isviçre maçı sonrası kaybolan milli takım ruhudur. fatih terim'in kendi egosuna göre milli takımı yönetmeye başlaması ile başlayan bu süreç, yabancı oyuncuların türk yapılıp milli takıma alınması ve milli takım futbolcularının da git gide şımarmasıyla; milli takımın iyice ruhsuzlaşmasıyla sonuçlanmıştır.
bu dönemde üstündekinin milli takım forması olduğunu boş verip el kol hareketi çekende olmuştur, kendini üstün yetenek sanıp hep ön plana çıkarmak isteyende.
teknik direktörü de, futbolcusu da basının en ufak eleştirilerinde bile; tahammülsüzlük göstermeye cevap yetiştirmeye kalkmıştır. dünyanın en iyi milli takımları ve oyuncuları bile kendi ülkelerinin basını tarafından rencide edici şekilde nitelendiriliyor ve buna ses çıkarmıyor iken üstelik.
çok değil 2002 yılında milli takımımız o güne kadar aklımıza bile getirmediğimiz başarılar elde ettiğinde bile; ne hocası -büyük adamsın şenol güneş- çıkıp "ben yaptım" dedi ne futbolcusu. o günlerde gözde isim haline gelen ilhan mansız bile en ufak bir şımarıklık yapmadı söz konusu milli takım olunca. son yıllarda ise çoğu milli takım oyuncusu kendi takım taraftarlarından aldıkları destekle, ayrı bir artist takılıyor.
2008 avrupa şampiyonasında, fatih terim motivasyonu ve gurbetçi taraftarların desteğiyle; yeniden milli takımın oyun oynama ve kazanma arzusu canlansa da saman alevi gibi kısa süreli olmuştur bu.
federasyonun "milli" takımın başına bir türk antrenör getirmek varken gidip; guus hiddink'i getrimesi ise büyük yanlıştır. guus hiddink veoğuz çetin ayrı bir dünya zaten, onlardan bahsetmeye bile gerek yok.
her şey bir tarafa başarısızlığı getirip taraftarın üstüne atma süreci gelişti artık, siz zorunluluktan sahadaymış gibi oynarsanız taraftar ne yapsın. yılların şımarıklığının üstüne bu taraftardan size saygı duymasını bekleyemezsiniz. milli maça kendi kulübünün formasıyla geliyor diyen bile oldu taraftar için, sana ne lan isterse real barbunya forması ile gelir. milli takım futbolcusu ıslıklanamaz diye bir kuralda yoktur, kutsal olan milli takım ismi ve formasıdır futbolcusu değil. taraftarın suçlu olanı ise olayı kulüp rekabeti bazında ele alıp, rakip takımın milli futbolcusuna küfredendir.