cari açık olarak evet büyüyecektir. onun dışında futbolda sürünmeye devam, cezayir' in karşısında bile bohçacı konumuna düştük, nüfus artıyor evet o da büyüyor, bi de herkesin büyümesi kendine tabii.
doğru bir öngörüdür.
lakin eksiktir;
bu öngörünün temelini oluşturan durumları ve bu öngörünün sonuçlarını da öngörmek zorundayız.
ekonomisi üretime dayalı olmayan bir büyüme ancak sömürücü devletlerde görülebilir.
ekonomik gelişmeler üretim olmadığı halde iyi yönde okunabiliyorsa; bunun iki açıklaması olabilir;
o ülke ya başka ülkeleri sömürüyordur;
ya da kendi halkını.
türkiye kendi halkını sömürerek varolma çabasına girmiş ve evet, büyüme katetmiştir.
daha da büyüyecektir.
o sürekli bok attığımız avrupalı kadar, hatta ondan da çok büyüyecektir.
sömürülen bir insanın sömürüye karşı çıkışında iki argüman geçerlidir;
kimsenin sömürülmesini istemiyordur;
ya da sömüren olmak istiyordur.
insanlık, bu argümanlardan hangisine sıkı sıkıya sarıldığıızla yakından ilgilidir.
ekonomik büyüme;
değerlerin kaybını birlikte getirir.
bedel ödemeye hazır mısınız?!
bu konuda bilgi eksikliğinden dolayı bir iki sene yüksek oranda büyümenin güzel bir şey olduğunu sanan insanı mutlu edebilecek olay. geçmişte de hem de çok kötü dönemlerden sonra %8-9 büyümeyi başarmış bu ülke ama nasıl? ve bu büyümenin 2 sene bile sürmeyeceği bilinmiyor muydu? iki sene sonra %1-2 lere düşen yine biz değil miydik? biz üreten bir ülke olmadıktan sonra şunları konuşmanın alemi yok zaten. yüksek faiz düşük kur ile devam edelim biz. yabancının sıcak parasına bağlı olsun hep halimiz.
(bkz: büyüt istersen)
lakin kime büyüyeceği merak konusudur. küresel sermayenin işçi cennetine dönüşen türkiye, malezya, meksika gibi ülkeler zaten hep büyümektedir. ama halkın durumu günden güne kötüye gitmektedir.