beşiktaşkımın, maçtan önce aleyhinde 10 olur yazık olur çocuk olur diyenlere kapak yaptığı maç olmuştur.. tencere de kaybettiğimiz 2 puandır.. saygılarımla..
sezon başından beri beşiktaşın en iyi oyununu oynadığı maç. şahsen umutlu değildim ya da işleri zor olur düşüncem ağır basıyordu. ki maçın büyük bölümünde de bunu gördük. ama beşiktaş'ın iyi olmasından mı yoksa wolfsburg'un kötü ve pozisyon üretememesinden mi onu henüz karara bağlayamadım. o sebeple istanbulda oynanacak maça tıpkı bu maç çerçevesinde bakmak doğru olur. kapanan ve kontrayı iyi beceren bir wolfsburg'u yenmek kolay olmayacak diye düşünüyorum. grafite bu maçtaki gibi oynayacaktıysa keşke kırmızı görmeseydi tabi.
takımın en iyi 3 adamı ferrari, fink ve sezon başından beri ilk kez kendine gelmiş ve toparlanmış nihat idi. toplamda 7 puan bu gruptan çıkmaya yeter gibi ama 6 puanı almak lazım öncesinde. adamlar 10 kişi kalır kalmaz mustafa denizli hamlelerini yapsaydı daha iyi olurdu. alınan 1 puan mı yoksa bırakılan 2 puan mı hep birlikte göreceğiz.
beşiktaşı kapasitesi'nin altında oynamasına sebep olan kişinin mustafa denizli olduğuna emin olduğum maçtır.
rüştü reçber ve ferrari, kendileri adına bu senenin en iyi maçını çıkarttılar fakat 9, 17 ve 40. dakikalarda dzeko'nun yaptığı kötü vuruşlar onlar için büyük şanstı. çünkü dzeko bu pozisyonlardan çok daha zor pozisyonları gol ile sonuçlandırabilen bir futbolcu. Bu golleri kaçırmasının bence en önemli sebebi konsantrasyon eksikliği idi. sanırım beşiktaş'ı çok hafif'e aldılar.
ibrahim kaş, hala saatli bir bomba. ilk yarıda yoktan varettiği bir pozisyon ile dzeko'ya çok güzel bir asist yaptı ama dzeko yine laubali davranarak golü atamadı. ilk yarının en önemli gol pozisyonlarından birine de ibrahim kaş girdiği halde o da inançsız yaptığı vuruşu benaglio'nun ellerine bıraktı. ibrahim kaş hala topu rakip defans oyuncusunun içinden geçirerek orta yapmaya çalışıyor.
fink, bugün'e kadar devamlı oynatılsa idi bu maçta çok daha faydalı olabilirdi. defansif orta saha özelliğini hem top kesme de hemde topu oyuna sokmada çok daha etkili kullanabilirdi. fakat mustafa denizli kendisinin aldırdığı bu adamı tam takıma ısındırırken kesmiş, tam adam soğumuşken de en önemli maçta ilk onbir'e almıştır. adam yine iyi niyeti ile oynasa da top kesme de çok fazla sorun yaşatmadı ama topu oyna sokarken çok pas hatası yaptı.
mustafa denizli'nin her futbolcu her an hazır olmalı felsefesi ile kurduğu süpriz kadrolar, her oyuncuyu her maça hazır etmekten ziyade, bir çok oyuncuyu hiçbir maça hazır etmemektedir.
Nihat sene başında nobre ile bir çift olmaya çalışırken, şimdi bobo ile uyumu yakalamaya çalışıyor. bobo ise kendisine sonradan verilen bu forma şansını kaybetmemek için stresli oynuyor ve bu sebeple acemice hatalar yapıyor. mustafa denizli forvet arkasında ise tello, serdar özkan, tabata, fink, ernst, ekren dağ ve uğur inceman'dan her maça ayrı herhangi bir 3'lü kombinasyon çıkartabilir. bunların arasında en garantisi ernst iken, o da her maç değişen görevinden ve her maç değişen arkadaşlarından dolayı bir türlü kapasitesini yansıtamıyor. ernst bu sene bazen defans önü, bazen forvet arkası, bazen de sağ ve sol bek önü oynuyor.
mustafa denizli belirli bir sisteme belirli bir takımı oturtarak uyum sağlamak yerine, değişken bir sisteme değişken bir takımı uydurmaya çalışıyor.
