elleri dert gormesin polisidir. bir kac sene once denizli'de oynanan bir super lig macinda bu polis abimizin bir meslektasi tribunde bir takim istenmeyen olaylar oldu diye sahsima jopla vurmus ve kolum catlamisti. fakat kor talihime bakiniz ki bu olay bir pkkli picin kolunun kirilmasi kadar ses getirmemis, sozluk ortamlarinda adima baslik acilmamisti. biji apo diye bogurmek, ekmegini yedigi devlete sovmek gerekiyor demekki kolunuzun kirilmasinin bir onem teskil etmesi icin.
bu polise hakaret ettim mi içimden? ettim. neden? kameralar önünde şov yaparcasına bunu yaptığı için. eylemci çocuk yakalanmış iyi güzel, çocuğun bir taşkınlığı var mı ağlamaktan başka? hayır yok. o zaman tutarsın kolundan bindirisin ekip arabasına haydi yallah. şovunu yapmışsın, bu görüntü avrupa'daki pekçok televizyona servis edilmiş hem de "kol kırıldı" diye.
bu görüntüler ekranlarda dönmeye başladıktan sonra hakkari emniyeti'nden bir yetkili çıksa basın toplantısı yapsa, yanında da çocuğu getirse ve "kolu kırılmamıştır" dese, yapılan haberler asılsızdır dese çok daha iyi olurdu. görüntülerde kolun kırıldığı veya kırılmadığı net değil ancak kırılma intibası yaratmıyor değil. emniyet'ten "çıt" yok.
polisin psikolojisi elbette önemlidir ancak, sen polissin arkadaş! o eyleme karşı gitmişsen sinirlerin demir gibi olacak. grup seni taşlarken ister plastik mermi sık, ister copla, ister gaz bombası at. ama elemanı yakalamışsın, elemanın kurtulma gibi bir çabası yok, neyin gösterisini yapıyorsun, neyin hıncını alıyorsun? eğer illa ki, böyle muamele yapılacaksa senin polis olmana gerek yok. devlet boşa maaş ödemesin, sal ülkücü gençleri daha beterini yaparlar.
gemide adlı filmde idris kaptan, kamil'e bir işi yapmadığı için azar kayıyordu, "ulan oğlum zaten g.ötümüzde ayı bağırıyo" o hesap, zaten g.ötümüzde ayı bağırıyo, neden propagandaya malzeme verirsin arkadaş?
işinize gelince özgürlük demokrasi, işinize gelmeyince de yanlış bir uygulamayı faşizan duygularla savunmayın.
kendisine taş atan çocuklara çikolata veren polis amirlerini alkışlarken, bu eylemi yapan polisi de alkışlamak ne yaman çelişkidir?
görüntüyü şimdi izledim, gördüklerime inanamadım yahu. milletin gözü önünde bunu yapan polisi dört duvar arasında düşünemiyorum bile.
bu bir çocuk ve acımasızca kolu geri kıvrılıp kırılıyor, sonra da sağduyu bekleniyor oh ne ala.
bi kere adı üstünde "eylemci" çocuk. polis de aklından "dur şu çocuğun kolunu bacağını kırayım off ne zevkli ya" diye düşünmemiştir. gözaltına almak isterken kırılmıştır. ayrıca şöyle bişey de var; o çocuğu polis gözaltına almasa, alırken kolunu da kırmasa, o çocuk o polisin kafasını kırmaya hazır. polislerin de psikolojisini düşünmek gerekir. yeri geliyo o bacak kadar çocuklar ellerinde taşlarla polise saldırıyor. 3 kuruş para alıyosun, 5 yaşında velet gelip kafanı gözünü yarmaya çalışıyor. kafa mı kalır lan insanda.
