iftar için istiklâl caddesi'ndeki bir kitapçının, teras katına davetliydim. ofisten çıktığımda saat 19:30 ve kulaklarımda "sarı dolmuş" tavsiyeleri ile koşturmacaya başladım. bana kalsa metrobüsle mecidiyeköy'e gidip, oradan da metro ile taksim'e geçmek daha mantıklıydı merter'den ama şu sarı dolmuş efsanesi de azımsanacak değil ki arkadaş.
bakırköy-taksim arası 15 dakikada katediliyor.
ancak tavsiye sahibinin atladığı hayati bir detay vardı ki o da; sarı dolmuşların, akşam saatlerinde pek seyrek olduğuydu(belki de hiç yoktu, bilmiyorum).
saat 20:40 civarıydı arkadaşlarımla iftar için verilen koordinatlara ulaştığımda. yemek, tatlı, çay-sigara faslı derken saati 21:30 etmiştik nihayet.
kahrolsun kapitalizm... saat 22:00 gibi davet eden arkadaşımın vardiyası dolmuş, geri kalanlar gece 01:00 yolcusu olarak fabrika işçileri gibi çalışmaya devam eder durumdaydı. george orwell'ın, şu meşhur romanı geliyor aklıma.
taksim meydanı'na doğru yürürken bir sucu çocuk yanaştı "abi su alın, okulum açılacak" diyerek bütün sevimliliğiyle. aslında bu kovalarda satılan sulardan içmeyi çok çok önce tergemiştim. ama gene de "neden olmasın" diyerek aklayacaktım vicdanımı.
o sıra bir gümbürtü, patırtı ve sanırsın haçlı ordusu üzerine akın eden osmanlı ordusu geliyor. çok sürmedi peşpeşe 4 zabıta aracını görmemiz. ne olduğunu anlayamadan koptu elindeki kovayı sallaya sallaya okulu açılacak çocuk.
belediyelerin, kolluk kuvveti niyetine insanların, sokak sanatçılarının üzerine saldığı bu ibnelere oldum olası uyuzum. gevşek kravatımı biraz yukarı çektim ve yanımdaki arkadaşıma dik açı ile boynumu çevirip de çocuğun peşinden koşan zabıtaları görmüyormuş gibi uzatıverdim adımımı. ibneler, ensest ilişkiye girdiler resmen ve yavuz hırsız amirlerinden haberdar olduğum için elindeki telsizi kaldırdığı anda bastım kalayı;
telsizini yavaşça indirdi baş yavşak ve "kusura bakma" dedi, ömrüm boyunca gördüğüm en ifadesiz, en sıfatsız, en ibne ve ne olduğu belirsiz yüz ifadesiyle.
kolay mı lan? benim zamanımda kahramandı sucu çocuk ve en sevdiğim miting sloganıyla dilinde:
"teşekkürler"
taksim'deki zabıta terörü sahnedeydi bugün ama yol boyunca kulağımda çınlayan sucu çocuk sloganı, yersiz mutlu etti beni.