cari açık yüksek diye bağıranlar ile (cari açığın önemli kalemi olan enerji ithalatını azaltacak) nükleer enerjiye karşıyım diye bağıranların aynı kişiler olması ne kadar garip.
şimdi cari açığı bir penis olarak düşünürsek* ne olacak efendim tabii ki arada bir ileri geri hareket edecek bu fiziksel bir gerçek. merak konusu olan, bu hareketin* ne amaçla yapıldığıdır. esas mesele ise amaç değil hareketin sonunu kimsenin aklına getirmemesidir ki herkes de çok çok iyi bilmektedir sonucunu.
diyelim ekim 2011 de 9,9 milyar dolar çıktı. sonraki aylarda daha küçük rakamlar çıktı. örneğin 9,8 milyar dolar çıktı diye bir düşme eğiliminde mi bahsedeceğiz?
yılbaşından bu yana (11 ayda) neredeyse %100 artan cari açık son ay % kaç düşebilir ki? %5 mi?
%10 düşse ne yazar? %100 değil %90 artmış olur yılbaşından bu yana.
bu, doğalgaza kış başında %100 zam yapıp, yaz başında fiyatı %10 düşürünce "doğalgaz'ın fiyatını düşürdük" demeye benziyor.
evet rakamlarla da oynanıyor. kur ayarlamalarıyla gsmh 10000 dolara fırlayıverdi 1 gecede.
enflasyon sepetindeki deve eti, pinpon topuna hiç girmeyeyim istersen.
yıl sonu artış rakamını sabırsızlıkla bekliyorum. %86 mı olacak %85 mi acaba? arasında dağlar kadar fark var çünkü...
bu durumda;
kanser, deprem teşhiş edilir ama şu gün deprem olacak ya da öleceksin dersen o kehanet olur. depremde tedbir, kanserde ameliyat da bir önlemdir.
ama en kötüsü kafayı kuma gömüp, komple yunanistan gibi çuvallamak ve gelecek nesillere üçün birini bırakmaktır.
--spoiler--
hocam haberin tarihine bir baksaydın keşke.
3 hafta öncesinin haberi ayrıca cari açık beklentisinden bahsediyor. bugün ise grçekleşen dış ticaret verileri açıklandı ve rakamlar düşüş eğilimi gösteriyor.
--spoiler--
ben 3 haftadan bahsetmiyorum. bak oraya döktüm; ocaktan bu yana 46 milyondan 72 milyona çıkmış.
onlar beklentiymiş de, gerçekleşen farklıymış. ekim beklenti rakamı, gerçekleşen önceki rakama göre hesaplanmıyor mudur acaba? yoksa niye artsın ki. bakıyorlar mızrak çuvala sığmıyor, beklentileri arttırıyorlar.
ha, "yok, gerçekleşenlere göre olay çok farklı" diyorsan, gerçekleşen rakamları da sen dökersin yılbaşından bu yana, o zaman üstünde konuşuruz.
gerçi yukarıda verilen hürriyet linki konuyu yeterince açıklıyor herhalde.
demem o ki;
milletle bu kadar da dalga geçilmez, salak yerine konulmaz yahu.
açık büyüyor ve sermaye girişi azalıyorsa dövizin tutulamaması gerekir oysa ki dövizde sadece yüzde 20'lik bir artış olmuştur ki bu avrupanın sıkıntılı olduğu ortamda doğaldır.
burda teknik ayrıntıya gireceksek eğer, en başta neye göre, kime göre düşmeden söz etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekir. teknik olarak biri alttır, diğeri üsttür ama sonucu değiştirmez. açık açıktır. hatta daha betere gittiğine işarettir.
yani bir yandan ticaret açığı büyüyor, diğer yandan sermaye girişi zayıflıyor. uyan türkiyem.
Cari dengeyle ilgili beklenti, 2011 başından itibaren dönemler itibariyle şöyle oldu: (milyon dolar)
Ocak-11 1. dönem -46.938,0
2. dönem -48.413,3
Şubat-11 1. dönem -48.547,7
2. dönem -49.368,9
Mart-11 1. dönem -50.932,6
2. dönem -51.607,0
Nisan-11 1. dönem -53.537,7
2. dönem -55.548,7
Mayıs-11 1. dönem -56.964,1
2. dönem -61.009,5
Haziran-11 1. dönem -63.515,3
2. dönem -66.395,8
Temmuz-11 1. dönem -66.547,0
2. dönem -68.062,3
Ağustos-11 1. dönem -70.772,1
2. dönem -71.990,1
Eylül-11 1. dönem -71.912,5
2. dönem -72.506,7
Ekim-11 1. dönem -73.071,8
2.dönem -72.649,4
Kasım-11 1. dönem -73,600,0
dolar ve euro nun son 2 ayda %25 değer kazanması sonucu kol böreği halini alan dış borcun, bu hesabın neresine sokulduğu merak edilen durumdur. bu kafayla ev bile geçindiremezsiniz siz.