zirve; aynı ortamı paylaşan sözlük yazarlarının biraraya gelip birbirlerini tanımaları.
eğer bu terim ışığında olaya bakarsak ankara tayfası artık zirve mantığını çoktan aşmıştır. ilk zirvelerimi hatırlıyorum, daha ramazandaydı, düşünün artık, üzerinden kaç zirve geçti, nerdeyse haftada bir tane. efendim aynı ortamı paylaştığı insanları canlı olarak görünce bir başka oluyor insan. "vay ulan şu çocuk sözlüktekinden daha geyikmiş.", "ulan çocukla biraz tartıştık ama tanıyınca pek bi kanım kaynadı." veya "abi buradaki ortam sözlüktekinden iyi ya." gibi düşüncelere kapılıyor insan. hani haftada birkaç gün belli arkadaşlarınızla buluşur takılırsınız ya, sırf can sıkıntınız gitsin, biraz eğleneyim, derdimi dinleyecek biri olsun diye, işte durum aynen bu seviyeye gelmiştir ankara da. hani bazı anlarda hiç birşey söylemeden oturursun ve o samimi arkadaşınla bir bakışman bile yeter ya, ben artık buları hissetmeye başladım, eminim bir çok yazar da böyledir. nasıl mı anladım; öncelikle kimsenin kimseyle problemi yok, yok sen niye bana ayar verdin, yok sen niye benim başlığa bunu yazdın gibi muhabbetler hiç dönmüyor, hatta ve hatta sözlük muhabbeti bile çok nadir oluyor, o da bu ortamı sağladığı için.
sözün özü her ankara zirvesinden ayrı bir zevk alıyorum, normal hayatta yollarımızın pek kesişmeyeceği bu güzel insanları geç tanıdığım için de ayrıca üzülüyorum. hepinizi seviyorum canlarım..... **
acayip bir zirve olmuştur. özel helikopterimle izmir'den aldırdığım hunlu arkadaşımızı* kocatepe camii'sine indirdikten sonra limuzinimle de marla singer ve mystery'i aldırdım. hammer'larım ise odtü kapısında freedean ve witch'i bekliyorlardı. aaron stainthorpe'a da haber vermiştim o da bizzat silentcry'ı evinden aldı, eee organizasyon denilen şey böyle olur zaten.
ondan sonra toplana toplana 25 kişi olduk. yedik, içtik, bir geyik bir muhabbet, aman tanrım yok böyle bir olay. o ne gırgırdı, o ne şamataydı. anlatılmaz yaşanır cinsten bir zirveydi ve gelmeyenler çok şey kaçırdı kesinlikle.
haftaya da çiğ köfte partisi için anlaşıldı ve mutlu mesut eve dönüldü.
yalnız şu sinema salonunda osuranı yakalarsam çok fena edicem, aramızda gaz kaçağı yaşayan bir yazarımız var sözlük bunu bildirmem lazım. ayak kokusuyla birleşince hiç çekilmiyordu bir de.
öyle işte, koku hariç gayet iyi bir zirveydi. şimdi de yeni tanıştığım bazı yazarlar hakkında izlenimlerim ;
redwinemania : kendisi mardinliymiş. öğrenince çok mutlu oldum. imam olarak hacı bektaş veli camii'sinde görevliymiş. bu ne nick dedim, takma abi kafana dedi. ne demek istedi anlamadım.
hunlu : zeki müren'in gençliği. evet evet aynı o. mekteb-i tıbbiye'de okuyormuş bir de. aferin.
marla singer : o bakışlarını biraz hafifletse iyi olur be yazarı.
mystery : zirvenin en rüküş bayanı. olmuyor olmuyor diyoruz ve 10 üzerinden 5 veriyoruz.
fewzi1907 : galatasaray'lı olduğunu öğrenince şok oldum. meğerse 6 o lık maçın etkisiyle bu nicki seçmiş. cık cık.
suran : o kadar kısa bir çocuk ki zirvede ayaklarıma dolandı. 1.50 falan taş çatlasa
wolfshade : daaaş daaş...söyleyecek kelime bulamıyorum. o nasıl vücuttur ya. of ulan görür görmez meyhaneye gidesim geldi.
freedean : kaslı mı kaslı, hayvan gibi bir gövdeye sahip er kişisi. yanında sevgilisi de vardı. yalnız söyliyeyim sevgilisi bana sarktı sinemada. hatta itiraf ediyorum . sinemanın karanlık olmasından faydalandık !!
liberty : özgürlüğüne düşkün sözlük yazarı. dekoltesiyle geldi zirveye. bacaklarına bakmaktan kamburum çıktı, evet bu kadar da hayvanım.*
melankolik : zirvede ağır takılan bir başka bayan. habire "olmaz ben bakireyim" diyordu. sanırım paranoya yapmış, biletini alsana "olmaz ben bakireyim", ne içersin ? "olmaz ben bakireyim"
sonra gerçeği anladık ki kendisi girmiş olduğu bir iddiayı kaybetmiş ve ceza olarak kurduğu her 5 cümleden birisinin "olmaz ben bakireyim" olması gerekiyormuş.
bu ne biçim iddia lan.
şimdilik hatırladıklarım bunlar, hatırlamadıklarımı da hatırlayınca yazarım.
efenim nerden baslayacagimi bilemedigim guzellikte bir zirve olmustur. Öncelikle sabahın 06,00 sında baslayan tren yolculugum 10,30 sularında bitmis ve ankara tren garına iniş yapmısımdır. orada beni sabahtan beri bekleyen canım kardesim fewzi1907 beni alıp uykulu halimle; abi burası kızılay, burası dikimevi * gezdirdi ve onceden ayarladıgı * kardesimizin evine goturdu. bir uyku cektim efenim dillere destan. * ardından bi baktım ki saate 14,20 olmus. fewzi1907 aldı beni doruu tenedos a goturdu. sonra bir cok dunya tatlısı arkadasla tanıstık , kaynastık. * ardından suru psikolojisinin bize verdigi yetki ile eylul kafe arandı. * ama bulundu. ardından ismail aq nun destansı filmini izlemeye gittik. korkunc yaklasımlar yaparak filmi hiçetsem de ** güzel bir filmdi lakin zirve ortamı için uygun oldugunu söyleyemem. *
ardından bir pizzaci ortamı , saglam muabbet , papanın muslumanlık yolundaki adımları bizi ortamdan az daha kovulacak duruma getirse de gırgırın dibine vurulmus ve solugun bir anda simitci de alındıgı zirve haline gelmiştir.
sonra ileri goruslugugum ile redwinemania nin tavla galibiyetini dogru tahmin etmişimdir. arından saatler 23,20 yi gosterirkene mekandan ayrılmak zorunda kalmısızdır. içimden bir parca koptu sandım o an. bir seri gitme diyen gözler uzerimdeydi. yurudum arkamı dondum. seni seviyorum ankarayadiyecektim. agzimdan hoscakal ankara cıktı. * *