Terör örgütünün istediği sonucun alındığının kanıtıdır. Kandil'de tırım tırım gazlayan cengaverler şehirlerde çocukları ve kadınları meydanlara sürüp güvenlik güçlerinin şiddet kullanmasını bir şekilde sağlıyorlar ve tüm dünyaya israil askerinin filistinli çocuklara yaptığının aynısının kendilerine yapıldığını söylüyorlar. Oradaki güvenlik güçlerini kimse kınamasın bence. 24 saat can emniyeti olmadan görev yapmak, acaba çocuğuma mı saldıracaklar, şu gelen canlı bomba mıdır, şeklinde akla ziyan bir yaşamın doğal sonucu olsa gerek. elbette hoş değildir, ancak bu ülke ve o bölge için azdır bile... başka ülkenin emniyeti olsa, bu kadar gerilimli yerlerde hareket eden her nesneyi vururdu, böylece kırık kol filan kalmazdı! okul labında iskemleye oturup, youtube'dan görüntü izleyip demokrat demokrat yorum yazmak kolaydır.
eleştirel tek kelime edilmemesi gereken olaydır. eleştirmeye kalkarsanız pkk sempatizanı ve hatta hiç alakanız olmadığı halde örgüt üyesi ilan edilmemeniz imkansızdır. bu olayın aslında türkiye'nin imajına zarar verdiğini anlatmaya çalışırsınız, polisin bir yargı mercii olmadığını vurgularsınız, aynı polisi hırsızlara, soysuzlara karşı da bu şekilde görmek istediğinizi belirtirsiniz, o çocuk cezasını almayacak mı kanun önüne çıkmayacak mı zaten diye düşünürsünüz yok yok denemeyin bile. sonu çok kötü olur, mimlenirsiniz şerefsizim.
sadece şunu belirtmek istiyorum; onlardan ne farkımız var?
polis kontrolünü kaybederse eğer, değil nefret ettiklerimizin, bizim bile ağzımıza sıçar. bunu unutmayın da sonra siz de kolunun akibeti belli olmayan çocuğa işkenceye devam edin.
kimse kimseden daha iyi değil işte.
Bir yanda polisin davranışını vahşet olarak adlandıran hümanist grup. Ki aralarında elbette örgüt sempatizanları da var.
Diğer yanda, daha önce bahsettiğimiz tedirginliği yaşayan, sütten ağzı yandığı için yılanın başının küçükten ezilmesi gerektiğini düşünen, artık çocukları bile tehdit olarak algılayan milliyetçi grup.
Al birini vur ötekine.
Ne oldu lan apo diye bağırdın da abilerin madalya mı taktı inek? Devlet mi kuracaksınız kıçınıza başınıza bakmadan?
Ya sen kol kıran dingil, çift maaş mı aldın bu ay? Tüm dünya senin için barbar dedi. Sayende bizim de adımız barbara çıktı.
ikiniz de ülkenin geleceğini çalan hırsızlarsınız.
Biri terör örgütü sempatizanı diğeri devletin polisi. Ama aralarında hiçbir fark yok.
işte bizim geldiğimiz nokta budur.
Kafasını da kırsaydı diyenlere derim ki, eğer türkiye bir sosyal hukuk devleti ise, o polisin yapacağı tek şey, çocuğa işkence etmeden yetkili makamlara teslim etmektir. Çocuk devletin himayesine alınmalı ve içine düştüğü hata gösterilmeli ki, yanlış tarafta olduğunun bilincine varsın.
Ama siz ne yaptınız? Onların tezini desteklediniz. Adam zaten kimbilir hangi dürzünün gaza getirmesiyle devlete karşı çıkıyor, zalim devlet diye düşünüyor, sen onu haklı çıkarıyorsun.
"Gel evladım, bak devlet zalim değil, devlet evladına kucak açar, korur" deseniz ölür müydünüz?
Türkiye bir üçüncü dünya ülkesidir. Türkiye bir kabile düzenidir.
Afrika'daki masai kabilesi mensupları dahi bizden medeniyet olarak çok ilerdedirler.
Bu arada teknoloji medeniyet olmuyor.
Son olarak bu provokasyonda emeği geçen herkesi kucaklıyorum. Aferin iyi düşündünüz...
mini mini bir veledin, ufacık tefecik bir bebenin kolunu uf eden kaka polise tuu.
görevini kötüye kullanan, halkı galeyana getiren, can yakan, kolu yene sokan polise tuu.
olmaz böyle şey, yok böyle mantık. yahu onküsür senedir kaç çocugumuzun canına kıyılmış, kaç çocuğumuzun yüreği yanmış! bizim pek bir hümanist görünümlü hain kucaklayıcısı arkadaşlarımız o zorluklar arasında, onca itin içine düşmüş bir polisin kol kıvırmasını ayıplıyor, cop sallamasını yuhalıyor. her şeye muhalif olmanın iyi bir şey olduğunu sanmanın getirisi olsa gerek bu tavır.
