öğretmenler yüzünden...
öğrenciler yüzünden.....
aileler yüzünden....
3 şıklı bir sorunun cevabı bu. hangisi sizce sorulsa herkes bi tanesini haklı olarak söyleyecek. kendince bir seyler ıspatlama çabasına girecek.
ama kimse ulan o sınava 20 bin müzik bölümü mezunu girdi bu adamların matematikle ne işi olur. bu adama gitar sor demeyecek.
ama kimse ulan o sınava 34 bin beden eğitimi alanı mezunu öğrenci girdi. bu adam edatı bilse ne bilmese ne. bırak koşsun adam demeyecek.
ama hiç kimse ulan o sınava 27 bin resim bölümü mezunu girdi, bu adam ne yapsın pi sayısını pi ile alakalı en çok pi-pi çizer demeyecek.
3 şıkkımız vardı. şimdide 3 günümüz var. tartışalım ve unutalım.
normaldir, bunların bir üst modelleri çarpım tablosu bilmeden üniversite sıralarına gelir, imladan bir haber okul bitirmeye çalışırlar. bunlar normal artık, zaten sokaklara çıkın şöyle bir bakın etrafına, liselileri izleyin, cidden izleyin ileri de 50bin değil 500bin kişi matematikte sıfır çekerse, bu eğitim sisteminin değil, çocuk yetiştirdiğini sanan ebeveynlerin eseri olacaktır.
eskiden babamız bizi okula kaydettirirken "eti sizin kemiği bizim" derdi.
yani, insan en değerli varlığı olan evlatlarını öğretmenlere teslim ederdi. öyle bir tırsardık ki hocalarımızdan okul dışında bile görsek hazırola geçerdik.
derste bir konuyu anlamadın mı? yarra yedin işte. o kalın kafana sike sike sokarlardı o konuyu.
herşeye saygı vardı yahu.
istiklal marşına saygı, bayrağa saygı, öğretmene, müdüre saygı...
saymazsan da sike sike saydırırlardı zati.
ama ne zaman üç beş kıçı kırık veli çıktı "vay efendim çocuklarımızı öğretmenler dövmesin, vay efendim onların bokunda boncuk buluyoruz biz" diye diye ve özel okul ve dersanelerin de etkisiyle şımarık vıcık vıcık bir ortam hasıl oldu milli eğitimde...
etek boyları kısaldı, kulaklar delindi, küpeler takıldı, apaçi saçları yapıldı, kızlar göt çatalına dövme yaptırır oldu, öğrenciler türkçe değil, ne idüğü belirsiz bir chat dili konuşmaya başladı.
ellerde telefon, feys hesapları vesaire, vesaire derken, biz "bunların gittiği yol yol değil" diye uyarılar yaparken sınavlarda sıfır çeken bir nesil türedi kendiliğinden.
ve geçenlerde ziyan beyinlinin biri benimle polemiğe girdi, aşağı yukarı 20 defa mesajlaştıktan sonra bana yarın sınava gireceğini bildirdi.
teheyyy.
be insan evladı.
madem yarın sınava giricen ne arıyosun sözlükte be piç...!
bir de üşenmemiş benle aşık atıyor.
be yavrım, be kuzum, ben unumu elemiş eleğimi asmışım lan denyonun dölü...
bugün kontağı kapatsam 5 sene sonra her ay 10 bin tl garanti gelir getirecek yatırımımı yapmışım. sen kendini kurtarmaya baksana çocuğum...
nereden nereye...
ondan sonra "ya abi küfür ediyosun" diyorlar.
etmicen de napıcan azizim...etmicen de napıcan?
50.000 baba dışarı boşalması lazımken içeri boşalmış. toplum olarak bunlarla aynı havayı teneffüs etmek zorundayız işte.
yarabbim yaratıyor ama takip etmiyor, yapacak birşey yok...
doğru işaretledikleri soruların 4 katı kadar yanlış işaretleyen öğrencilerdir. bizim zamanımızda öyleydi, değişmediyse. heyecandandır. yoksa hepimiz aynştaynız.
şimdi 50 bin sıfır çeken varsa, 950 bin kişinin de üniversiteyi kazanamayacağını varsayarsak; yaz tahtaya 1 milyon ekstra işsiz insan
herkesin okuması, yüksek net çıkarması gerektiğini düşünen malları germiş durumdur. size ne kardeşim adamın belki o taraklarda bezi yok. herkes sınavla ilgilenmek, okula dershaneye devam etmek mühendis doktor bankacı vs. olmak zorunda mı? belki adam fırıncı, çiftçi, kapıcı vs. olacak zaten bu zekayla okusa da işsiz kalan diplomalılardan olacağının farkında, kendi potansiyelsizliğini de biliyor o yüzden kasmıyor. ha şimdi diyeceksiniz ki o zaman niye sınava giriyor bu mal? ya tutarsa hesabı giriyordur büyük ihtimal sallayıp çıkıyordur.