Hiç bir sikim ifade etmeyen ama milletin polyannaya döndüğü, adına yılbaşı dediği, uğruna içip sıçtığı ama gece 00:00 dan sonra bir bokun da değişmediği, saçma sapan gerizekalıca bir uygulamanın tezahürü. 23:59 da 2017 00:00 da 2018. Ee yani ? Ne değişti ? Ne oldu amk. ? Değdimi ortalığın amına koyduğunuza? 10 dan geriye mal gibi saydınız. Sıfıır diye bağırmaktan götünüzün deliği büyüdü. Ya sonra? Ne değişti lan? He ne değişti amk ? Mantığı çözülemeyen çünkü hiç bir mantığı olmayan sikindirik bir uygulama bu yılbaşı denen bok. insanlar bir anda 31 aralık gecesi gerizekalılaşıyor. En cahilinden en akademik insanına kadar. Üstünde takım elbise kafada simli renkli bi huni ağzında kıvrımlı yaraktan üflemeli bişe. Adam fakültede hoca dekan vs. Sikerim yılbaşısını. Vazgeçin şundan bi bok yok bunda.
Yepyeni bir sayfa. El değmemiş bir olasılıklar zinciri.
Bir şeyler yapmak için, değişim için, başarı için güzel bir başlangıç noktası. ilk gün her zaman değerlidir benim gözümde ve onu en iyi şekilde değerlendirmek yine benim elimde.
ilk gününden bu yana, sanki yeni yıl değilmiş de, bir geçiş yılıymış gibi gelen yıl. sebebini bilmiyorum ama 2019'a daha yakın hissediyormuşum gibi geliyor. zaten 2 sene sonra milenyumun üzerinden 20 yıl geçmiş olacak. son zamanlarda sözlükte 92 doğumlu ve 93 doğumluların yaşlanıldığı söylenmekte. ilk başta hadi lan oradan desem de, tarihe bakınca, yanılan ben olabiliyorum. ama eyvah demeden hayat devam ediyorken, yapılması gerekenleri yapmakta fayda var.
şöyle böyle geçmekte olan doların 1-2 lira değer kazandığı %50'den fazla yobazın da meydana gelmesiyle ülkenin geri dönülemeyecek bir şekilde şarampole istikrarlı adımlarla gittiği bir yıl oluyor. 81 milyon insan var ama insan olabilenlerin sayısı bir eli beş parmağını geçmeyecek sayıda. vahim.
eylul'unde ankara'da olduğum yıl. kuğulu park'ta oturuyorum. kafamdan milyon tane cümle geçiyor. bir sürü film karesi, kitap cümlesi, replik dönüyor kafamda. baris bicakci kitapları, vega şarkıları, şiirler. fotoğraf makinesini gökyüzüne kaldırıyorum. inanılmaz bir gökyüzü var. insani konuşmaya, anlatmaya zorlayan bir hava var ankara'da. burada muhatapsiz yaşanmazmis. buraya muhatapsiz da gelinmezmis bunu anlıyorum şu anda. 2018'in son aylarından, beni Ankara'ya bir muhatapla yollamasini, yan yana o bankta oturup hiç konusmadan, gökyüzünün huzuruna dahil olmayı diliyorum.