bütün argümanların hesaba katılması gerekir. nüfusun artışıyla beraber elbetteki ekonomik büyüklük artacaktır, reel büyüme nedir! ve büyüyen ekonominin gelir payı dağılımı nasıl şekillendi. bunlar hesaba katıldığı zaman kazın ayağı öyle olmuyor yani.
gerçi ne söylesek boş artık, çünkü inanılmaz bir yalan furyası var sahada. ve bu artık çığrından çıkmış durumda. kabataş olayı aklımı iyice aldı, adam eğiyor büküyor ve oy alıyor!
Rosava'nın her zamanki gibi saçmaladığına delalettir.
ikinci çeyrek büyümesi 2.1 gelmişken -ki en kötü beklenti 2.8 idi- , en iyimser ekonomistler bile %3'ün üzerini göremeyeceğimizi söylerken, ekonomi bakanı bile büyüme oranının aşağı yönde revize edileceğini açıklarken sen neyin kafasını yaşıyosun rosava? insanları salak yerine koymayı bırak artık len. bilmiyorsan da sus.
edit: anlaşılan sözlükçülerin çoğu reel hayattan kopuk, kendi yarattıkları sanal ekonomide yaşıyorlar.* %5'miş.
yılın ilk yarısında ( ocak- haziran) döneminde yüzde 3,3'lük bir büyüme vardır. bu büyüme oranında iç talebin katkısı düşüktür. ikinci altı ayda iç talep de eklenirse yüzde 4 veya biraz daha üzeri bir büyüme gelebilir.
iç talep ve üretim durma noktasına gelmişken, enflasyon kağıt üzerinde %10, reelde %30'lar civarında seyrederken, dolar 2.22'lere gelmişken hangi iç talebe dayalı büyümeden bahsediyorsun, neyin kafasını yaşıyosun sen abi?
bakın ilk 6 ayda ihracatın katkısı olmuştur , ikinci 6 ayda iç talep eklenirse yüzde 4 veya üzeri bir rakam gelebilir. eğer iç talep katkısı gelmezse ihracatın katkısı daha önemli hale gelecektir. 2,2'lik bir dolar kuru veya 2,6'nın biraz altındaki sepet kur ihracatçıya katkı sağlayacaktır.
Rusya'nın ihracatının bir bölümünü türkye'ye kaydırdığını da unutmamak gerekir.
ihracat da nereye ihracat? En büyük iki ihracat pazarımızın biri Irak diğeri Almanya, Irak zaten göçmüş durumda, Euro bölgesi adamlar deflasyonla mücadele için neredeyse evinde para tutanı hapse atacaklar harcasınlar diye. ihracat ne kadar artabilir? Anca AMB'nin eksi faiz politikası tutacak da Euro bölgesi canlanacak da -ispanya italya gibi berbat durumda olan ülkelerle nasıl olacaksa- bizim ihracatçılar da nefes alacak. He gülüm he.
O kadar faiz arttırımına, kurun yükselmesine ve ithalatın düşmesine rağmen cari açık hala %6 civarında seyrediyor. O yüzden kimse ithalata ihracata bel bağlamasın.
Rusya'nın ithalatını bize kaydırması zaten bu kuraklıkta olmayan malları istemesi zaten tavan yapan enflasyonu daha azdırıyor. Limon kaç lira haberin var mı? O açıdan da seni hiç sevindirmesin.
Doların artması bi sikme yaramaz çünkü Türkiye mallarını Euro üzerinden satan dolar üzerinden borçlanan bir ülke. Euro/ dolar paritesi düştükçe bizim ihracat gelirlerimizin azaldığını, ithalat ve borçlanma giderlerimizin katlandığını unutmayın. Üstelik doların bu yükselmesi döviz bolluğu içinde yüzdüğümüz -turizm kaynaklı- yaz aylarında oldu. iki üç ay sonra ne olacak kimbilir.
Hükümet borazanlığı yapacağım diye güldürmeyin kendinize. Bugün RTE bi tarafını niye yırtıyor faizler düşsün diye? Türkiye'de büyümenin tek ayağı olan inşaat sektöründe atıl stoklar elde kalıyor diye. Üçüncü köprü üçüncü havaalanı gibi saçmalıklar hep gereksiz inşaat işlerine para harcamak için.
Beğenilmeyen dsp-mhp-anap hükümeti, en büyük depremini yaşayan Türkiye'nin ekonomisini 2000 yılında %6,8 büyütmüştür. bu rakamın yanında %4 büyüyen ekonomiyi nasıl yorumlamak gerekir. Akalak iseniz hüloğ naraları atabilirsiniz.
ekonominin büyümesi önemli değil, kime büyüdüğü önemlidir. 900 TL işçi asgari ücretin olduğu ülkede kimse ekonomik büyümeden bahsetmesin. eğer ekonomi büyümüşse de fakire değil, zengine büyümüştür.
Ülke içindeki alım gücünün düşmesiyle birlikte, ithalatın azalması , ihracatın aynı seviyede kalması ve ithalat ihracat arasındaki oranın artmasıyla sanki büyüyormuş hissi uyandıran ; 2.7 ila 3.5 arası öngörülen ve 4 yerine 2.2 lik bir büyümeye sahip ekonomimizin bekleninin altında kalarak dolar yükselmesine sebep olan hadisedir efenim.
yani yüzde 4 değil 2.2 dir efenim.