Anayasa'nın 94'üncü maddesi uyarınca yeni başkan seçildikten sonra Anayasa'nın 102. maddesi uyarınca 11 Nisan 2007'de cumhurbaşkanlığı adaylık süreci işlemeye başlayacak. Adayların belirlenmesinden sonra da 12 Mayıs 2007'de yeni cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. Böylece 16 Mayıs 2007'de görev süresi bitecek olan Ahmet Necdet Sezer' in yerine seçilecek olan cumhurbaşkanı yeni parlamento tarafından seçilmiş olacak.
ne bir daha ahmet necdet sezer gibi katı bürokrat zihniyetli biri seçilsin ne de tayyip erdoğan gibi o makama yakışmayacak biri seçilsin diye dua ettiren seçimler.ayrıca o makama uygun bir kadın cumhurbaşkanımız olsa hiç de fena olmaz hani.
aday arayisi hizlanmis diyolar..fotomac ve takvim in haberlerini sabirsizlikla bekliyoruz.adaylar arasinda adi gecen bir ismin penguen dergisine verdigi demecte, peta ile iliskilerin sıkılastirilacagi ve ayni zamanda fikir ozgurlugu alaninda da yeniliklere acik bir donem planlandigi belirtilmis..
edit:yoneticilerin verdigi bilgiye gore rte cumhurbaskanina pardon cumhurbaskanligina goz kirpiyomus..
ne şimdiki cumhurbaşkanı ne şimdiki başbakan ne şimdiki anayasa mahkemesi başkanının seçilmesini istemediğim olaydır. halkı temsil edecek birinin bulunması bu kadar zor mu diye
merak etmeme neden olan kriz.
''tayyip erdoğan'ın cumhurbaşkanın karakterini özetlediği konuşmadan, cumhurbaşkanı olmak istediğini çıkartabilir miyiz'' sualine; "cumhurbaşkanı olmak için önce askerliğini yapmak sonra da üniversite mezunu olmak gerekir. biz tayyip bey için, bunları yapmış kabul ediyoruz ama ne bir askerlik arkadaşı ne de bir diploma görebildik şimdiye kadar, gazeteciler bunu araştırsın" cevabı.
rte insallah cumhurbaskani olur. cunku onun cumhur baskani olmasi demek, yetkileri cok genis olan basbakanligi birakmis olmasi demek,
onun cumhurbaskani olmasi demek, cok farkli cemaatleri icinde bulunduran akp nin birlestirici gucunun ortadan kaybolmasi demek.
onun cumhurbaskani olmasi demek, kendinden sonra bir baskan bulmasi gerekmesidir ve bu durumda baskanlikta gozu olan particiler kendi icinde sorunlarini cozemeyebilir.
onun cumhurbaskani olmasi demek, br donem daha onun basbakanligini gormememiz demek.
aslinda herkesin dusunmesi gereken soru rte cumhurbaskani mi olsun basbakan mi.
akp'nin iyice karışmasını ve seçime gitmek zorunda kalmasını temenni ettiğimiz süreç.
büyük devlet adamı(!), heykeli dikilecek insan(?) bülent arınç geçtiğimiz günlerde manisa da hüküm buyurmuş; ''bu nisan ayında da güce ihtiyacım olacak'' beyefendinin köşkü ne kadar istediği ortada, eee kolay değil tabii kaç senedir nefret ettiği ahmet neccdet sezer in yanında merasim taburu oldu. şimdi birinci adam olacak ki egosu taTmin olsun.
öte yandan rte nin de hayatının en büyük aMAcının köşke çıkmak olduğunu biliyoruz ama eğer bunu yaparsa genel seçimleri yüzde yüz kaybedecek, bir yandan iktidarı da elinde tutmak istiyor. tabii hanımefendiler arasındaki soğuk savaşı da unutmamak lazım. çok uzun zamandır hayrunisa hanımla, emine hanım arasında bir rekabet olduğu ve bu iki hanımın birbirinden hiç hazzetmediği ortada. eğer ki rte baskılara dayanamayıp 5 yıl daha icraatin başında kalmaya oynarda cumhurbaşkanlığına dostu abdullah ı çıkartırsa değil hükümet krizi, bir aile yıkılır alimallah. çok zorlu bir süreç bizi bekliyor. dileğimiz odur ki bu süreç akp'yi bitirsin, seçimi zorunlu kılsın ve türkiye için en iyisi olsun.
cumhur'un başı akp'li, başbakan akp'li ve meclisin başı akp'li olacak ve türkiye şimdikinden çok daha fazla kaosa girecektir. hükümete yalakalık yapan aydın kesiminden, gazeteci kesiminden eşini türbana hatta çarşafa sokanları bile görecek bu ülke. ülke'de akp iktidarından beri türbanı bırakın kara çarşaf giyerek dolaşan kadınların sayısındaki artış azımsanamayacak seviyeye gelmiştir. bu kafalarla biz de 2000'li yıllarda ilerleyeceğiz.
deniz baykal, cumhurbaşkanı seçilecek kişinin ordu ile, yargı ile, üniversitelerle ve halkın ezici çoğunluğuyla kavgalı olmamalıdır diyerek cumhurbaşkanı olmaması gereken kişileri çok güzel anlatmıştır. *
"mustafa kemal'den beri böyle bu. Şimdi gene Çankaya savaşlarını başlattılar. sloganlarına bayılıyorum, "atatürk'ün koltuğuna bilmem kim oturamaz." biz o koltukta kimlerin oturduğunu gördük. cevdet sunay'ın, kenan evren'in, demirel'in, sezer'in oturduğu koltuğa şu anda ülkenin başbakanı olan adam oturamazmış. niye? eşinin başı bağlıymış. bu sözlerden benim anladığım, daha önceki cumhurbaşkanlarının hepsinin makamlarını eşlerinin açıkta duran saçlarına borçlu olduğu. devlet yönetiminin "saça" bağlı olduğu bir ülke haline getirdiler burayı. "adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi?" diye sormuyoruz, sorduğumuz şu: "yenge hanım saçlarını örter mi?" Örtmüyorsa buyurun Çankaya'ya. devleti böylesine gayrıciddi bir duruma düşürdüler işte." ahmet altan
darbe sevdalısı aydın kılıklı oligarşik zümrenin feci halde depresyona gireceği ve sanırım sittin sene depresyondan çıkamayacakları süreçtir.
son kaleleri de halka devredilecektir.
eşitlikçi, kardeşlikçi, ulusalcı, emekçi.. aydınlarımızın demokrasiyi kabullenebildiklerini veya kabullenemediklerini gösterecek turnusol kağıdıdır ayrıca.
birilerinin itinayla yazdıkları felaket senaryolarını hayata geçirme rüyaları görecekleri, bu rüyalarından kabusla uyanmaları neticesinde de büyük yaygara koparacakları süreçtir... *