hala her sabahları ekmek kızartabilmek, akşamları kestane patlatabilmek ve tuvalete gitmek için 2 saat düşünmektir.
ankara'nın altındağ ilçesi için hala geçerlidir bu durum. geceleri inanılmaz bir is olur o tarafta. geçenlerde yolum düştü o tarafa. elimdeki sigarayı atmak zorunda kaldım. sobanın en olumsuz örneğide bu durum sanırım.
halen içinde bulunduğum evdir sobalı ev. diğer odalar eksi elli dereceyken, sobalı oda artı elli derecedir. üzerinde yapılan kızarmış ekmek ve üzerine sürülen tereyağ konusu açılamayacak kadar güzeldir, efsanedir. **
genç ergen söylemi. hayat o kadar toz pembe değil. güzel güzel doğal gazlı, alttan ısıtmalı vsvs.. evde otururken bir anda kendini köprü altında, ateş başında bulursun. sobalı evde oturanlarda ellerinde kestane sana kıs kıs gülerler.
tek sorun keşke sobalı evde oturmak olsaydı,insanların yakıcak odunu, kömürü yok biz nelere başlık açıyoruz...daha duyarlı olabiliriz, ki biz duyarlı olmazsak yaşanılası bir dünya da yaratılamaz olur...