alternatif önerileriniz nelerdir bi deyin bakim hele. "polisler pembe kask taksın, cop yerine dikeninden arınmış gül kullansın" mıdır?
efenim "onbeş yaşında çocuğa öyle muamele edilmezmiş, edersen insanlar da dağa çıkarmış." hangimiz şiddete maruz kalmadıkta, şiddete maruz kalanın bundan sonra yapacağını haklı görürsünüz?
bu ülkenin bütünlüğüne, bunca vatandaşın geleceğine taş atma cesaretini gösterebilen her insanın tepesine fiske vurulur, ileri giderse götüne de koyulur. gücüne gidiyorsa gidersin o meydanlara, "çocuklara yapmayın evladım" diye telkinlerde bulunursun. ama o çocuklar; orda seni, yarın öbür gün de ananı sikerse sümüğünü çeke çeke o polise sığınırsın. oldu mu canım sempatiğim, sempatizanım?
o çocuğun yaşadığı ülkeyi sevdiğini de nereden biliyoruz? Müneccim dalgası mı yedik? Ben şahsım adıma yemedim. Ayda 3-5 ytl ye vatanını satan kendi halkını öldüren bu çocuğun bir kaç yaş büyükleri değil mi?
tabi ki, bu polisin yaptığını haklı çıkarmaz ama, o çocuk için yaptığınız öngörüyü bir de polis için yapın bakalım.
üç otuz paraya canı tehlikede görev yapıyorsun ve görev yaptığın yerdeki herkes senden nefet ediyor. Psikolojin nasıl olurdu? hadi bakalım bir de buna cevap verin empatikler sizi.
Sizin gibi hümanistleri ben çok gördüm. bana bunlarla gelmeyin. düdük makarnaları...
demokrasi oyunu oynamayı herkes çok seviyor bu ülkede, ulan o polise taş atılırken polis demokrasiden bahsetmiyot, askere kurşun sıkılırken asker demokrasiden bahsetmiyor, arabalar ateşe verilirken haber sadece eylem adı altında veriliyor, ülkücüler dtp binası taşlıyor demokrasi aranıyor, dtp'liler ülkücü binası taşlıyor ses yok, bırakın lan kandırmayın kendinizi basit kürtçülük oyunlarıyla milleti birbirine düşürmeyin, kürt-türk kardeştir diyoruz ama sadece biz diyoruz onlar hala taş atıyor, daha geçen gün polis bir kaç çocuğa ders vermedimi? demek ki bir boka yaramamış adamlar anlamıyor, polisede bir çift sözüm var, ulan o çocuğu yakalayana kadar yakalasana içlerinden büyük biriyi .
PKK tarafından ödüllendirilmesi gereken polistir.
(bkz: faşist ayıracı başlıklar)
efendim diyorlar ki o çocuğun orda ne işi var. orası neresi sen biliyor musun? orası belki çocuğun mahallesi. belki evine ekmek götürüyordu sadece. nerden biliyorsun? bilmiyorsun. çünkü sana göre o çocuk bir kürt ve nasıl muameleye tabi tutulursa tutulsun, hak ediyor. Ya da diyorlar ki, o kol kırılmamıştır, kolur kırılan öyle durmaz. Diyorlar ki polisin de pskolojisi bozulmuştur. polisin yüzüne bakınca ve işi nasıl soğuk kanlılıkla yaptığını görünce psikolojisinin nasıl bir durumda olduğunu anlıyoruz zaten.
bütün bunları geçtim, hadi farzedelim o kol kırılmamış olsun. ama sonuç olarak ortada böyle bir video vardır. ve belkide üstleri tarafından ödüllendirilecek olan bu polis e bir ödülde PKK tarafından verilecektir. niye mi? çünkü örgütün bahsettiği faşist devlet iddialarına bariz kanıt oluşturacak. avrupa kamuoyunda örgüte pozitif etki sağlayacak. ülkemizde bulunan dağa çıkmak ile çıkmamak konusunda tereddüt içerisinde olan örgüt yandaşlarının o tereddütleri örgüt lehine bozulacak. ve o çocuk, 5 sene içinde, askere kurşun sıkacak. işte o polis bunları gerçekleştirmiştir. PKK tarafından ödüllendirilmelidir.
