insan hayal ettiği müddetçe yaşarmış. kimse kimseye elbette büyük hedefler koyduğu için kızmamalıdır. ama hedefler de az biraz gerçekçi olmalıdır. yöneticin de, furbolcun da, ülkedeki furbolunun da seviyesi dünya çapında olacak ki, böyle hedefler koy. ha tersi örnekler yok mu, var ama istisna.
aslında bu "büyük hedefler koyma", biz yaparız, ederiz, niye olmasın, kendimize güvenelim modası hıncal uluç ve bir kaç yazarın ortaya attığı ve tuttuğu bir şeydir. artık öyle oldu ki, uefa'da guruptan çıkması mucize olacak ya da hadi çıktı diyelim, bir sonraki tura geçmesi olası olmayan takımlar bile neredeyse uefa da finali hedefliyoruz falan demeye başladılar.
başarı tesadüfi birşey değildir. emek ister. futbolda başarı ise bunların yanında para, vizyon vs.isteroğlu ister.
aziz yıldırım gönlünden geçeni söylemiş, de gönülden neler geçmiyor ki, ama işte o kadar kolay değil bu işler.
100 milyon dolar reklam ve tv gelirleri olan ,70 binden aşağı kombine satışı olmayan, dünya futbolunda yetişen her yıldızın hayallerini süsleyen ve hepsinden önemlisi şirket gibi yönetilen barca, manchester, o.lyon, real madrid, bayern, milan, liverpol, arsenal ve bunlar gibi takımların arasından sıyrılıp bu kupayı almak maalesef şu an için evet doğru utopik bir kavramdır.
ancak futbol denen bu oyunun tarihine baktığında inanılmaz, destansı mucizeler ve süprizler olduğu göz önüne alındığında ''pis bir gülümseme ile neden olmasın '' diye düşünmüyor da değil insan.
Gündeme gelmesi bazı kesimleri * mutlu eden ifadedir. Şöyle ki:
1) Türkiye'deki bütün takımlar bu başarıya ulaşmış, sadece Fenerbahçe şampiyonlar ligi şampiyonu olamamıştır. Bu sebepledir ki diğer takım taraftarları bu konu açıldıkça güler eğlenirler, çünkü kendi müzelerinde olan bir kupa Fenerbahçe müzesinde yoktur.
2) Türkiye'de Fenerbahçe hariç diğer bütün takımlar gelişimlerini tamamlamış, idari ve mali yapılarını sağlam temellere dayandırmışlardır. Bu durumda hiç bir derdi, tasası ve gayesi kalmayan bu takımların taraftarları her fırsatta Fenerbahçe gibi gereksiz bir takımla uğraşarak boş vakitlerini doldurmak isterler.
Peki bu bazı kesimlerin içinde bulunduğu dar çerçevenin dışına çıkıldığında neler görünüyor acaba? Bir bakalım:
1) Chelsea gibi bir takım bile şampiyonlar ligi şampiyonu olamamışken Fenerbahçe'nin bu durumuyla dalga geçenlerin oluşturduğu ilginç komedi!
2) Hadi tutunacak tek bir dalı kalanları geçtik de... Fenerbahçe'ye karşı büyük düşmanlık besleyen ve üst üste 3 yıl bulunduğu basit uefa gruplarından çıkamama başarısı gösterebilen bir takımın taraftarlarının kendi işlerine bakmayıp bir de utanmadan rakibinin neden şampiyonlar ligi şampiyonu olamadığını sorgulaması!
3) Her ne olursa olsun, Fenerbahçe şu sıralar başarısız da olsa son yıllarda yaptığı atakların rakiplerini telaşlandırdığı gerçeği.
4) Türk futbolunun bu kaos ortamı ve haset duygularla ileri gitmesininin hiç bir şekilde mümkün olmadığı gerçeği!
Aslında 2 tane iyi golcü iyi bir kaleci ve iyi bir sağ açık ve tabi ki iyi bir Teknik adamla gerçekleşmesi imkansız olmayan rüya... Üstelik bu saydığım oyuncuları alabilecek parasıda var Fenrbahçe'nin...