beşiktaşı kapasitesi'nin altında oynamasına sebep olan kişinin mustafa denizli olduğuna emin olduğum maçtır.
rüştü reçber ve ferrari, kendileri adına bu senenin en iyi maçını çıkarttılar fakat 9, 17 ve 40. dakikalarda dzeko'nun yaptığı kötü vuruşlar onlar için büyük şanstı. çünkü dzeko bu pozisyonlardan çok daha zor pozisyonları gol ile sonuçlandırabilen bir futbolcu. Bu golleri kaçırmasının bence en önemli sebebi konsantrasyon eksikliği idi. sanırım beşiktaş'ı çok hafif'e aldılar.
ibrahim kaş, hala saatli bir bomba. ilk yarıda yoktan varettiği bir pozisyon ile dzeko'ya çok güzel bir asist yaptı ama dzeko yine laubali davranarak golü atamadı. ilk yarının en önemli gol pozisyonlarından birine de ibrahim kaş girdiği halde o da inançsız yaptığı vuruşu benaglio'nun ellerine bıraktı. ibrahim kaş hala topu rakip defans oyuncusunun içinden geçirerek orta yapmaya çalışıyor.
fink, bugün'e kadar devamlı oynatılsa idi bu maçta çok daha faydalı olabilirdi. defansif orta saha özelliğini hem top kesme de hemde topu oyuna sokmada çok daha etkili kullanabilirdi. fakat mustafa denizli kendisinin aldırdığı bu adamı tam takıma ısındırırken kesmiş, tam adam soğumuşken de en önemli maçta ilk onbir'e almıştır. adam yine iyi niyeti ile oynasa da top kesme de çok fazla sorun yaşatmadı ama topu oyna sokarken çok pas hatası yaptı.
mustafa denizli'nin her futbolcu her an hazır olmalı felsefesi ile kurduğu süpriz kadrolar, her oyuncuyu her maça hazır etmekten ziyade, bir çok oyuncuyu hiçbir maça hazır etmemektedir.
Nihat sene başında nobre ile bir çift olmaya çalışırken, şimdi bobo ile uyumu yakalamaya çalışıyor. bobo ise kendisine sonradan verilen bu forma şansını kaybetmemek için stresli oynuyor ve bu sebeple acemice hatalar yapıyor. mustafa denizli forvet arkasında ise tello, serdar özkan, tabata, fink, ernst, ekren dağ ve uğur inceman'dan her maça ayrı herhangi bir 3'lü kombinasyon çıkartabilir. bunların arasında en garantisi ernst iken, o da her maç değişen görevinden ve her maç değişen arkadaşlarından dolayı bir türlü kapasitesini yansıtamıyor. ernst bu sene bazen defans önü, bazen forvet arkası, bazen de sağ ve sol bek önü oynuyor.
mustafa denizli belirli bir sisteme belirli bir takımı oturtarak uyum sağlamak yerine, değişken bir sisteme değişken bir takımı uydurmaya çalışıyor.
belirli bir onbir ile mücadele edip takımda uyumu oluşturmalı, bu onbir de yer alan futbolcular kiminle oynayacağını bilip, alışıp, uyumu yakalamalı, bu onbir dışında kalan futbolcular ilk onbir'e girmek için mücadele vermeli ve bu mücadeleleri ile de ilk onbirdekileri iyi oynayıp formayı kaptırmamaya zorlamalıdır.
dün geceki maçta da mustafa denizli beraberlik için çıktığı maçta, rakip takımın on kişiye düşmesini, yorulmasını, kendilerine olan güvenlerinin kaybolmasını değerlendirip galibiyete oynamayı düşünemedi. klasik bir 4-4-2'ye dönerek sağ açığa serdar özkan'ı ya da nihat'ı o bölgeye çekip ileri ikiliyi bobo-nobre yaparak, sola açığa ismail köybaşı'yı koyup, göbeğe de tabatayı alarak son onbeş dakika wolfsbur kalesini ablukaya alabilirdi. bobo ve nobre ceza sahası içinde çıkacak karambollerde gol pozisyonlarına girebilirdi.
fakat mustafa denizli beraberliği korumayı yeğledi. işte bu sebeple de mustafa denizli beşiktaş'ı kapasitesinin altında oynatan kişidir.
sezon başından beri beşiktaşın en iyi oyununu oynadığı maç. şahsen umutlu değildim ya da işleri zor olur düşüncem ağır basıyordu. ki maçın büyük bölümünde de bunu gördük. ama beşiktaş'ın iyi olmasından mı yoksa wolfsburg'un kötü ve pozisyon üretememesinden mi onu henüz karara bağlayamadım. o sebeple istanbulda oynanacak maça tıpkı bu maç çerçevesinde bakmak doğru olur. kapanan ve kontrayı iyi beceren bir wolfsburg'u yenmek kolay olmayacak diye düşünüyorum. grafite bu maçtaki gibi oynayacaktıysa keşke kırmızı görmeseydi tabi.
takımın en iyi 3 adamı ferrari, fink ve sezon başından beri ilk kez kendine gelmiş ve toparlanmış nihat idi. toplamda 7 puan bu gruptan çıkmaya yeter gibi ama 6 puanı almak lazım öncesinde. adamlar 10 kişi kalır kalmaz mustafa denizli hamlelerini yapsaydı daha iyi olurdu. alınan 1 puan mı yoksa bırakılan 2 puan mı hep birlikte göreceğiz.
beşiktaşkımın, maçtan önce aleyhinde 10 olur yazık olur çocuk olur diyenlere kapak yaptığı maç olmuştur.. tencere de kaybettiğimiz 2 puandır.. saygılarımla..
