bunun şakası falan bazen eğlenceli (tatil gün sayısı vs) ancak insanların sürekli olarak diğerlerinin maaşına kurulması ciddi bir araz göstergesi.
Normal bir demokraside insanlardan beklenen, “neden başkaları şu kadar maaş alıyor” demek yerine “ben neden yeteri kadar kazanmıyorum?” sorusunu sormaktır.
Ve normal demokrasilerde insanlar devlet adına düşünmez, devlet insanlar adına düşünür. Vatandaş niteliğini haiz kimse bilmem kimlerin maaşının bütçede neye tekabül ettiği üzerinden argüman geliştirmez, kendisinin ve genel olarak toplumun refahına bakar ve bunun insani düzeyde olup olmaması üzerinden argüman geliştirir, böyle düşünür.
Dünya üzerinde, (çin ve hatta küba dahil) türkiye’deki kadar devletçi bir halk yok. Aslında bu devletçilik de değil, devlete tapınma da değil, çok değişik bir versiyon; devlete empati yapma.
Tarih boyunca böyle bir şey yaşandığına dair hiçbir şey okumadım. Türkiye’de insanların kahir ekseriyeti kafasında devlet yönettiği ve her alanda “ben olsam şöyle yapardım” gibi bir fikri olduğu için artık bu devlete empatiye dönüşmüş durumda.
Bu bakış açısını muhaliflik korkusuyla veya devlete kutsiyet yüklemeyle açıklamak mümkün değil.
Yelpazenin En sağından en soluna kadar aşağı yukarı her kesimde böyle bir kafa var. Sürekli olarak devlet empatisi yapılıyor. En muhalifi için bile bakış açısı halkçı değil bu anlamda.
Böyle bir rıza imalatı tarihte çok görülmüş bir şey değil. Sosyolojik olaraksa aşırı ilginç; çünkü ideolojik alt yapıyla inşa edilmiş de değil.