genci,yaşlısı,küçüğü,büyüğü ne yana bakarsanız bakın hepsinin en büyük dertlerinden biri hatta en büyük derdi işssizliktir;okumuş tahsil görmüş insanların yarım ekmek köfte parasına olmadık işlerde çalışmak zorunda bırakılması bile yaranın ne kadar derin ve ne denli dipten geldiğinin çarpıcı alametlerinden biridir.
''efendim kimse acından ölmez nasıl olsa bir iş bulur çalışırız.'' mantığı da işsizliğin arkasından tetiklenen tembellik hastalığıdır.şöyle ki insan çalışmadığı süre içerisinde:plansız programsız ve hantal yaşamaktan kaçamaz;gece geç yatar,sabah kaygısız kalkar,bunlar avantaj gibi gözükse de;kişinin maddiyatından başlayan psikolojik süreci maneviyatını da yavaş yavaş çökertir.güvensizlikle başlayan bir sürü sendrom insanın yakasına yapışır;ama yakadan nasıl düşürülür bu kronik sıkıntılar onu da allah bilir...
günler su gibi geçer de ;üzerindeki depresif hava bir türlü geçmez,artık sokağa bile çıkmak istemez;öyle ya birileriyle karşılaşacak ve kendinden bahsetmesi gerekecekti ama günden güne yitirilen umutlar ve spesifik yaşamın düşürdüğü boşluk duygusu zaten içekapanık,insandan kaçan bir hava oluşturmuştu üzerinde.tam benliğiyle girdiği çatışma durulduğu sıralarda konu komşu,akraba hısım vb. kitlelerin içinden gelen çatlak sesler üzerindeki çatışmayı tekrar ateşlemeye yeter de artar bile:
annesi-oğlum bir iş bul çalış bak nejla hanımın oğlu bankaya girdi,anasının havasından geçilmiyor yavrum.
erkek kardeşi-artık bir yerden başla,kimseye muhtaç olma.
vesaire vesaire şeklinde ardı arkası kesilmeyen nutuklar yüz gram huzurunu da alır götürür,halbu ki sınavlara girmiş,çeşitli işlere başvurmuş,bu zaman diliminde elinden geleni de yapmaya çalışmıştır;insanların bunu bir ayıp bir suç gibi algılaması,onu içten içe yaralar;en kötüsü de bu konuda dertleşecek kimi kimsesi yoktur.bu şartlarda duygusal anlamda bir ilişki de yaşaması mucizedir;çünkü her şey masraf,herkes muhalefettir...
buna rağmen isyan etmez,yaşadığı vatanı toprağı hakir görmez,kimseleri kırmaz gücendirmez,aldığı nefeslere şükrederek en azından yaşamına devam eder...
efendim işte böyle, işsizliğin sağdan soldan getirdiği sendromlara yakalanmış bir insanın hayatından küçük bir kesit izlediniz,teşekkür ederiz...