polis burda hatalı, sadece kolunu değil ağzını burnunu kırmalıydı o küçük bölücü tırtonun. burda gelip "ufak çocuk yhaa kıyamam ki ben onaa canııım" diye konuşmak ne kadar da kolay. devletin polisine ne hakla taş atabilir o küçük şerefsiz sempatizan. "faşistsiniz" diye öten yazarcıklara da soruyorum o şerefsizi bıraksalardı da bikaç polisimize daha taş mı atsaydı, yaralasaydı. burda polisi düşünen yok. o laleyi sevsen de, dövsen de fikri değişmez çünkü çevresindekiler bölücü. daha küçükken ağzını burnunu kıracaksın hatta sakat bırakacaksın ki ileride dağa çıkıp askerimize kurşun sıkmayacak.
bırakınız kırsınlara alternatif;bırakınız bölsünlerdir
helal olsuncular, bacağınıda kırsıncılar bu ülkeye hiçbir zaman çözüm getiremeyecek fantastik fikirlerdir.
doğuda yıllardır akan kanın sorumlusu,tek basına, oradaki halk değildir.
zamanında kırılmamış/kırılamamış ve hala kırılmak istenmeyen kolların götümüze girmesi sonucunda; el-kol hareketi çekenlere karşı gösterilen küçük bi atraksiyonda adı geçen polistir...
suçlanacak; ne o, ne de yaptıklarından habersiz olan küçük çocuktur...
çocukları, kadınları, dini; kendi iğrençliklerine alet edip, meydanlara çıkmaya yüreği ve bilumum organları yetmeyen hayvan müsvetteleri suçlanmalıdır!
bir maaş fazla ikramiye verilmesi gereken polistir. adam işini yapıp pkk sempatizanlarını engelliyor, bizim içimizdeki hümanist denyolarda ''ahh çok yazık katil polis, faşist polis diyor. ilginç gerçekten...
bacagini da kirmasini bekledigimiz polistir ama ne yaziktir ki kirmamistir. gel gelelim kirik kollu sempatizanin bundan sonra türkiye yi sevip sevmeyecegi konusuna. ellerinda apo posterleriyle tasidiklari anlami düsündün mü hic? hani kundaktaki bebegin kalbine sıkılan pkk kursunu vardi ya, onu sıktıran apo vardi ya, bildin mi? ha iste onu sever bu gencler. sucu günahi olmayan insanlari katletmeyi sever. sen bundan sonra türkiye yi sevip sevmeyeceginden bahsediyosun. birak be.
kemal atatürk bir davette kendisine ters ters bakmakta olan bir ingiliz'in yanına yaverini gönderir, neden böyle baktıgını anlamak için. ingiliz der ki: "mustafa kemal çanakkale'de babamı öldürdü"
atatürk'ün cevabı ise şudur: "sor bakalım babasının canakkale'de ne işi varmıs?"
işin özü, yere yatırıp sikmek suretiyle öldürse de polis haklıdır. ne işi var 15 yasındaki gencin orda. çocuk da değil ayrıca kazık kadar eleman..
kol falan da kırılmıyor..
aslında kendisi güzel bir turnösol kağıdıdır. bahsi geçen kokuşmuş terör örgütüne kimin sempati duyup duymadığını en güzel ortaya çıkaran polistir. unutmayınız ki, bu örgüt ve yandaşları er geç bu ülkeden kazınıp gidecek, sizler de öyle. mezar taşınıza da artık "biji serok apo, yaktın lan beni gavat" falan yazdırın olur mu canlar?
içinizdeki insan sevgisini yiyim be, murolar sizi...