belirli bir onbir ile mücadele edip takımda uyumu oluşturmalı, bu onbir de yer alan futbolcular kiminle oynayacağını bilip, alışıp, uyumu yakalamalı, bu onbir dışında kalan futbolcular ilk onbir'e girmek için mücadele vermeli ve bu mücadeleleri ile de ilk onbirdekileri iyi oynayıp formayı kaptırmamaya zorlamalıdır.
dün geceki maçta da mustafa denizli beraberlik için çıktığı maçta, rakip takımın on kişiye düşmesini, yorulmasını, kendilerine olan güvenlerinin kaybolmasını değerlendirip galibiyete oynamayı düşünemedi. klasik bir 4-4-2'ye dönerek sağ açığa serdar özkan'ı ya da nihat'ı o bölgeye çekip ileri ikiliyi bobo-nobre yaparak, sola açığa ismail köybaşı'yı koyup, göbeğe de tabatayı alarak son onbeş dakika wolfsbur kalesini ablukaya alabilirdi. bobo ve nobre ceza sahası içinde çıkacak karambollerde gol pozisyonlarına girebilirdi.
fakat mustafa denizli beraberliği korumayı yeğledi. işte bu sebeple de mustafa denizli beşiktaş'ı kapasitesinin altında oynatan kişidir.
ferrari'nin tek kelimeyle müthiş oynadığı maç. genoa bu adamı nasıl bize verdi hayret.
bir de grafite kırmızı gördüğü an, denizli hocanın yerinde olsaydım, saniye kaybetmeden tabata, serdar özkan ve nobre üçlüsünü alır, fink, ekrem ve tello'yu çıkarırdım. 4'lü defansı bozmadan ve fazla ileri götürmeden baskıyı koyardım. nereden baskan 20 dakika 10 kişi oynadılar ve kondisyonları epeyce düştü. takım tam baskıyı veriyor, hop uzaktan bir şut...arkadaşım çevirsene topu biraz daha, en iyi pozisyonda vurun kaleye. bunaltın adamları, adamlar 10 kişi.
1-0 olacaktı oğlum o maç, yazık oldu.
nihat kahveci yine yalniz kaldı ve yanlış oynatıldı diyebiliriz de, be hey kardeşim bir adam çektiği her şutu dağlara, taşlara mı yollar? rodrigo tello küskün net bir şekilde belli, michael fink işinden fazlasına karışmıyor, fabian ernst ise tek başına beşiktaş'i atağa kaldırma yeteneğine sahip değil.
` matteo ferrari ve tomas sivok iyiye yakın futbolculardı. ibrahim üzülmez ise vasattan ibaretti.
gelelim mustafa denizli'ye... geçen sezon dediğim gibi bu senede yineliyorum, balondan ibarettir. balondur... rakip 10 kişi kalmış fink'in yerine uğur inceman'ı alıyor, rodrigo tabata'yı oyuna sokacağına. ödleğin tekidir, aman gol yemeyeyim diye yusuf yusuf ediyordu belli. hadi makamını korumak için yenilmemeyi yeğledi diyelim, be hey kardeşim ne ekrem ne de kaş sağ tarafta ayakta durabiliyor. bobo her pozisyonda yerlerde, nasıl tahammül ediyorsun?
ibrahim kaş'ı bu takıma geri alanın anasını eşekler kovalasın... son sözüm budur, ilanen duyurulur köy muhtarlığı...
ek: wolfsburg taraftarı bildiğin ülkücü lan. maç öncesi uluyan kurt görüntüleri felan.
kimsenin kendisini kandırmaması gerekir.fena oynamadık ama bu takımdan pek de ümitli olmayın sayın beşiktaşlılar.Şu iki soruyu kendinize sormanız bile doyurucu bir cevap almanız açısından yeterlidir.
*ya beşiktaş 10 kişi kalsaydı kaç tane yerdi?
