştur. lakin topa sahip olduğumuz süreye bakarsanız gaziantepspor'u tebrik etmek gerekir. gerçekten taş gibi bir takım kurmuş gaziantepspor. bugün yaptıkları minumum top kaybı ile bu skoru koruyabildiler. yoksa defansif anlamda hiçbir varlık gösteremeyen antepspor bir çuval dolusu gol yiyebilirdi.
bugün sahada ertugrul saglam'ın beklenmeyen ama soyadı gibi sağlam bir kadrosu vardı. fizik güç olarak yüksek ve rakip defansı döven çift forvetli beşiktaş daha ilk dakikadan gaziantep defansının üzerine vicdan azabı gibi çöktü. 3. dakikada hakın arıkan'ın degajından gelen bir top defansın önünden sekince bobo hiç affetmediği türden bir pozisyon yakaladı ve topu aglarla buluşturdu.
golden sonra sahada real madrid'i andıran bir gaziantep vardı. ben hayatımda pres altında bu kadar rahat pas yapan bir türk takımı daha görmedim. ama beşiktaş defansının muhteşem ikilisi sivok ile zapo yine hatasız oynayınca gaziantep topu sadece ayagında tutmuş oldu. ibrahim üzülmez'in birkaç hatası dısında beşiktaş bugun pozisyon vermedi.
hücumda nobre'nin inanılmaz istekli oyunu, bobo'nun defansin dengesini bozan futbolu ve ikinci yarı holosko'nun oyuna girmesi gaziantep'te top kaybı sayısını arttırmaya başladı. tam o dakikalarda 10 kişi kalan gaziantepspor, bol pozisyon verecegi bir 20 dakikaya giriyordu.
Eduardo Pacheco hakemi aldatmaya yönelik hareketten ikinci sarı kartı görünce, gaziantepspor iyice oyundan düştü. beşiktaş bobo, nobre, holosko ve serdar özkan'la girdiği %100'lük pozisyonları harcarken taraftarlara da saç baş yoldurdular.
dakikalar 53'ü gösterirken, serdar özkan ile güzel bir gol bulan beşiktaşımız artık iyice rahatladı. gaziantepspor çok adamla beşiktaş'ın üzerine gelmek istese de tabiri caizse taş gibi olan beşiktaş defansı tek bir pozisyon dahi vermedi.
68. dakika'da oyuna delgado'nun girmesi, 12. oyuncu büyük beşiktaş taraftarını iyice coşturdu.
son dakikaya girerken zapo'nun kendi sahasından aldıgı topla antep defansını yararak girmesi ve nobre'ye yaptıgı asist ayakta alkışlanacak cinstendi. maç da bu 3-0'lık sonuçla bitti.
gaziantepspor'un kırmızı kartının açık bir şekilde hakemin eyyamı olduğu maçtır. öyle bariz eyyamdı ki; 4. dakikadan beri sarı kartla oynayan murat ceylan 'ı 2 kez elle top kestiği ve nobre 'yi kontra bir pozisyonda arkadan müdahale ile düşürdüğü halde atamamıştır hakem.
yazıktır gunahtır. gaziantepspor beşiktaş karşısında silik bir futbol oynamadı ama beşiktaşımın da böyle saçma eyyamlara ihtiyacı yoktu dün gece. o kadar güzel bir maçtı ki hakem en son konuşulacak konu idi. ama buna ragmen, burada hakemden bahsediyorsak yazık bu lige.
hakemlerin beşiktaş'ı ezmemesinin anormal sayıldığını gördüğüm maç. artık o kadar alıştıki millet hakemlerin beşiktaş aleyhine kararlar vermesine, hakem maçı düzgün yönetince "beşiktaş'ı tuttu" deniyor.
sanılanın aksine beşiktaş'ın 4-4-2 taktiği ile sahaya çıktığı maç. bu sezon tek forvet oynayacak gibi gözüken beşiktaş bobo-nobre ikilisiyle başladı maça. benim yorumum sanki ertuğrul sağlam içerideki kolay maçları çift forvet oynarım, zor maçları, deplasmandaki ve avrupa kupası maçlarını tek forvet oynarım diyor. öyle diyorsa bence de iyi diyor. tabi hiçbir şey demiyor da olabilir.
beşiktaş bugün nasıl oynadı? delgado ve holosko'nun yedek başladığı maçta beşiktaş aslında gayet güzel oynadı ama gaziantep'in takım savunmasındaki zaafları çok büyük. atağa iyi çıkıyorlar ama olcan'ın yetersizliği, tabata'nın ayağında çok top tutuşu ve takım savunmasındaki yumuşaklık en büyük zaafları. beşiktaş 2. dakikada golü bulduktan sonra maç bitti diyebiliriz.
dikkat çekmek istediğim bir konu ise beşiktaş'ın 2-0 öndeyken oynadığı laubali futbol. daha farklı bitebilirdi maç ama sanki futbolcular gevşedi gibi geldi bana.
saat 21:45'te başlayacak ve beşiktaşımız'da metalist kharkiv maçında rakibiyle çarpışan rüştü reçber'in forma giyemeyeceği karşılaşmadır. tello ve cisse'nin de hafif sakat oluşunu ve riske edilmeyeceğini düşünürsek, şöyle bir kadro bize uzun süredir beklediğimiz pozitif futbolu ve bol golü getirebilir sanıyorum;
