bu sene fener'in şampiyon olamayacağı aşırı belli bir şey. fener kollanıyor ama lider olsun diye değil, potada kalsın diye. ligi gizli 5.si olduğunu herkes biliyor.
daha tuhaf olan beşiktaş'ın durumu. bu sene idarenin şampiyon görmek istediği takım beşiktaş bence.
tabi onlar fener'e göre çok daha formdalar ve iyi top oynuyorlar ama galatasaray'dan büyük bir üstünlükleri olmadığı kanaatindeyim. 4 ocaktaki maçta da şansları eşit görüyorum.
bana göre federasyon, digiturk yönetimi ve hatta mhk bu sene galatasaray'ın şampiyon olmasını istemez.
bunun partizanlıktan veya yaranmadan daha öncelikli bir nedeni var.
biraz daha derinine inersek fener de galatasaray da 19.şampiyonluklarındalar, 20 yapan 4.yıldızı takar.
bu yıldız meselesinin ne güzel rating malzemesi olduğunu 2001-2002 şampiyonluğunu izleyenler bilirler.
millet kitlenmişti bu duruma, gözler bir fenerde bir galatasaraydaydı hatta aziz yıldırım'ın ortalığı inanılmaz gerdiği zamanlar da oldu o sene hırsından.
şimdi bu dataları koyalım cebimize, bir gözümüzü bugüne çevirelim...
sezon başı ortak iradeyle alınmış bir karar değilken, birden bire önümüze biz bu seneyi süleyman seba sezonu ilan ediyoruz diye bir şey geldi.
yani neden hasan doğan sezonu veya özhan canaydın sezonu değil de süleyman seba sezonu?
sadece yakın tarihte vefat etti diye mi? öyle diyelim hadi.
bi ikincisi... bildiğiniz gibi digiturk'u psg'nin sahibi şeyh Nasser El-Khelaifi satın aldı.
aynı hafta önümüzdeki sezon yabancı sınırlamasının tümüyle kaldırılacağı fakat belli prensiplerle yabancı getirilebileceği açıklandı. resmen açıklanmasa da bütün basın ağız birliği yapmış aynısını anlatıyor. belli ki içerden bilgi.
durum böyle olunce bu kadarı tesadüf mü diyor insan. ama bunla kalmıyor ki.
bilindiği gibi beşiktaş'ın şampiyon olmadığı süre içerisinde bursaspor bile şampiyon oldu, trabzon bir kere şampiyonlar ligine gitti(şike konuşmak istemiyorum, konu dağılır), 2 galatasaray, 2 de fenerbahçe şampiyonluğu gördük.
bu noktadan hareketle beşiktaş camiasında açlık kadar, maddi ihtiyaç da var.
nitekim yansıtılmayanın aksine 3 büyüklerin borçları aynı yerde, aralarında 50-60 milyon dolar anca oynayabilir ama beşiktaş'ın gelirleri uzun zamandır çok kısıtlı.
stadın da getirdiği mali külfeti düşünürsek, mesela daha yeni kredi çekildi, bu şampiyonluğa en çok ihtiyacı olan takım beşiktaş.
sonuç olarak burda temenni edilen bir proje olduğunu düşünüyorum:
1) şeyh geldi. biz bu ligi bu haliyle nah dışarı satabiliriz ben de paramı sokağa atarım. param yanarsa da canım sıkılır. bu işleri ayarlayacaksınız şeker kardeşim dedi. demirbey de hay hay ya seydi dedi.
2) zaten ismail kartal'lı huzur evi fenerin ve prandelli'li umutsuzlar tekkesi galatasaray'dan pek bir şey olmayacağını düşünüp ''beşiktaşlıların da bi gazını alıverelim bu sene. fikonun da cumbabayla arası iyi, bu sene de böyle olsun, 1 şampiyon olup 5 seyrederler. hem takım fena değil, kimse sallamaz'' dediler.
ki gerçekten de galatasaray olmuyorsa fenerde, fener olmuyorsa galatasarayda yaprak kımıldamaz.
3) yeni gelecek yabancı düzeniyle ligi kısa zamanda müthiş pazarlamanın en güzel yolu ve sosu da 4 yıldız muhabbeti. bunu şeyh de biliyordur veya araştırtmıştır. sonuçta milyar euro gömüp bu işe girmiş herif.
öte yandan beşiktaş'ın seneye yaşayacağı bir yabancı mağduriyeti olacak ister istemez, yine biz planımızı yerliye göre yaptık diyecekler. bu sefer fenerle galatasaray bir geldiğinden karşısında duramayacaklar.
o zaman da bu takım geçen sene şampiyon olduysa yine olur, ağlamayın denecek. zaten şampiyonluğun ve yeni stadın maddi katkılarıyla öyle veya böyle hale yola girecekler.
yani şampiyonluk herkese zaman kazandırıp ligi baştan başlatmış olacak.
işte tüm bu sebeplerden galatasaray'ın şampiyon olursa cidden çok çok üstün bir performans göstererek ancak olabileceği kanaatindeyim.
o mersin maçından bi 5 tane daha falan kazanmamız gerekir muhtemelen.