*iyi kötü bu rakibi eledi gerçekten bu kadroyla şampiyonlar liginde başarı bekliyor musunuz?
takım kötü oynuyor demiyorum.Aksine dün akşam vatan,millet sakarya modunda son nefesini harcayana dek oynadılar fakat yapabileceklerinin en iyisi bu.takımın potansiyeli böyle.takımın bu hali taraftar için pek umut vermese de yinede yıldırım demirören denen para baronu ve diğer spor kamuoyunun iyi günde,kötü sözlük ve bilimum paylaşım ortamlarında her maçtan önce takımını desteklediği için tüm beşiktaş taraftarına saygı göstermesi gerekir.**
üzülsem mi, sevinsem mi bilemediğim maç. grafite atılana kadar bir puana çok sevinirdik haliyle. çünkü o baskıya
karşı nihayetinde bir hata yapıp golü yiyebilirdik. ama wolfsburg 10 kişi kaldıktan sonra maçı çevirebilirdik ama
beceremedik. 3 puan fırsatı altın tepside önümüze geldi ama acemice harcadık. bu düzeyde maçlarda rakibi böyle
yakalamışken işi bitireceksin. tabata oyuna daha önce alınabilirdi. ama yinede başta ferrari olmak üzere bütün
takım çok iyi mücadele etti. bu puan önümüzü açacaktır. çünkü rakiplerimiz inönüye gelicek. son olarak:
teşekkürler grafite..
sorunun mustafa denizli'den kaynaklanmadığını ortaya çıkaran maçtır. mustafa denizli şampiyonlar ligi'nde resmen ilk puanını almıştır efendim.
işin acı tarafı ise şampiyonlar ligi'nin eski formatı şampiyon klüpler kupası'nda mustafa denizli galatasaray'a yarı final oynatmıştır. gel gör ki lakabı fenerbahçe yüzünden "sıfırcı mustafa"'ya çıkmıştır.
10 kisi kalmis wolfsburg karsisinda macin bitimine 10 dakika kala mustafa denizli'nin orta sahayi dinc tutmak, defans anlayisini saglama almak icin fink'i cikarip ugur inceman'i aldigi mac. aci ama gercek.
ben aglarim siyah beyaz sen deplasmandan 1 puan cikarmaya bak..
ilk yari "allah'im insaallah cabuk biter!" dedigim, ikinci yari ise bitmesini istemedigim mac olmustur. besiktas defansi gayet iyi mac cikarmistir, özellikle ferrari üc kisilik** oynamis ve döktürmüstür. daşşağını kıtlıyim senin... yalniz ileri dörtlü icin ayni seyi söylemek mümkün degildir. ilerimiz icin maalesef halen takim beynimiz eksiktir.
sifir puan rezilliginden kurtulduk ya, 1 puana da sükür...
ve son olarak ikinci verdiğim bkz sözlük futbol otoritileri tarafında bir çok eksi verilmiştir, adamlar beni başka takımı destekliyor sanıpta bunları yazdığımı düşündü sanırım, taraftar gözlükleri ile verilen eksiler hiç umurumda değil, yine söylüyorum futboldan anlamıyorsunuz arkadaşım.
ismail'in soyunup oyuna uğur inceman'ın girdiği mücadele oldu.
daha sonra da zaten serdar özkan soyundu tabata girdi, akabinde mustafa denizli soyundu ve nobre.? sonra bütün takım soyundu wolfsburg'a girmek adına ama ne yazık ki sonuç bulamadık.
ve bu olaya dayanamayan yönetim ile ekran başındaki seyirciler tek tek takımlarını desteklemek amaçlı soyundular, ben dahil. hepberaber çırılçıplak şarkılar söyledik ama olmadı işte lanet olsun ki olmadı...
ilk yarı çok pozisyon buldu rakip takım, sıkıntılar çektik. ama şunun altına çizmeliyim ki, ferrari müthiş bir adam. eskişehir maçında her türlü eksikliğini hissedeceğiz şüphe yok ki. ikinci yarı ilk yarıya oranla daha iyi oynadık, wolfsburg'da o kadar pozisyon bulamadı zaten. hele ki kırmızı kartıda yiyince, iyice oyundan düştüler.
ilk puanımızı aldık, allah bereket versin. şimdi tekrar wolfsburg'la maç yapacağız inönüde. yenersek puanımız 4 olacak ve o sırada aynı zamanda csk manu maçı olacak. manu her türlü cska'yı yener diyorum ve inönüdeki maçı alırsak 2.lik koltuğuna oturmuş olacağız. hesap yapmaya devam edelim. daha sonra cska ile yapacağız sanırım, onu da inönüde yenersek puan 7 olur ve ikincliği korumaya devam ederiz. o sırada da wolfsburg manu ile yapacak şüphesiz, manu her türlü yine puan alır diye düşünüyorum ve bizim bu gruptan çıkmamız inönüdeki maçlara bakıyor diyebilirim.
hiçbir şekilde çıkamaz diyen arkadaşlar ayıp ediyor. inönüdeki maçları kazanalım büyük ihtimal çıkacağız. hele ki manu'dan deplasmanda puan alırsak, ( çok zor ama ) garanti çıkarız.
