yoksul mahallelerde sıkça yaşanan durumdur. tadından yenmez, izlemeye doyamazsınız, samimidir ortamı sıcaktır ve asla kendinizi yabancı hissetmezsiniz. son bulmasını istemediğim kültürdür.
ülkemize dair iç burkan detaydır efendim. kapitalizm ülkemizin iliklerine o kadar fazla girmiş ki, en mütevazi düğün salonları bile 3-5 bin liradan başlamaktadır ve bu parayı büyük şehirlerde veremeyecek durumda olan bir sürü insan bulunmaktadır. bu insanlar düğün gibi en özel gününü sokak arasında yapmak zorunda kalmaktadır. sokakta düğün yapmak zorunda kalan o damadın içindeki yarayı, o gelinin içindeki ukteyi düşününce üzülmemek elde değil.
Davul, zurna, araba kornasi, kalabalik sesi... ders calisan var, hasta olan var. Hayir tanimadigim insanlarin dugunu beni zerre ilgilendirmiyor. Dugune davet de edilmedim. E ne diye bu gereksiz gurultuyu cekmek zorundayim? Anlayamiyorum. Belediyeye sikayet edince, mudahale edilmiyor ustelik. Mutlu gunlerini mahvetmeyelim diye.
Oldu o zaman ya!
Ben de aliyim elime matkabi tar tar tar duvarlari deliyim. Bu da bizde bir adet. Evlenmeden once duvarlar desilir bizim evde derim, mutlulugumu bozmayin derim. Var mi boyle bir sey ya?
Kimse kusura bakmasin ama orospu cocuklugunun daniskasidir. Ulan sehrin ortasinda insalar zaten trafikten cartdan curtdan bikmis bide bunun gurultusunumu cekelim.