ülkemdeki mazlum rolüne bürünen sempatizanlarıda bize gösteren polistir.
neymiş efendim 15 yaşındaki her kara gözlü terörist sanılıyormuş. valla helal olsun bireyselliği genele yansıtmak için elinize geçen her fırsatı değerlendiriyosunuz. 7 aylık bir köpeğim var evimde yapma dediğim şeyleri yapmamayı 3 aylıkken öğrendi ama bazı insanlar hala bunu anlayamıyor. ulan devlet şu tarihler arasında nevruzu demokratik bir şekilde kutlayabilirsiniz demiş. siz kalkmışsınız 15 yaşındaki çocuğun eline apo posteri verip polisi taşlaması için meydanlara salmışsınız.
ne için, polise taş atsın ortalığı savaş alanına çevirsin diye o gösterilerde yaralanan bir çok güvenlik görevlisi vardı nerden biliyorsunuz o çocuğun attığı taşlardan birinin orda görevini yapmaya çalışan bu vatanın polisini yaralamadığını. yahu aramızdaki mallara şunu öğretemedik terörizm illaki eline silah alıp dağa çıkmak değildir. dağa çıkanla anladığı dilde konuşabilirsiniz ama asıl önemli olan onların şehirlerdeki taraftarlarını pasif hale getirmektir.
kimse şunu sorgulamıyor; 15 yaşındaki bir çocuğun orda işi nedir? amacı nedir? kime hizmet ediyor?
yok polis yolda evine ekmek götüren çocuğu çevirdi kolunu kırdı a.k. nevruz baharın gelişi için kutlanan bir bayramdır, pkk'nın veya apo'nun gövde gösterisi değil, bu bayramı bu hale getirenin kafasınıda, kolunuda kırmak mübahtır.
ne çabuk unuttunuz ulan şu an suçladığınız polis daha 1 ay önce kendisine taş atan çocuklara muz dağıttı. gidin doğuda görev yapın o ortamın stresini yaşayın her dakika ölüm korkusuyla yaşayın sonra çıkıp burada humanizm palavraları savurun.
mersinde bayrağı yakanlarda güya çocuktu..
çocuk bile olsa orada ne işi var ki?
büyüdüğünde ne olacak bu çocuk?
bu çocuk bu yaşta oradaki olaylarda ise.. ailesi buna müsade edip gönderiyorsa yarın örgüte katılmasınada müsade edecektir ve askere kurşun sıkacaktır.. kolunun kırılması biraz daha çocuğun kendi vicdanınca meşrulaştıracaktır fakat iki ihtimalde de sonuç değişmeyecektir. kanaatimce bu işi uzatmanın anlamı yok.. örgüt zaten kullanıyor kadınları ve çocukları.. ve ayrıca o cocuğun kolunun kırıldığına da inanmıyorum ben. bu tamamen provokasyon.
polislere bir faşistlere iki o çocuğu oraya yollayan ana babaya üç. bu ülkede ezilen bir kesim yok, bütün halk burda zkilen. asgari maaş 400 ytl iken onu güya mecliste temsil edecek adam 6 7 milyar maaş alabiliyorsa bunun sorumlusu halktır, konuşmayı iyiyi kötüyü ayırd edemeyen zihinleri ilkokul 1 den başlanarak köleleştirilmiş insanlardır. onların verdiği kadar yersin onların müsade ettiği kadar yaşarsın, eşitlik anlayışın onlarınkiyle ne kadar çakışmıyorsa eşitsin. hayat hepimizi zaten becericekken zahmet edip sevişme pozisyonunu siz seçin bari be. onların yarattığı çukurda boğulmaktansa kendi çukurunuzda boğulun. yeter lan diyesim geliyor, yeter lan!herkesin zihni saçma sapan ideolojilerle dolmuş, beyinleri yıkanmış, bir taraftan küfür ederken bir taraftan küfür ettiğinin bokunu yiyor.şehirdekine üzülüyorum dağdakine daha çok üzülüyorum,yazık be arkadaş, en aşağılık küfürü bile layık görmediğim insanların çıkarları için harcadığın ömüre yazık.oturup konuşmak varken sarıldığın silah sadece karşındakini değil senin insanlığını da öldürecek.
bu 15 yaşındaki kara gözlü çocuklardan "daha şanslı" olanlarının orda polise taş atmak yerine, dağlarda kalashnikov'larla bizim askerlerimize kurşun sıktığını bilmeyen teletubbies gençliği tarafından mağdur gösterilen o çocuğun kolunu resmen koparan(!) polistir ayrıca. ay canım kıyamam ben o çocuğa... onun eline taş yerine ver bakalım bir ateşli silah, kıyar mı orda bize...