bunlara karşı çıkacak olan, türkiyenin yakın tarihinden haberi olmayan bünyelerin, diyarbakır cezaevini araştırmalarını öneririm. araştırsınlar ki, ordan serbest bırakılan yüzlerce kişinin, PKK'nın çekirdek kadrosunu oluşturduğunu iyice öğrensinler. Ayrıca bana inanmıyorlarsa Yalçın Küçük'ün bu durumla ilgili konuşma kayıtları ve kitapları vardır onlarıda okusunlar.
bunca yıldır avrupa şöyle der avrupa böyle der diye diye kaç eve ateş düştü bilen varmı, soruyorum o çocuğu koruyanlara siz hiç şehit haberi aldınızmı sokarım avrupaya bana ölenlerimi geri getirecek mi?
mahalle her zaman ki gibi neşelidir fakat mahallede ki en yakın arkadaşınız askerdediri, onun döneceği günü beklersiniz planlar kurulur derken arkadaşınızın evinden acı bir çığlık yükselir, herkes oraya toplanır aslında tahmin edersiniz ama dile gelmez söylenemez, evet arkadaşınız şehit düşmüştür, sebep ? biz hak arıyoruz diyerek bu ülkenin sınırlarını kullanıp kaçakçılık yapan ! her türlü pis işin içinde bulabileceğiniz o savunduğunuz kişiler arkadaşınızı vurmuştur..
polis çocuğun kolunu kırmış vay vatan haini faşist vay, naptın lan sen ayıp değil mi, üç kuruş maaş alıyorsun birde utanmadan adımızı lekeledin !!!
en asil duyguların insanıdır. çocuk olmasına karşın üzerinde "türkiye cumhuriyeti" üniformasını taşıyan bir polise taş atan kim olursa olsun bunu hak etmiştir.
çocuklarını canlı kalkan olarak kullananlar utansın, kendisine taş atan kolu kıranlar değil.
halkı ne ki polisi ne olsun dedirten durumdur. milletçe yakıp yıkma, talan etme, var olan huzur ortamının battığı rahatlıkla arada sırada böyle sinir stres atmalar yaşanıyor ülkemizde. birey olarak herkesin tutum ve davranışlarından sakinlik beklemek siyasilerin ve partilerinin toplumsal mutabakat sağlayıp barış ortamı yaratması kadar zor bir olaydır.
türk polisinin şiddete olan eğilimi yıllardır eleştirilir durur. ama kimse demez ki yahu bu adamlarda insan senin, benim, onun arkadaşı olan polislerdir. kendini bilmeden başkalarını eleştirmek ahkam kesip sallamak kolaydır. onlar ne kadar manyak kafayı yemişse sen de o kadar akilane değilsin unutma.
çocuk 15 yaşında ise 7. sınıf değil 10. sınıf öğrencisidir.kendini koruyamaz denmesi de ayrı bir saçmalık o çocuklara dağlarda ellerine silah yanlarına da bir kaç kişi verdiğiniz zaman bunlar karakol basmaya giderler.ayrıca bu çocuklara ne kadar iyi davranılırsa davranılsın o kücücük beyinlerinin içine yerleştirilen fikirleri değiştiremezsiniz. ve bu çocuğu karakola götürdüğünüz zaman anında serbest kalacaktır.çünkü yaşı tutmuyordur.
kol kırılır yen içinde kalır...
vatanımızı! potansiyel bir teröristen kurtaran vatansever!, kahraman polisimizi canı gönülden kutluyorum!!!
muz verdik yemediler, oyuncak verdik oynamadılar ülkenin bölünmez bütünlüğüne, anayasının bilmem kaçıncı maddesine karşı geldiler ya! vurun abalıya, ezin yılanın kafasını küçükken, eğin ağacı yaşken...
vatanseverlik! ülkende ki tüm insanları sevebilmek değil, sevmeyeni s.kmek değil mi zaten? yoksa bize mi yanlış öğretildi ?
17 yaşında ki çocuğu mahkeme kararıyla bir gecede 18 ini doldurmuş olarak gösterip idam etmişiz biz bu vatan! için bi kol kırılmış çok mu ?
elimize olsa topunu sabun yapıp vatana! millete! bi hayırlarının dokunmasını da sağlarız ama ah şu elimizi kolumuzu bağlayan yasalar, insan hakları bilmem neler yok mu?...
neyse vatan sağolsun...