insanların; gerek sosyal, gerek kültürel, gerek insani ilişkiler anlamında rezilliğin son noktasına getirdiği bir şehirde, osmanlı kültürüne ait obje, eser, mimari, yemek, giyim, eğlence vb şeylerin arkasına saklanma çabasıdır.
bir çağın kapanıp bir çağın açılmasına sebep olmuş rüya gibi bir kenti, birbirini kazıklamak için her gün sayısız formül uydurarak yaşanmaz hale getiren insanlar osmanlı nın bıraktığı taşın üstüne bir taş koydu mu ki bu ünvanı hakettiğini düşünecek. biz her zaman olduğu gibi .oku ağzı dili olmayan bir şehrin üstüne atalım "istanbul kültür başkenti mi pehhhhh" diyelim en iyisi.
istanbul'a çok çok az katkısının olduğunu düşündüğüm, avrupanın çaldığı bir parmak baldır. almanya'nın, macaristan'ın ufak şehirleriyle avrupa ve dünyanın devinin bir tutulmasıdır. bir expo istanbul'a veya türkiye'ye çok yakışırdır.
3 tane dandik etkinlikle kendimizi kandırdığımız durum, ancak gönüllerde başkent olur. ayrıca bu başkentliği iki dandik avrupa şehriyle paylaşmaktayız..
en ufak bir yağmurda onlarca insanın öldüğü, elektriklerin gün boyu gidip geldiği, suların kesildiği, ulaşımın felç olduğu; süper ülkenin süper şehri istanbul.
macaristanın pecs şehri de bu ünvanı istanbul ile paylaşmaktadır ayrıca çok daha küçük olmasına rağmen bu ünvanı istanbuldan daha başarılı taşıyabilmektedir.
selin zararları etkileri 3 aya kadar unutulur gider.ve bizde millet olarak göğsümüzü gere gere 2010 avrupa kültür başkenti istanbul deriz.ne de olsa balık hafızalı bir toplumuz.
bütçesinin 2010 yılı düşünülerek oluşturulmadığından yani çok iş az maaş olduğundan yakında 200 üniversiteli gencin bu organizasyona gönülülük esasına dayanarak katılmasına yönelik ilanlar görmemiz an meselesidir.