beşiktaşın mücadele adına elinden geleni yaptığı maç olmuştur. grafitenin kırmızısından sonra, daha sakince baskı kurabilsek 3 puanla dönmüş olabilirdik ama wolsburg deplasmanında bir puan iyidir.
ferrari ve sivok zamanlama ve kademe konusunda, hemen hemen sıfır hatayla oynadılar. bobo; stoperlerden sonra takımın en iyisiydi, top ona geldiğinde defans nefes alacak zaman buldu.
bir de, az evvel yıldırım demirören aradı; sözlüğü takip ediyormuş, aynı espiriyi 12328989 kere yapan süper komikler arasında çekiliş yapıp 7 milyon euro verecekmiş. aldığım adam kulübede oturur, durmadan espiri yapar, bundan bayılan yedek futbolcular da bir önce ilk 11,e girmek için form tutarlar diye düşünmüş.
(bkz: kaynımda da var.)
yan hakemin maça alkollü çıkıp tüm karar hassasiyetini kaybettiği maç. uzak-yakın kavramlarını kaybetmiş sanırsam. iki tane yüzde yüzlük gol pozisyonunu(ki bayrak sonrası nobre birini kaçırdı) hiçe saydı.
matteo ferrari ise halısahalarda hep geride bekleyen ve takımlar kurulurken ilk seçilen adam kadar güven verdi.
teknik direktörlerin takımlara etkisi hep tartışılır. kimisi %50 der, kimisi %10 der.. wolfsburg'un şu durumuna bakınca görüyoruz ki kimi teknik direktörlerin takım üzerindeki etkisi neredeyse %100 olabiliyor. geçen sezon tonla gol atıp bundesliga şampiyonu olmuş bir takım bu kadar rezil edilir. 4-3-1-2 oynadılar, her topu dzeko'ya şişirdiler. ne bir ver-kaç denemesi, ne ikiye birler, ne ara pasları. her alan direk dzeko'ya dikti topu. görünüşte iki forvet vardı ama grafite sahada var mıydı yok muydu anlayamadık. atılınca da pek farketmedi tabi.. armin veh'in bir ara galatasaray'la adı geçmişti, çok istemiştim gelmesini ama stuttgart'ı şampiyon yapan adamla bu akşam wolfsburg yedek kulübesinde oturan adamın aynı olan tek şeyleri isimleriydi.
beşiktaş mı? onlar da defans yaptı işte. iyi defans yapana 3 puan verilecek diye bir kural çıktı belli ki ve bundan sadece mustafa hoca'nın haberi var. bir de adam adama oynatma huyu geçmiyor bu adamın. fenerle sıfır çekti bu yüzden hala adam adama markaj yaptırıyor. ferrari bütün maç dzeko'nun yanındaydı devamlı ofsaytları bozdu. fenerdeyken de uche'yi ulf kirsten'e yapıştırmıştı, o maçta belki 20 tane pozisyonu vardır leverkusen'in. allahtan bugün wolfsburg çok kötüydü.
Bilen bilir. Her Avrupa maçında daima Türk takımlarını desteklemişimdir. Fakat şöyle bir durum var; geçen senenin Bundesliga şampiyonundan kendi evinde 1 puan almak... Evet, teoride güzel. Lâkin son yirmi dakikada Grafite'siz olan bir Wolfsburg'u yenememek, üstüne üstlük bu dakikalarda bile kalenizde pozisyonlar görürken çok net diyebileceğimiz bir pozisyon bile bulamamak biraz can sıkıcı. Rüştü'nün kaç pozisyonda adını geçtiğini ise sayamadım.
Sene başından beri söylenen kesin bir şey var ki; bu futbolla Beşiktaş'ın işinin -hem ligde, hem Avrupada- zor olduğu aşikâr. Hayalci olmaya gerek yok diye düşünüyorum. Dilerim inönü'deki maçı kazanır ve grup ikinciliğine giden ilk adımı başarıyla atar Beşiktaş, ben de lafımı yerim.
Eksilemeden önce düşünün. Realiteler üzmesin sizi lütfen. Turkcell Süper Lig'de bu hafta ite kaka 7. sıraya çıkan, Kasımpaşa ve Antalyaspor maçları hariç hiçbir maçında birden fazla gol atamamış bir Beşiktaş'tan bahsediyoruz.