polis olduğu bile şüpheli birisinin kolunu çevirdiği bir çocuğun youtube'a yeni düşen videosudur. gördük ki youtube'un açılması bize yaramamıştır. farzedelim ki oradaki kişi gerçekten polis ve o kolu gerçekten kırıyor, 12 asker kurşuna dizilirken pkk mensuplarına terörist yerine gerilla denirken şimdi niye faşist tece? ''turkish cop broken kurdish child's arm'' diye ibraniceden tut galceye kadar zaten zibilyon dilde zibilyon tane ajitasyon ritüeli sergileniyor. en iyi erkek oyuncu dalında polis rolündeki mahalle bakkalına 6, en iyi yardımcı oyuncu rolünde ıslahevi kaçkınına 4 verdikten sonra cıks olmamış deyip videoyu flagliyor, önümüzdeki provokatörlere bakıyoruz.
(bkz: helal olsun)
bunlara, bu bölücü taşkınlıklarına karşı değil gerçek mermi, plastik mermi bile kullanmıyorlar ya, o da bizim polisin mallığı mıdır yoksa yasalardan mıdır bilemeyecem artık... belki de kullanıyorlardır ancak mağdur durumdakinin çoluk çocuk olması bizi ilgilendirmez, çocuklarına bi şey olmasın istiyorlarsa zaten anaları babaları kılığındaki insancıklar bu çocukları öyle meydana salmaz. böylesine yurt bütünlüğüne düşman bir etkinliğe alet olmaları için salıyorlarsa o çocuklar kendileri için pek bir şey ifade etmiyor demektir. dolayısıyla orda o çocuğun kolunu büken polis değil aslında aileleridir. kanımca polis, ordaki olaylara aşırı tölerans bile göstermiştir. bu tölerans da bir yere kadar, kendilerine taş,molotof vb atan tiplere hafize ana şefkatiyle yaklaşacak halleri de yok her ne kadar bunu yapan velet de olsa.
ben o polisin yerinde olsam kafasını kırardım. s.ke s.ke de vatanını sevecek birader.
onu bilmem ne tv de (adını ağzıma almıyorum, osurarak söyleyemeyeceğime göre) sürekli göstereni de islatıp islatıp döverdim.
sözlüğümün libidoya ve kürtlere gelince konuşan, hümanist yazarlarının da bunu kınamasına (polisi) hiç şaşırmadım, sonucta siz o çocuğu oraya gönderen, söylediği sözleri diline koyan i.neleri hesaba katmazsınız.
siz o polisin yerinde olsaydınız, çocuğun kolunu kırmazdınız doğru, karşı safa geçer arkadaşlarınıza taş atardınız.
açıkcası o çocuk benim olsa da, ben o çocuğun yerinde olsam da o polise helal olsundur. ebeveynleri ve g.t tv de bunu acıtasyon yapacak, yapmaya devam edecektir. olsundur, tarihte kimse çocukları kullanarak kazanmadı, yine kazanmayacak.
adamlar ya bebek vurur, ya çocuk öldürür, ya da kendi bebelerini bize yollar acıtasyona...
sizde bunu yersiniz, akşama sıçarsınız... afiyet olsun yarasın...
Öğrencisini döven öğretmen , vatandaşını azarlayan politikacı , işçisini ezen patron , vatandaşını döven polis ve jandarma örnekleri ile oligarşinin totalitarizmini ve kurumlarını teşhir eden bir manzaradır.
gösterici vs polis karşılaşması; burada bir iyi taraf var bir de kötü taraf. biri kuralları çiğniyor, toplum düzenini bozuyor diğeri düzeni sağlamaya çalışıyor. göstericinin savunulacak nesi var?
kolu kırılan çocuk şimdi onu yapar bunu yapar deniliyorda, bunların hepsinin kolu mu kırıldı da vakti zamanında böyle eylem yapıyorlar yahut dağa çıkıyorlar? diye sorulası olaydır.