Kimileri gibi Bodrum'da bir tarafımı güneşletirmiyordum. Söz konusu o yaz oluşan kriz bizi de vurmuştu. Haftalık 15 tl parayla pazara gidip domates patlıcan alarak gelirdim. Annem ise bahçelerde ot toplar kavurur yerdik.
Böyle bir şey işte. Kriz olarak en kötü olduğum nokta idi. Buda böyle bir anı.
ehliyetimi kaptırmıştım ilk defa alkolden. sonra 2-3 uyuşturucudan derken yalama oldukta. neyse ceşme yeni yeni patlıyordu o zamanlar ne karı ponpişlemiştim o yaz.
hadi deli oğlan, bas gaza aşkım bas gaza, tuğba ekinci kondom, euro 2008, ilk kez uygulanan sbs sınavı ve son kez uygulanan oks, rusya-gürcistan savaşı, ergenekon davası.
hayatımın en güzel yazlarından biri olmasına rağmen hayatımı adeta kökünden ayrılan bir ağaç misali ikiye bölen yaz...
vatani görevimi yapıyordum hayatımda görmediğim göremeyeceğim yerler gördüm. yüksek dağlar sarp kayalıklar berrak tertemiz sular dereler ovalar çayırlar altın gibi parlayan ışığıyla bize yol gösteren yarenlik eden dolunay.
Çok kötü bir seneydi dayım battı ve babam işsiz kaldı... Sonra oturduğumuz ev kentsel dönüşüme gireceği ve ablamın da işyerine yakın olduğu için Ankara’nın bir ucundan diğer ucuna taşındık ve ben uzun bir süre okulu değiştirmemek için bizimkilerle kavga ettim (sonunda başarılı oldum)… yeni taşındığımız semti hiç sevemedim, eski mahallemiz gibi değildi… Of şimdi düşününce bile depresyona giresim geldi be.
ilk maçımız portekiz maçını izlediğimiz arkadaş ortamı geliyor ne güzel günlerdi be. daha 22 yaşında civa gibiydim şimdi bedenim sağ ama ruhum terk etti bedenimi..