Yine iq suzların toplanacağı başlık. E be portakal beyin, pkkyla teröristle görüşürken "hükümet" değil "devlet" çözümcü oluyor da gariban adama dalga geçer gibi 7.5 tl lik ayakkabı gönderen "devlet"e mi yuh olamıyor? Ha sktr ordandır.
yıllardır bize bazı konularda dikkat etmemiz gerektiği konusunda akıl veren salakların zoruna gitmiş başlık.
neymiş hükümet ile devlet ayrımı yapamışlar!!!! çünkü baştaki hükümet böyle şeylere çok dikkat ediyor ya, çok hassaslar ya!!!!!!!!!!!!!
aklınız varsa biz zahmet kendiniz için kullanın.
bizimkisi bize yetiyor.
başlık hatalı. devlet için değil yuh olsun böyle yönetime demeli yahut iktidara. devlet nedir kısaca, Bir ülkede, bir hükümete ve ortak kanunlara bağlı olarak yaşayan bir milletin veya milletler topluluğunun meydana getirdiği siyasi varlık. Genel ve klasik bir ifadeyle, belli bir toprak üzerinde müstakil bir teşkilat kurmuş insan topluluğuna devlet denirdevlet
Bu tariften de anlaşılacağı gibi devlet, ferdi, tabii ve siyasi unsurdan meydana gelir. Bu unsurlar sırayla "nüfus, ülke ve hakimiyet"tir. Nüfus, devletin, birinci gerçek unsurudur. Halkı olmayan bir devlet düşünülemez. Bir devletin var olması için nüfusun az veya çok olmasının önemi yoktur. Nüfusu yüz milyonları geçen devletler olduğu gibi birkaç yüz binlik devletler de vardır. Ancak nüfusun çeşitli sebeplerle ve zamanla yok olması halinde devlet de ya yıkılır veya o bölgedeki insanların yerine başkaları geçerek devam eder. Fakat bu durumda ortaya çıkan devlet eski devlet değil, yeni bir devlettir. Çünkü devletin birinci gerçek unsuru olan nüfus değişmiştir.
Devletin ikinci gerçek unsuru ülkedir. Bir devletin var olması için yalnız nüfus yeterli olmayıp, bu nüfusun yeryüzünün belli bir bölgesinde, yerleşmiş olması da lazımdır. Ülke toprağının küçük veya büyük olması, toplu, yahut ayrı parçalardan meydana gelmesi de önemli değildir. Önemli olan ülkenin belli ve sabit olmasıdır. Çünkü belli ve sabit bir ülke olmadıkça devlet hakimiyetini tam olarak kullanamaz. Zira bunun yeri ve sınırı belli değildir.
Devletin üçüncü gerçek unsuru hakimiyettir. insan toplulukları düzenli ve istikrarlı bir teşkilat kurmadıkça ve teşkilat o nüfusu belli sınırlar içinde bağımsız olarak idare etmeye başlamayınca devletin varlığından söz edilemez. Bu bakımdan bir devletin var olması için nüfus ve ülkenin var olması yanında hakimiyet de şarttır. Hakimiyet bir toplumun kendisini bizzat idare etmesi, emredici kurallar, yani kanunlar koyması ve bunların gerek kendi içinde ve gerekse dışarıya karşı tatbikini sağlamasıdır. Fakat günümüzde kurulmuş ve yaygın bir şekilde bulunan muhtelif milletler arası teşekküller devletlerin hakimiyet haklarını sınırlamışlardır. Devletlerin bu tip kuruluşlara katılıp katılmamaları kendi isteklerine bağlı olduğu için, hakimiyet hakkının kısıtlanmasına kendisi rıza gösteriyor demektir.
yıllardır bize bazı konularda dikkat etmemiz gerektiği konusunda akıl veren salakların zoruna gitmiş başlık.
neymiş hükümet ile devlet ayrımı yapamışlar!!!! çünkü baştaki hükümet böyle şeylere çok dikkat ediyor ya, çok hassaslar ya!!!!!!!!!!!!!
devletin, şu asr-ı saadette her nedense yırtık lastik ayakkabı giyen madenci yakını babaya sağlam lastik ayakkabıyı layık görmesini eleştiren başlıktır.
işte sözcü zihniyeti böyledir!... devletlülerin ne yapmasını bekliyordunuz ey halk düşmanı kemalistler? iskarpin alsın da kutusuz olarak mı versinler köylüye? işte siz halkı aşağı gören, bidon kafa diyen bir zihniyetin temsilcileri olduğunuz için halkımıza kutusuz ayakkabı verilmesini layık görürsünüz. oysa verilen lastik ayakkabılar kutu içinde satılmadığından, halkımız, "kutusu nerede?" diye sıkıntı yapmaz, kendini aşağılanmış hissetmez. siz ne anlarsınız böyle inceliklerden...
tabi şimdi diyeceklerdir ki "neden iskarpin alıp, kutusuyla birlikte vermiyorsunuz?". ey cahiller, belki o kutuların başka kullanım alanları var... her önümüze gelene ayakkabı kutusu versek, şu duble yollar, şu marmaraylar nasıl yapılır?
olay şuandaki iktidarda olan partinin başbakanın, bakanların, kurmaylarının ayıbı ama bunlar çoook basit şeyler arkadaşlar iskarpin ayakkabıya gelene kadar yapılan o kadar hatalar var ki ufak çapta sayılabilecek bir ülkenin savaşta kaybedebileceği nüfusu biz iş kazalarında kaybettik ve bize artık bunlar normal gelmeye başladı. iki yorum yazarken bile insanların birbirine tehammül edemediğini hakaret ettiğini görüyorum, çok özür dilerim ama birbirimize saygı göstermeyi öğrenemezsek sanırım bizden bu gidişle bi bok olmaz.
kimi yobazın "köylüye zorla iskarpin mi verelim?" diye eleştirdiği başlıktır.
evet, kutusu sizde kalsın, iskarpin de verin. hiç değilse ölümüne sebep olduğunuz oğlunun cenazesinde giyer... lastik ayakkabı veriyorsun da yanında bir çift iskarpin vermeyi mi çok görüyorsun köylüye?
işte kemalistleri "halkı aşağılamakla" suçlayan yobaz müfterilerin gerçek yüzü!.. beğenmedikleri kemalistler, bırakın iskarpini, kurdukları köy enstitülerinde piyanoyu bile çok görmüyordu köylülerin çocuklarına...
hala devlet - hükümet ayrımı diye saçmalayan sallasolar var aramızda....
takvime bakıyoruz;
evet sene olmuş 2014...
o senin devlet dediğin yıkıldı. yönetim kademelerindeki kilit noktalarda türk yok...
cumhurbaşkanından başbakana, ana muhalefet liderinden ordu komutanlarına, bakanlara, valilere dek türk olmayan ve türklükle sorunu olan tiplerden özellikle seçilmiş tipler var devlet aygıtının tepesinde...
türklerin kurduğu cumhuriyet yıkıldı, anayasası ilga edildi çoktan hem de...
işgal altındaki bir ülkede 2. sınıf bir vatandaşsın...
işgaller her zaman topla tüfekle olmaz...
hele 21. yüzyılda askeri üsler, havaalanları, tersaneler falan işgal edilmiyor...
bankalarına, fabrikalarına ve en önemlisi medyana el koyuyorlar...
eğer kendini "türk", "cumhuriyetçi" ve "atatürkçü" olarak tanımlıyorsan devlet senin devletin değil artık ve bunlar daha iyi günleriniz....
